İnşaatı günde 24 saat devam eden Park
Otel'de yangın çıktı. Yangının zorlu koşullarda çalışan işçilerin
kaldığı naylon çadırdaki sobadan çıktığı sanılıyor. İnşaattan işçiler kadar, 10
aydır gürültüden uyuyamayan mahalleli de rahatsız. Gümüşsuyu'nda CVK
şirketine ait inşattı süren Park Oteli'nin yedinci katında işçilerin
kaldıkları çadırda gaz sobasından çıktığı söylenen yangında yaralanan ya da ölen
olmadı; yangın bir süre sonra söndürüldü. Bianet.org'tan Nilay
Vardar'ın haberi:
Geçen ay, yürütmeyi durdurma kararı verilmesine rağmen devam eden inşaat
nedeniyle, mahalle 10 aydır uyuyamıyor, işçiler de yaşam koşullarından
şikayetçi. Yangının ardından inşaatın önünde bianet'e konuşan işçiler çok
öfkeliydi. İşçilerden biri, "20 kişilik naylon çadırlarda, işçiler koyun gibi
yaşıyor. Derme çatma tesisat sisteminde ısındıkları sobanın bir süre sonra çok
ısınan kabloların tutuştuğunu düşünüyoruz" dedi. Denetim olmuyor mu sorumu ise
"Gelin içerideki rezilliği görün, burada insan yaşar mı?" diye cevapladılar.
Ancak bırakın içeri girmeyi, inşaatta çalışanlardan dışarıdan fotoğraf çekmemden
bile rahatsız oldu. Sorunlarını anlatmak isteyen işçilerle konuşmam diğer
işçilerin müdahalesiyle engellendi; çünkü "İnşaat sorumluları her an
gelebilirdi!".
Park Oteli'nin inşaatı nedeniyle mahalleli "Gümüşsuyu Park Oteli Mağdurları"
grubunu kurarak, geceleri uyuyamadıklarını söyleyerek 12'den sonra çalışma
yapılmaması için nöbet tutuyordu. Her gece polisi arıyorlardı. Valilik,
Belediye, Kaymakamlık her yere onlarca kişi başvurdu. Kaymakamlık saat 12'ye
kadar izin belgesi verdiğini söyledi ancak inşaatlar 24 saat devam ediyor. Hatta
polis çağırdıkları bir gece inşaattan üstlerine dolu bir şişe atıldı ancak polis
"Biz bir şey yapamıyoruz" dedi. Mahalleli suç duyurusunda bulundu, bir şey
yapılmadı. Valilik, Belediye, Kaymakamlık hepsi sorumluluğu birbirine attı.
Yangın denetimsizliğin göstergesi
İnşaatın karşısında oturan Ayşe Gül Altınay, tüm şikayetlere rağmen inşaatta
daha da gürültülü çalışıldığını söylüyor. "24 saat boyunca hiç durmadan
çalışıyorlar. Gecenin 3'ünde, hem de iki çekiç sesi falan değil, 50
işçiyle beton makineleriyle. 10 aydır uyuyamıyoruz ve kimse şikayetlerimizi
dinlemiyor. Bazen gece boyu durmadan polisi arıyorum ancak yanıt alamıyorum.
Zaten gelseler de 'Bu inşaatı yapanlar yüksek yerlerden bir şey yapamayız'
diyorlar. İnşaatın sahibi Kayserili, Abdullah Gül'ün bir tanıdığı olduğu
söyleniyor.
"İnşaatın etrafında güvenlik perdesi yok, geçen gün iki metre ötemde
inşaattan parça düştü. Bunun yanında işçilerin de çalışma güvenliği yok; gecenin
karanlığında ışıksız ıslak zeminde çalışıyorlar."
"Bu mesele sadece mahallelinin uyuma hakkıyla da ilgili değil; İstanbul'un
ortasında kocaman bir inşaatın ne kadar denetimsiz yapıldığını gösteriyor. Zaten
bu yangın bu denetimsizliğin dışa vurumu."
Başka bir mahalleli Umut Dolu da Belediye'ye yazdığı "Bu inşaatın denetimini
nasıl sağlıyorsunuz" sorusuna 1,5 ay gecikmeli olarak "12'den sonra inşaat
yapılamaz" cevabı aldığını ancak denetime dair bir yanıt alamadığını söylüyor;
"bu yangın da denetimsizliğin bir göstergesi" diye ekliyor.
TMMOB Şehir Plancıları Odası, Kültür ve Turizm Bakanlığı inşaatın planını
onayladıktan sonra, yapılaşma koşulları ile yakın çevresindeki
tarihi-kentsel doku ve İstanbul silueti üzerindeki olumsuz etkileri, yapı ve
nüfus yoğunluğu ile birlikte bölgeye getireceği trafik yükü nedeniyle dava açtı.
Danıştay 6. Daire de 20 Eylül'de inşaata yürütmeyi durdurma kararı
verdi.
|