Sait Paşa Ormanı 30 Yıldır Direniyor
Çevre Gönüllüleri: Ormanıma Dokunma
Kentlerde İmar Alanlarına...
Mesele Ağaç Değil Orman!
Ormanlık Alanı Çöplük Yapacaklar!
Ölüm Ocağı Ormanı da Katlediyormuş!
Atatürk Orman Çiftliği'nde Camiye İptal
"Ormanlar Tahsislerle Yok Ediliyor"
Ormana Maden Ocağı için ÇED...
'Seyreltme' Diye Binlerce...
Atatürk Orman Çiftliği 22...
Çimento Fabrikaları Ormanları Kemiriyor
16 Hektarlık Orman Yok Olacak
Elmalı Kent Ormanı’nda Yüzbinlerce...
Atatürk'ün Vasiyeti Atatürk...
Ormanlar Golf Sahalarına Feda Ediliyor!
Bıçkıdere Ormanları Yok Ediliyor!
Tabletin Kullanışlılığı ile...
Ormanlar Mantolamayla Korunacak
Orman Bakanı: “Domuz, Domuzluğunu...
Park Orman ve Galataport için...
Orman Pislik İçinde, Onlar Rant Peşinde
'Ormanlarda Yapılaşmaya İzin Vermedik'
Miliken'den Yüksek Performanslı...
Atatürk Orman Çiftliği’nde...
Fransa’da Orman Direnişi!
Kentin En Güzel Ormanını Kestiler
Atatürk Orman Çiftliği Şimdi...
Orman Beton Oldu, Geride Levhası Kaldı!
Atatürk Orman Çiftliği'nin...
Burdur'da Köylüler Ormanları...
Kuzey Ormanları Savunması...
Ormanada'nın Peyzajına Rainer...
Ölü Bilirkişiyle Orman İmara Açıldı
Sarıyer Uskumruköy’deki yaklaşık 500 dönümlük orman arazisinde keşif yapan üç bilirkişiden biri ölmüş, diğer iki bilirkişi ölenin yerine de parafladıkları raporu mahkemeye sunmuş, mahkeme bu sahteciliği araştırmamış.
Cumhuriyet'ten Hilal Köse'nin haberine göre, Sarıyer Uskumruköy’deki yaklaşık 500 dönümlük orman arazisini imara açan tadilat planının iptali istemiyle açılan davada, mahkemeye sunulan bilirkişi raporundaki parafların sahte olduğu ortaya çıktı. Planın şehircilik ilkelerine aykırı olmadığına karar veren İstanbul 2. İdare Mahkemesi ise davayı, bu rapora dayanarak reddetti. Ormanın yok olmaması için çabalayan avukat Bora Vidinli, mahkeme heyetini HSYK’ye şikâyet etti. Vidinli, “Arazide keşif yapan üç bilirkişiden biri ölmüş. Diğer iki bilirkişi ölenin yerine de parafladıkları raporu mahkemeye sunmuşlar. Ancak mahkeme sahteciliği araştırmadı” diyor.
Avukat Vidinli, 2011 yılında, planın iptalini ve yürütmesinin durdurulmasını isteyerek, İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) aleyhine dava açtı. Mahkeme davayı reddetti ancak Danıştay’da karar bozuldu. Danıştay 6. Daire, davacının talebi değerlendirilmeden hüküm kurulduğunu belirtti. Dosya ikinci kez heyetin önüne geldiğinde, avukatın iddialarını araştırmak üzere bir bilirkişi heyeti oluşturuldu. Heyet, arazide keşif yaparak 25 sayfalık rapor hazırladı. Raporda, planın şehircilik ilkelerine uygun olduğu savunuldu. Sahteciliği belgeledi Avukat Vidinli, mahkemeye başvurarak bilirkişi raporundaki imzaların sahte olduğunu, bilirkişilerden Harita Mühendisi Muhammet Demir’in 2 Nisan 2014’te trafik kazasında yaşamını yitirdiğini, raporun ise 14 Nisan’da dosyaya sunulduğuna dikkat çekti. Vidinli, imzalar üzerinde grafoloji incelemesi de yaptırdı. Demir’e ait keşif tutanaklarındaki imzalarla, rapordaki paraflar arasında bağlantının olmadığını ortaya çıkardı. İncelemede, rapordaki imzanın Demir’in eli ürünü olup olmadığına ilişkin ise kesin kanaat oluşturulamadı. Mahkeme ise bu konuda herhangi bir inceleme yapmadan, 24 Ekim 2014’te kararını verdi. Planın kamu yararına aykırı olmadığına hükmeden heyet, yapılaşma koşullarının alt ölçekli planlarda belirlenecek olması nedeniyle davayı reddetti. Raporu hükme dayanak yapan heyet, Vidinli’nin sahtecilik itirazını ise yerinde görmedi. Suç duyurusunda bulundu Rapora imza atan diğer bilirkişiler şehir plancısı İclal Kaya Altay, şehir plancısı Yelda Alpaslan hakkında suç duyurusunda bulunan Vidinli, “Davanın karar numarası 2014-1988. Hukukçular incelesin. Dava, bilimsellikten uzak, sahte imza ve paraflarla hazırlanmış rapora dayanılarak reddedildi. Demir’in ölümünden 12 gün sonra dosyaya sunulan raporda tarih de yok. Ölüler bilirkişilik yapamaz” diyor. Vidinli, plan tadilatı yapılırken ÇED raporu alınmadığını, doğal sit alanlarının sadece belediye kararıyla imara açılamayacağını vurguluyor: “Planı hayata geçerse, 3. köprü güzergâhındaki, İstanbul’un akciğerleri konumundaki ormanlık alanların büyük bir kısmı imara açılacak. Binlerce ağaç yok edilecek İstanbul daha sağlıksız bir şehir haline gelecek. Anayasal hakkımız olan sağlıklı bir çevrede yaşama hakkımız çiğnenecek. Kararı temyiz ettim. AİHM’ye kadar gideceğim.” |