Her yıl çok sayıda işçinin güvensiz çalışma
ortamlarında yaşanan iş kazalarıyla hayatını kaybettiği Tuzla tersanelerinde,
ölüm ve yaralanmaların patladığı 2008 yılının ardından alınan önlemler rafa
kalktı. Kamuoyu baskısıyla alınan önlemlerin azalması nedeniyle 2009’da ölümler
yeniden hortladı. Liman Tersane Gemi Yapım ve Onarım İşçileri Sendikası
(Limter-İş) Genel Başkanı Cem Dinç, tersanelerde kısa bir süre uygulanan
güvenlik önlemlerinin ekonomik kriz nedeniyle rafa kaldırıldığını ve 2009’da 12
kişinin tedbirsizlik sonucu öldüğünü söyledi. Bareti bile olmadan çalışan,
sigarayla patlayıcı maddelerin arasında dolaşan işçiler yeni ölümlerin habercisi
adeta.
Tuzla tersaneleri 1992’den bu yana 128 işçiye mezar oldu. Kimi
korkuluksuz güverteden ambara düşerek, kimi özel kıyafet giymediği için
elekt-rik akımına kapılarak, kimi de çuvalla yapılması gereken testlerde
kullanıldığı için öldü. 2000’li yıllarda üretimin artmasıyla hızlanan çalışma
trafiği ölüm vakalarını da artırdı. 2007’de 12, 2008’de 29 işçi can verdi.
2008’deki bu ani artışla oluşan kamuoyu baskısı tersanelerdeki güvenlik
önlemlerini artırdı. Ancak bu kez devreye ekonomik kriz girdi.
"Canımı veririm!"
Limter-İş Genel Başkanı Cem Dinç, 2008’deki tepki ve artan
kontroller nedeniyle işçilerin büyük bölümüne güvenlik giysilerinin verildiğini,
önlem alındığını belirterek şunları söyledi: "Ekonomik kriz gündeme gelince
işçiler azaltıldı, güvenlik önlemleri rafa kaldırıldı. İşçi sayısı 40 binden 20
bine kadar düştü. Maliyet nedeniyle özel giysiler, diğer önlemler unutuldu.
İşçiler de işlerini kaybetmemek için tehlikeli de olsa her şartta çalışmayı göze
alıyorlar. 2009’da işçi sayısı yarı yarıya düşmesine rağmen 12 işçinin ölmesi,
ölüm oranının arttığını ve artacağını gösteriyor."
Kızakların altında oda
Gemilerin üzerinde çalışan işçilerin bir kısmı baret
kullanırken, bazı işçiler buna gerek duymuyor. Bazı işçiler ise oksijen ve gaz
tüplerinin, yanıcı ve parlayıcı kimyasal maddelerin bulunduğu çalışma alanına
elinde sigarayla girmekte sakınca görmüyor. Dinç’e göre, bu tablo işçilerin
güvenlik eğitimi almamalarının yanı sıra, gerekli kontrolün yapılmadığını
kanıtlıyor. Binlerce tonluk gemilerin çekildiği kızakların altında işçilerin
kullandığı odaların bulunması da ihmal tablosunu tamamlıyor.
Tersaneler boşaldı
Kriz nedeniyle tersanelerde üretimden çok tamirat yapılıyor.
Birçok tersane müşteri bekliyor. Bu en çok işçileri tedirgin ediyor. Dinç,
Çin’deki ucuz işgücü nedeniyle dünya genelinde çoğu tersanenin zor günler
yaşadığını anlatıyor. Taşeron firmaya bağlı işçilerden Hüseyin Gökdelen, geçen
yıl 12 kişi çalışırken bu yıl sayılarının 6’ya düştüğünü anlatıyor. Kriz
nedeniyle Bartın’a taşınan Feridun Şenyüz ise iş bulamadığı için yeniden
Tuzla’ya döndüğünü söylüyor.
11 aydır sipariş yok 17 bin işçi
çıkarıldı
Dünyayı sarsan ekonomik kriz öncesi 4-5 yıl sonrasına gemi
siparişi alan tersaneler, Kasım 2008’den bu yana sipariş alamıyor. 2006-2008
yılları arasında alınan ve 2009’da inşasına başlanması planlanan 90 adet
siparişten 74’ü iptal edildi. Tuzla’daki 44 tersanede çalışan 24 bin işçiden 13
bin 500’ü son 13 ayda kriz nedeniyle işten çıkartılırken, Türkiye genelindeki
tüm tersanelerde aynı süre zarfında işten çıkarılanların sayısı 17 bin 620’yi
buldu.
Temmuz 2008 itibariyle 1.6 milyar dolar olan gemi sanayi ihracat
rakamı, Temmuz 2009’da yüzde 40 gerileyerek 1 milyar dolara indi. Yetkililer,
yeni siparişler alınmaması durumunda işsiz kalacaklarını söyledi.
Gemi İnşa Sanayicileri Birliği (GİSBİR) Başkanı Murat Bayrak,
tersaneciliğin bittiğini, şu anda sıfır noktasına indiğini söyledi. TOBB Türkiye
Denizcilik Meclisi Başkanı Erol Yücel de, "Gemi sanayiinde belli bir yere gelmiş
ülkeler krizde sektöre yardım eli uzatırken, biz destek alamadık. Yaklaşık 50
bin insan işsiz kaldı" dedi.
2009’daki 12 işçinin ölüm nedenleri
Hikmet Kaya (25): 20 Ocak Patlama (Sedef Tersanesi) Selim
Sevgili (30): 8 Şubat Sıkışma (Dentaş T.) Cemil Akgül (28): 18 Şubat Elektrik
çarpması (Çiçek T.) Hüseyin İbir (29): 8 Haziran Patlama (Çelik Tekne
T.) Süleyman Kırgül (34): 10 Haziran Patlama (Çelik Tekne T.) Bayram Kütük
(44): 8 Temmuz Yanarak (Çeliktrans T.) İrfan Uçkur (35): 14 Ağustos Elektrik
çarpması (Tuzla Gemi T.) Hüseyin Aytaç (33): 28 Ağustos Elektrik çarpması
(Ustaoğlu T.) Halil Daş (26): 29 Eylül Yüksekten düşme (Desan
Tersanesi) Şinasi Öztürk : 5 Mart Üzerine sac düşerek (Gölcük Türker
T.) Mustafa Sıva (23): 10 Mart Zehirlenerek (İzmir Aliağa) Aydın Can (39):
10 Nisan Yüksekten düşme (Marmara T.)
Düşerek ölüyorlar
Tersanedeki ölümlerin en büyük nedeni yüksekten düşme ve
elektrik çarpması. Korkuluk ve bariyerler yeterli olsa, yüksekten düşerek
ölenlerin sayısı bu ölçüde artmayacak.
Halil öldü, akrabası lastik ayakkabıyla
çalışıyor
Son kurban 26 yaşındaki Şanlıurfalı boya işçisi Halil Daş oldu.
Eski AK Parti Milletvekili Cengiz Kaptanoğlu’na ait Desan Tersanesi’nde çalışan
Daş, 22 Eylül gecesi çalıştığı gemide yüksekten ambara düşerek ağır yaralandı. 2
çocuk babası Daş bir hafta sonra öldü. Kaza yerinin fotoğraflarını gösteren Cem
Dinç, Daş’ın korkuluğu olmayan merdivenlerden inerken düştüğünü, büyük bir
ihmale kurban gittiğini öne sürdü. Daş’ın akrabası Halil Ceylan da Tuzla’da işçi
olarak çalışıyor. Ceylan’ın ayağındaki lastik ayakkabılar, güvenli kıyafetlerin
hâlâ kullanılmadığını gösteriyor. Dinç, "Demir uçlu, özel güvenlikli ayakkabılar
olması lazım. Bu lastik ayakkabılarla ayağa demir, çivi her şey batabilir. Ağır
bir şey düştüğü zaman ayağını kaybedebilir" dedi.
|