Lütfen Tarayıcı Sürümünüzü Yükseltiniz.
BÖLÜM SPONSORU

Orman Alanları ve Altıncı Lobisi

Umarız, doğal kaynak yönetimine ve çevresel değerlere saygılı yeni bir yasa ve yönetmelik yapılır da, korunması gereken değerlerimiz talandan, ormancılar da siyasi baskı ve tehditten kurtulur. Ama ben bu konuda pek umutlu değilim. Çünkü AKP grubunda, Anayasa Mahkemesi’nce iptal edilen 7. maddenin yeniden canlandırılması için yoğun bir çalışma

Cumhuriyet Gazetesi
Orman Alanları ve Altıncı Lobisi

Bildiğiniz gibi müstemlekeci Maden Kanunu’nun 7. maddesinin birinci fıkrası ile 13.05.2006 tarih ve 5491 sayılı Yasa ile Çevre Kanunu’nun 10. maddesine getirilen “Petrol, jeotermal kaynaklar ve maden arama faaliyetleri, Çevresel Etki Değerlendirmesi kapsamı dışındadır” hükmü, Anayasa Mahkemesi’nce 15.01.2009 tarihinde iptal edilmiş ve böylece “Orman, muhafaza ormanı, ağaçlandırma alanları, milli park alanları, tabiat parkları, özel koruma bölgeleri, kara avcılığı sahaları, su havzaları, tarım, mera ve sit alanları, kültür ve turizm koruma alanları gibi, doğrudan korunması ve gelecek kuşaklara geliştirerek aktarılması gereken kaynak değerlerimiz” vahşice talan edilmekten kurtulmuştu. Ancak Anayasa Mahkemesi bu fıkralara ilişkin iptal hükümlerinin, kararın Resmi Gazete’de yayımlanmasından bir yıl sonra yürürlüğe girmesine karar vermişti.

Anayasa Mahkemesi’nin bu kararı ile iptal edilen 7. maddeye dayanılarak çıkartılan ve çeşitli kişi ve kuruluş tarafından hakkında idari yargıda iptal davası açılan Madencilik Faaliyetleri İzin Yönetmeliği’nin de yasal dayanağı ortadan kalkmış oldu.

Danıştay durdurdu

Nitekim Danıştay Sekizinci Dairesi; “Anayasa Mahkemesi’nin bu iptal kararı ile, Madencilik Faaliyetleri İzin Yönetmeliği ve bu yönetmelikte yapılan değişikliklerin yasal dayanağının kalmadığını” belirterek yönetmeliğin iptali istenen tüm maddeleri hakkında, 10.02.2009 tarihinde yürütmeyi durdurma kararı verdi.

Son anda aldığımız habere göre, davalı bakanlık ve yanında yer alan kuruluşların Danıştay 8. Dairesi’nin bu kararına yaptıkları itiraz, Danıştay İdari Dava Daireleri Genel Kurulu’nca reddedilmiştir. Fakat karar henüz tebliğ edilmediği için bu güzel haberin ayrıntılarını şu anda yazamıyoruz.

Ancak tahmin edebileceğiniz gibi, ormanlık alanlarda verilecek muvafakat ve izinleri düzenleyen ve Orman Genel Müdürlüğü’nce (OGM) uygulanan, Orman Sayılan Alanlarda Verilecek İzinler Hakkında Yönetmelik adı altında ayrı bir yönetmelik var. Ve yine tahmin edebileceğiniz gibi, ormanlık alanlardaki maden arama ve işletme faaliyetlerine ilişkin izinler bu yönetmelik esaslarına göre veriliyor ve bu yönetmeliğin iptal edilmesine ilişkin herhangi bir yargı kararı yok (!) gözüküyor.

Bürokratlara baskı

Adı geçen yürütmeyi durdurma kararı sonucu, ormanların talan edilmesi sorumluluğundan çekinen OGM, ortaya çıkan çelişki(kendilerince) giderilinceye kadar ormanlık alanlardaki izin yönetmeliğinin, uygulanmasına sınırlama getirmiştir. Danıştay 8. Dairesi’nin kararından yaklaşık 4 ay sonra, 03.06.2009 tarihinde yayımladığı 2477 Sayılı Genelge ile, özetle; Danıştay’ın, yürütmeyi durdurma kararından sonra, Orman Sayılan Alanlarda Verilecek İzinler Hakkında Yönetmelik hükümlerini uygulama konusunda çalışma yapıldığını, bu nedenle; temdit, devir ve iptal talepleri hariç, Orman Kanunu’nun 16. maddesinde belirtilen (maden arama ve işletme)izinlerin verilmesinin ikinci bir emre kadar durdurulduğu emirlenmiştir.

Bunun üzerine altıncı çevrelerde tepkiler yüksek sesle getirilmeye başlanmış, bugüne kadar kendilerine her türlü kolaylığı gösteren, hatta maden faaliyetlerine karşı oluşan kamuoyu baskısının en aza indirgenmesi için; “Aman çevreciler görmesin, maden ocaklarını dağların arkalarında açın” diye akıl veren, AKP politikaları konusunda boynu kıldan ince olan, ama yasaları ve yargı kararlarını uygulamak zorunda bulunan OGM ve bürokratlarına baskı uygulamışlar, ayrıca kendi basın organlarında ve TV kanallarında ormancıları adeta topa tutmuşlardır. Çünkü altıncılara göre; madencilik faaliyetleri ile ilgili yönetmelik Danıştay kararı gereği uygulanamaz ama, ormanın yönetmeliği geçerlidir, uygulamaya devam edilmeli ve onların orman talanı sürdürülmelidir... Oysa bu bağlamda altıncıların iyi bildikleri ama kamuoyuna açıklamadıkları bir gerçek var. Madencilik Faaliyetleri İzin Yönetmeliği, 26 Mayıs 2004 tarih ve 5177 sayılı hepinizin bildiği emperyalist yasaya uygun olarak, 21.06.2005 tarihinde çıkarılmış, Orman Sayılan Alanlarda Verilecek İzinler Hakkında Yönetmelik(OSAVİHY) ise, bu yönetmelik esas alınarak, 22.03.2007 tarihinde yayımlanmıştır.

Yönetmelikler denetim altında

Ayrıca, Madencilik Faaliyetleri İzin Yönetmeliği (MFİY), Maden Kanunu’nun 7. maddesi gereği, Bakanlar Kurulu’nca çıkartılmış olup, amacın, madencilik faaliyetlerinin hangi esaslara göre yürütüleceği ve bu esaslarla ilgili olarak, bakanlıklar ve diğer kamu kurum ve kuruluşlarının vereceği izinlere dair usul ve esasları düzenlemek olduğu 1. maddesinde belirlenmiştir. Dahası, yönetmeliğin, izinlerle ilgili temel ilke başlıklı 5. maddesinde yer alan; “...Bakanlıklar ile kamu kurum ve kuruluşlarınca, bu yönetmelikte belirtilen haller ve diğer kanunların ilgili hükümleri dışında, madencilik faaliyetleri engellenemez ve çıkarılacak yönetmeliklerde bu yönetmelikte belirtilen kısıtlamaların dışında bir kısıtlama getirilemez...” hükmü gereği, bakanlıkların maden işleri ile ilgili çıkaracağı yönetmelikler denetim altına alınmıştır. Bu nedenle, OSAVİHY’in madencilik faaliyetlerine ilişkin hükümlerinin çerçevesinin, üst hukuk normu niteliği taşıyan MFİY ile çizildiği gerçeği göz ardı edilmemelidir. Nitekim bu gerçek, OGM aleyhine açılan bir davada Danıştay 8. Dairesi’nin 04.06.2008 tarih ve 2008/4072 sayılı kararı ile de kesinlik kazanmıştır.

Kaldı ki, konu ile ilgili olarak görüşüne başvurulan OGM Hukuk Müşavirliği, 4 Haziran 2009 gün ve 1125 sayılı yazılarında; “...Danıştay 8. Daire’sinde görülmekte olan 2005/4198 Esas Sayılı davada, üst hukuk normu niteliği taşıyan MFİY’nin bazı maddelerinin yürütmesinin durdurulması, 6831 Sayılı Orman Kanunu’nun 16. maddesine göre düzenlenen ‘OSAVİH’in madencilikle ilgili hükümlerini etkilemektedir...” denilerek, olaya açıklık getirmiştir. Bu hukuksal görüş üzerine OGM, 24.06.2009 gün ve 2729 sayılı genelge ve bu emrin yeterince anlaşılamaması üzerine, 24.07.2009 tarih ve 2927 sayılı yeni bir genelge yayımlayarak daha önce izin alan kişi ve kuruluşların devir, temlik, iptal ve altyapı tesisi talepleri hariç, madencilik faaliyetleri ile ilgili taleplerin durdurulduğunu emirlemiştir. Ve dikkat edilirse ilk emirdeki “ikinci bir emre kadar” hükmü, bu son emirde yer almamıştır.

Bu sevindirici bir gelişmedir ve altıncı lobisinin baskılarına direnerek bu kararı alan ormancı bürokratları kutlamak gerekiyor. Ama bu çaba ne kadar devam edecek? Umarız, doğal kaynak yönetimine ve çevresel değerlere saygılı yeni bir yasa ve yönetmelik yapılır da, korunması gereken değerlerimiz talandan, ormancılar da siyasi baskı ve tehditten kurtulur.

Ama ben bu konuda pek umutlu değilim. Çünkü AKP grubunda, Anayasa Mahkemesi’nce iptal edilen 7. maddenin yeniden canlandırılması için yoğun bir çalışma yapıldığı ve önümüzdeki sonbaharda bu bağlamda sonuç alınacağına ilişkin ciddi duyumlar alıyorum.

Demek ki işimiz zor. Yeni ve uzun soluklu bir mücadele için hazırlıklı olmak gerekiyor.

Sevgi ile kalın.

http://www.yapi.com.tr/haberler/orman-alanlari-ve-altinci-lobisi_71370.html

Read Comment Section
İlk Yorumu Siz Yapın
Gönder

Yorumum onaylandığında e-posta ile bildir.

E-posta adresimle bültenlere abone olmak istiyorum

Haber gönderin Hemen haber gönderin

Sosyal Medyada Yapi.com.tr:

Abone Ol Yapı sektöründeki tüm gelişmelerden en önce siz haberdar olmak isterseniz e-bültenimize abone olun.
Bülten arşivine erişmek için tıklayın

REKLAM VERİN

Ajanda
TAMAMI » Bugünkü Etkinlikler BUGÜN:
Herhangi bir etkinlik mevcut değil!