|
Ev sahipliğini Polonya Cumhuriyeti Ankara Büyükelçiliği Ticaret ve Geliştirme Bölümü'nün yaptığı toplantıda, Polonya ve Türkiye ekonomik ilişkilerinin mevcut durumu değerlendirilirken, ileriye dönük yatırım olanakları ve inşaat sektörünün sunduğu fırsatlar ele alındı.
 Olga RatusinskaToplantının açılış konuşmasını yapan Polonya Cumhuriyeti Ankara Büyükelçiliği Başkatipi Olga Ratusinska, 2014'te Türkiye ve Polonya arasındaki diplomatik ilişkilerin başlamasının 600 yılının kutlanacağına dikkat çekerek, bunu iki ülke arasındaki mesafeleri kısaltmak ve yeni olanaklar yaratmak için bir fırsat olarak gördüklerini kaydetti. Türkiye'nin Polonya'nın ileriye dönük stratejileri arasında öncelikli öneme sahip 5 ülkeden biri olduğunu vurgulayan Ratusinska, iki ülke arasındaki iş hacminin 5 milyon dolar civarında olduğunu ve Türkiye'nin Polonya'nın en çok ihracat ve ithalat yaptığı ülkeler arasında 20. sırada yer aldığını açıkladı. Türkiye'de inşaat malzemesi üretimi yapan birkaç Polonya firması olmasına ve Varşova Metrosu ikinci fazının inşaatının Gülermak'ın da içinde olduğu konsorsiyum tarafından yüklenilmesine rağmen inşaat sektöründe çok ciddi bir işbirliği olmamasını 'ilginç' olarak yorumlayan Ratusinska, Yapı Fuarı - TURKEYBUILD İstanbul kapsamında gerçekleştirilen toplantının bu durgunluğu kırmak, işbirliği yapılacak alanları genişletmek için atılan adımlarından biri olarak değerlendirilebileceğini bildirdi. Ratusinska, Türkiye'nin gündeminde büyük ölçekli altyapı ve ulaşım projeleri olduğunu anımsatarak, Polonyalı firmaların bu projelerde alt yüklenici ya da tedarikçi olarak yer alabileceklerine; ayrıca enerji sektöründe verimliliğin artırılması, tesislerin modernizasyonu konularında tecrübelerini paylaşabileceklerine dikkat çekti ve Polonya'da da özellikle ulaşım alanında önemli fırsatlar olduğunu sözlerine ekledi.
 Adam Malecki2013'de Polonya inşaat sektörü 38 milyar dolarlık bir hacme ulaşacak
Polonya genel ekonomik yapısı ve inşaat sektörü hakkında açıklamalarda bulunan Polonya Enformasyon ve Dış Yatırımlar Ajansı'ndan Adam Malecki ise, yüzde 1,8 ile 2013'te diğer AB ülkelerinden daha iyi bir büyüme performansı göstermesi beklendiğini, inşaat sektörünün de 38 milyar dolarlık bir iş hacmi yakalamasının öngörüldüğünü kaydetti. Özellikle otoyol ve demiryolu altyapısının modernizasyonu için AB'den ciddi bir fon akışı olacağını bildiren Malecki, bunun 73 milyar euroluk dev bir bütçe anlamına geldiğini aktardı. Hükümet tarafından doğrudan yabancı yatırımları için önemli kolaylıklar sunulduğunu belirten Malecki, özel ekonomik bölgelerin vergiden muaf yapılarıyla girişimciler için ideal yatırım ortamları sunduklarını ifade etti. Malecki, iş gücü maliyeti açısından da Polonya'nın diğer AB ülkelerine göre avantajlı bir pozisyonda olduğuna dikkat çekti.
 Jaroslaw JarosiewiczKamu - özel sektör ortaklıkları
Polonya Ekonomi Bakanlığı Destek Araçlar Bölümü'nden Jaroslaw Jarosiewicz de, 'olası problemleri' aşmada önemli bir araç olarak nitelendirdiği 'kamu - özel sektör ortaklıkları'nın (PPP) bir iş modeli olarak Polonya'daki durumu hakkında bilgi verdi. 2008 yılında yürülüğe giren yasa ile kamu - özel sektör işbirliği için daha esnek bir yapı oluşturulmasının hedeflendiğini, sonrasında farklı zamanlarda yapılan revizyonlarla bu esnekliğin geliştirilmesinin amaçlandığını anlatan Jarosiewicz, ancak PPP formülasyonun daha da iyileştirilmesi gerektiğinin bilincinde olduklarını söyledi.
Ekonomi Bakanlığı'nın bu yönde adımlar attığını kaydeden Jarosiewicz, "Polonya'da PPP projeleri, Fransa ya da Türkiye gibi ülkelere göre küçük kalıyor; bu bizim henüz yolun başında olmamızdan kaynaklanıyor, daha öğrenecek çok şeyimiz var" diye konuştu. Jarosiewicz, Polonya'da gerçekleştirilen PPP projelerinin yüzde 80 gibi büyük bir diliminin yerel yönetimler tarafından ihale edildiğine değinerek, bunun da sözleşme bütçelerinin küçük olmasını beraberinde getirdiğini kaydetti. PPP'de ana amaçlarının kamu için en yüksek faydayı ve standartları sağlayacak projeler elde etmek olduğuna vurgu yapan Jarosiewicz, bu nedenle fonksiyonluk, maliyet, kullanılacak teknoloji gibi parametrelerin kendileri için önemli olduğunu söyledi.
 Marek NowakowskiEn kısa zamanda Polonya'ya gelin
İki ülke arasındaki benzerliklerin altını çizen Türkiye - Polonya Ticaret Odası'ndan Marek Nowakowski ise Türkiyeli iş insanlarına "En kısa zamanda Polonya'ya gelin" mesajı verdi. "İki ülke arasındaki ticareti ileri taşımanın ve artık doğrudan yatırımlara geçmenin zamanı geldi" diyen Nowakowski, buna ek olarak üçüncü ülkelerde de birlikte neler yapılabileceğinin araştırılmasının önemine işaret etti. Her iki ülkenin geniş bir hinterlandı olduğunu kaydeden Nowakowski, "Ticari olanakları sadece Polonya ya da Türkiye ile sınırlamamalı; iki ülkenin etrafındaki ekonomik fırsatlar da göz önünde bulundurulmalı" şeklinde konuştu. Yaşanan resesyonda bile iki ülkenin büyümelerini sürdürmelerinin dinamik bir ikili figürü oluşturduğunu belirten Nowakowski, Polonya'da yatırım yapmanın avantajlarını da şöyle sıraladı:
"Polonya'daki iş gücü maliyetleri, diğer AB ülkeleriyle karşılaştırıldığında çok makul seviyelerde; Türkiye'ye yakın bir çizgide. Bu benzerlik, çalışma saatleri için de söylenebilir; haftalık 46 - 47 saatlik çalışma süreleriyle Polonya AB'nin en uzun süreli çalışılan ülkesi. Büyüme rakamları açısından da AB ortalamasının üzerinde bir trend izleyen Polonya'da, ileriye dönük beklentiler de pozitif. Enflasyon yüzde 5'in altında sabitlenmiş durumda ve kredi faizleri de makul seviyelerde. Yeni Türk Ticaret Kanunu ile birlikte, mevzuat açısından da benzer durumda olacağız; bu anlamda Türkiyeli iş insanlarının Polonya'da yabancılık çekmeyeceklerini söyleyebiliriz. Kamu ihaleleri yabancılar için biraz zor olabilir; çünkü dil sorunu var ve ihale süreçlerindeki bürokrasi de şikayet konusu. Ancak Polonyalı bir firmayla yapılacak ortaklık, bu sorunun kolayca aşılmasını sağlayacaktır. Finans anlamında da benzer bir resim var; her iki ülkede faaliyette olan bankalar neredeyse aynı".
|
