Arkeolog, müzeci ve ressam Osman Hamdi Bey, ölümünün 100'üncü
yıldönümünde Kocaeli'nin Gebze ilçesi Eskihisar köyündeki mezarı başında
anıldı.
1882 yılında kendisinin kurduğu İstanbul Mimar Sinan
Güzel Sanatlar Üniversitesi tarafından düzenlenen anma etkinliğine
Rektör Prof. Dr. Rahmi Aksungur ile öğretim üyeleri katıldı.
Osman Hamdi Bey'in mezarına çelenk bırakan Rektör Aksungur, Osman Hamdi
Bey'in 1842'de İstanbul'da doğduğunu, 1860'da
hukuk eğitimi için Paris'e gittiğini anlattı.
Aksungur, şöyle devam etti:
''Babası hukuk eğitimi için ısrar ediyordu fakat kendisi resme merak saldı.
Sanata olan bu ilgisi gittikçe büyüdü, ülkesine döndüğü zaman sadece bu konuyla
ilgilenmeye başladı. Sarayda görev aldı ve yaptığı en önemli işlerden biri 1882
yılında bugünkü adıyla Mimar Sinan Güzel Sanatlar
Üniversitesini, yani Sanayi-i Nefise Mekteb-i Alisi'ni
kurdu. Kurumsal vazifemiz her sene hocamızı anıyoruz burada. İki kişiyi anıyoruz
bir de ismini aldığımız Mimar Sinan'ı. Her ikisine de ruhun şad olsun diyorum.''
Öğretim üyelerinin de Osman Hamdi Bey hakkında yaptığı konuşmaların ardından
büyük sanatçının mezarına karanfiller bırakıldı.
Rektör Aksungur daha sonra Osman Hamdi Bey'in evini ve müzesini gezdi.
Aksungur, anma töreninin ardından AA muhabirine yaptığı açıklamada, Osman Hamdi
Bey'in bu topraklarda yaşayan çok değerli bir insan olduğunu vurgulayarak,
şunları söyledi:
''Çok büyük bir ressam, üniversitemizin kurucusu, hocamız. Buranın bizim için
çok önemi var. Bu ev bizim evimiz, dedemizin babamızın evi. Bu büyük ressam
benim hocamın hocası. Bize kazandırdığı eserler adeta bize rehberlik ediyor ve
resim sanatımızdaki çok önemli bir köşe taşı. Yani bizim kültür mirasımızın
temel taşı olarak görüyoruz. Bu nedenle her sene kendisini buraya gelip ölüm yıl
dönümünde anıyoruz.'' Osman Hamdi
Bey Osman Hamdi Bey, 1842'de
İstanbul'da doğdu. Türk müzeciliğinin kurucusu kabul edilen arkeolog, müzeci ve
ressamdır. Güzel Sanatlar Akademisi (Sanayi-i Nefise Mekteb-i Alisi),
İstanbul Arkeoloji Müzesi'nin de kurucusudur.
İlkokul öğrenimini Silivri'deki bir okulda yapan Osman Hamdi, 1856 yılında
Maarif-i Adliye okuluna başladı. 1860'da hukuk öğrenimi için Paris'e gitti.
Hukuk öğreniminin yanı sıra o dönemin ünlü ressamların olan Gerome (1824-1904)
ve Boulanger'in (1824-1888) atölyelerinde çıraklık yaparak iyi bir resim eğitimi
aldı. 1869 yılında Bağdat Yabancı İşler Müdürlüğüne atandı. 1871'de İstanbul'a
geri dönünce sarayda çalıştı. 1881'de Müze-i Hümayun'a (İmparatorluk Müzesi)
atandı. Bu görevi ile Türk müzeciliğinin parlak dönemleri başladı.
1882 yılında Güzel Sanatlar Akademisi Sanayi-i Nefise Mekteb-i Alisi'ni ve
İstanbul Arkeoloji Müzesi'ni kurdu ve müdürlüklerini üstlendi. 1884'te o güne
kadar hiç gündeme gelmemiş olan ve çokça kayıp verilmiş olunan bir zaafı
gidermek için, antik eserlerin yurt dışına çıkarılmasını yasaklayan Asar-ı Atika
Nizamnamesini çıkarttırarak yürürlüğe soktu. Osman Hamdi Bey, Nemrut Dağı,
Lagina ve Sayda'da arkeolojik kazılar gerçekleştirdi. Sayda da yaptığı kazılarda
bulduğu, arkeoloji dünyasının başyapıtlarından sayılan, aralarında İskender
Lahiti'nin de bulunduğu bir takım antik eserler çıkardı. Burada bulunan eserler
bugün Osman Hamdi Bey'in bulmuş olduğu birçok eser gibi, kendisinin temellerini
attırdığı İstanbul Arkeoloji Müzesi'nde sergilenmektedir. ''Kaplumbağa
Terbiyecisi'' ve ''Savaştaki Beyaz At'' Osman
Hamdi'nin en çok ilgi çeken ve özgün eserlerinden birisidir. Osman Hamdi Bey'in
Eskihisar'da kendi adında müzesi vardır. (AA)
|