Türkiye Avrupa'dan En Çok...
Türkiye'yi Çevreleyen Denizlerde...
Dünya Çevre Günü'nde Plastik...
Plastik Kirliliğini Politika...
Plastiği Balmumu Kurdu Yok Edecek
Atık İthalatına Sıkı Denetim
Bir Solucan Türünün Plastik...
İklim Değişikliği Göstergeleri...
Dünyanın Karbon Bütçesi Tükeniyor
Küresel Sıcaklık Artışını...
Mevcut Politikalarla İklim...
İklim Krizi En Büyük Küresel Risk
Plastik Atık İthalatı Yapan...
Plastik Atık İthalatında Yasak...
Plastik Atık İthalatı Yasaklandı
Plastik Atıklar Nedeniyle Okyanuslar Alarm Veriyor
Okyanuslarda her yıl 14,9 milyon ton plastik, deniz canlılarına geçerek besin zincirine dahil olurken yapılan analizler, 2050 yılına gelindiğinde okyanuslardaki plastik miktarının ağırlık olarak balıklardan daha fazla olacağını gösteriyor.
Plastik atıkların, besin zincirini etkileyecek derecede zarar verdiği okyanuslardaki en önemli tehlikelerden birinin deniz suyu seviyesi ve sıcaklığının yükselmesi olduğunu söyleyen Boğaziçi Üniversitesi İklim Değişikliği ve Politikaları Merkezi Müdürü, iklim ve doğa bilimci Prof. Dr. Levent Kurnaz, "Şu anda iklim değişikliğini durdurma açısından bize faydalı olan denizler, su sıcaklığı arttıkça bu sefer tuttukları karbondioksiti atmosfere geri vererek küresel ısınmanın daha da artmasına neden olabilirler." dedi. Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli (IPCC), ABD Havacılık ve Uzay Ajansı (NASA), ABD Ulusal Okyanus ve Atmosfer İdaresi (NOAA) ve çeşitli çevre kuruluşlarının çalışmalarından derlenen bilgilere göre, okyanuslar, dünyada yaşamın devamlılığı için gereken oksijenin yüzde 50 ila 80'ini üretiyor ve atmosfere göre 50 kat fazla karbondioksit yutuyor. Okyanusların bu hayati önemine dikkati çekmek, sürdürülebilir şekilde kullanımı noktasında farkındalık yaratmak ve okyanusları korumak amacıyla Birleşmiş Milletler, 2008 yılında aldığı kararla, 8 Haziran Dünya Okyanus Günü'nü kabul etti. Dünya yüzeyinin yaklaşık yüzde 70’ini kaplayan okyanuslar, ısıyı ekvatordan kutuplara taşıyarak iklim ve hava modellerini düzenlerken, küresel ısınmadan kaynaklanan sıcaklıkların yüzde 93'ünü hapsediyor. Yapılan analizlere göre, okyanusların üstteki 2 kilometrelik bölümlerinin 1955 ile 2010 arasında hapsettiği sıcaklık, atmosferin alttaki 10 kilometresinde hapsedilseydi, bugün 1,1 ile 1,3 derece arasında artan küresel sıcaklık, 36 santigrat derece artmış olacaktı. Ancak üretim ve tüketim faaliyetleri başta olmak üzere insan kaynaklı çevre kirliliği ve iklim değişikliğinin her geçen gün daha da gözle görülür hale gelen etkilerinden dolayı okyanuslardaki yaşam alanlarının bozulması canlı yaşamını her yönüyle tehdit ediyor. 2050’de okyanuslarda balıktan fazla plastik olacak Her gün 8 milyon parça plastik okyanuslara ulaşırken, bunların 1 milyonunu plastik poşetler oluşturuyor. Karasal kaynaklardan okyanuslara karışan plastik miktarının 2040 yılına gelindiğinde 30 milyar tona ulaşacağı öngörülürken, 2050 yılına gelindiğinde okyanuslardaki plastik miktarının ağırlık olarak balıklardan daha fazla olacağı tahmin ediliyor. Okyanuslardaki plastik kirliliği her yıl 1 milyon deniz organizmasının ölümüne yol açıyor. Plastik yiyen canlılar, sindirim sistemlerinde meydana gelen problemlerden ötürü yeterince beslenemeyerek hayata veda ediyor. İngiltere'de yapılan bir araştırmada, tüketim amaçlı yakalanan her 3 balıktan 1’inde mikroplastiğe rastlanırken, besin zincirinin en altındaki okyanus canlılarının mikroplastikle beslenmesi, insanlar gibi bu zincirin daha üst halkalarında yer alan canlıların da plastik tüketmesine yol açıyor. Küresel ısınmanın etkileri Okyanus yüzeyi sıcaklığı 2021’de, sanayi öncesi döneme göre 0,56 derece fazla ölçüldü. 2000 yılında bu fark 0,25 dereceydi. Öte yandan NASA'nın verilerine göre küresel ölçekte okyanus seviyesi 1993 yılından bugüne her yıl ortalama 3,4 milimetre, son 30 yılda yaklaşık 10 santimetre yükseldi. "Denizlerdeki yükselme gelecekte gıda sorunlarına yol açabilir" Antarktika ve Grönland buzullarının erimelerinde artış görülmesi halinde söz konusu yükselmenin milimetrelerle sınırlı kalmayıp santimetreler boyutuna çıkabileceği konusunda uyarıda bulunan Kurnaz, "Deniz seviyesinde ülkemizde 2 metrelik bir yükselme pek çok şehrimizde çok ciddi problemlere yol açacaktır. Bunun ötesinde de Söke Ovası, Çarşamba Ovası gibi deniz seviyesine oldukça yakın ve bununla birlikte bizim çok ciddi gıda üretimimize yardımcı olan bölgeler deniz seviyesinin altında kalabilir. Bu da gıda sorunlarının artmasına neden olacaktır." dedi. Dünyanın pek çok bölgesinde benzer sorunların görüldüğüne değinen Kurnaz "Mesela Bangladeş’in önemli bir kısmı deniz seviyesinden 0 ile 2 metre arasında yüksekliktedir. Dolayısıyla deniz seviyesi 2 metre yükselecek olursa, bugün dünyanın en fazla nüfusa sahip sekizinci ülkesi olan Bangladeş’in önemli bir kısmı sular altında kalacaktır." diye konuştu. "Besin zincirinin sağ kalması, denizin asitlik oranına bağlı" Kurnaz, denizdeki asit oranındaki artışın besin zincirinin en altındaki deniz canlılarından biri olan planktonlardan başlayarak insana kadar uzanan tüm canlıları tehdit ettiğini vurguladı. Denizdeki yaşamın en önemli yapı taşı olan planktonların yaşayabilmeleri için kabuk oluşturmaya ihtiyaç duyduklarını, ancak yüksek asitlik durumunda bu kabukları oluşturamayacaklarını aktaran Kurnaz, ileride böyle bir durum görülmesi halinde besin zincirinin bozulacağını ifade etti. Kurnaz, "Temelde küçük balıklar planktonları, büyük balıklar küçük balıkları, biz de büyük balıkları yediğimiz için denizdeki besin zincirinin sağ kalması, denizin asitlik oranının sağ kalmasına bağlıdır." ifadelerini kullandı. "Sıcaklık artışı, denizlerdeki biyoçeşitliliği tehdit ediyor" Kurnaz, okyanusların karbondioksit yutma özelliği olduğunu hatırlatarak sözlerini şöyle tamamladı: "Ancak denizlerin karbondioksiti emebilme yetenekleri sıcaklığa bağlıdır. Yani atmosferin ya da deniz suyunun sıcaklığı ne derece yüksek olursa denizin karbondioksite emebilme kapasitesi de o derece düşer. Şu anda iklim değişikliğini durdurma açısından bize faydalı olan denizler, su sıcaklığı arttıkça bu sefer tuttukları karbondioksiti atmosfere geri vererek küresel ısınmanın daha da artmasına neden olabilirler. Hani gazlı içeceklerin üstünde 'Soğuk içiniz' yazar, bilirsiniz. Eğer o içecek soğuksa içinde daha fazla karbondioksit çözünebilir. Aynı şey denizler için de geçerli." |