Muğla’nın Gevenes Köyü'nde (Çaybükü) bulunan 150 yıllık
tarihi su değirmeni restore edildi. 1946 yılında
‘Ormancı' türküsünün yakıldığı Gevenes Köyü'nde bulunan ve
türküde adı geçen tarihi değirmen, İstanbul Üniversitesi Güzel Sanatlar
Fakültesi mezunu Hasan Şimşek tarafından 10 yıllığına Muğla İl
Özel İdare'den kiralandıktan sonra restore edilerek, ziyaretçilerin ve
turistlerin hizmetine açıldı. Restoran olarak da hizmet verecek tarihi
değirmende ayrıca Muğla'ya özgü folklorik bebekler, biblolar ve oyuncaklar
üretilecek.
Hasan Şimşek, Belen değirmeninin çevre düzenlenmesi ve
restorasyonunu yaparken birçok zorluğa göğüs gerdiklerini belirtti. Köy halkının
çok destek verdiğini anlatan Şimşek, şöyle dedi:
“Tasarımları bize ait olan folklorik bebek, biblo ve oyuncakları köyümüzde
bulunan ev hanımları ve kızlarımıza öğretmeyi düşünüyoruz. Böylece onların ev
ekonomisine katkı sağlamalarını amaçlıyoruz. Amacımız tarihi değerlerimizin
tanıtımını yaparken o yörenin tarihi değerlerini korumak. Belen değirmeni şu ana
kadar halkamız tarafından yeterince bilinmemekteydi. Bu tarihi değirmenin
tanıtımının yapılması hepimizin görevi olmalıdır. Ben tüm Muğlalılardan bu
konuda yardım ve destek bekliyorum.”
Şimşek, Gevenes Köyü'ndeki olay sonrası ‘Ormancı' türküsünü yazan ve
Tahir Erdinç’in heykelini de değirmenin önüne koyacaklarını
söyledi.
Türkünün öyküsü
Gevenes Köyü'nde 1922 yılında dünyaya gelen Mustafa Şahbudak, ağa çocuğudur.
Köy Muhtarı Tevfik Cezayirli, Mustafa’nın en yakın arkadaşıdır. Bu ikili her
akşam köy kahvesinde “dama” oynar ve oyun kahvehanedekiler tarafından ilgi ile
izlenir. 1946 yılının Temmuz ayında, Mustafa Şahbudak ve Muhtar Tevfik
Cezayirli, yine dama tahtasının başına oturur. Oyunun yarısında “Sarı Memet”
lakaplı Orman Memuru Mehmet İn, çıkagelir. Mehmet, sarhoştur.
Bir gün önce, komşu Çiftlik Köyü’nde yangın çıkmıştır. Orman memuru, yangın
evrakının götürülmesi için muhtardan bekçiyi ister. Muhtar ise bekçinin başka
bir işi olduğunu söyler. İkili arasında tartışma başlar. Ormancı, dama masasını
devirir. Mustafa Şahbudak ise buna sinirlenerek ormancıyı tartaklar. Halk araya
girerek ormancıyı kahvehanenin arkasına götürür. Ancak ormancının burada da
küfürlerine devam etmesi üzerine Mustafa Şahbudak, ormancının üzerine yürür. Bu
arada kamasını çeken ormancı Şahbudak'ı kolundan yaralar. Bunun üzerine silahını
çeken Şahbudak ateş eder. Ormancı kaçmaya başlar, Şahbudak bir kez daha ateş
eder. Ancak bu sırada araya giren muhtar Tevfik vurulur. Zor koşullarda Tevfik'i
hastaneye götürürler, ancak muhtar kan kaybından ölür. Tevfik mezara, Mustafa
hapishaneye girmiştir. Orman memuru Mehmet İn, bu olaydan sonra tayin ister ve
başka bir köye atanır. Dört yıl hapiste yatan Mustafa da çıktıktan sonra köyde
kalamaz ve Muğla'ya yerleşir. (dha)
|