Sakarya Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Muzaffer Elmas,
Marmara depreminde hasar gören çok katlı eski yapılarda
genellikle öğrencilerin oturduğunu belirterek, 'Depremi hasarsız atlattı'
denilen; ancak yeni yönetmeliğe göre çok önemli takviyeler yapılması gereken 2
bin 500 bina var. Bu da 15 bin konuta tekabül ediyor dedi. "15 bin konutluk,
depremde yıkılmaya aday bina var." diyen Elmas, "Bu bir varsayım değil, bir
geçek. Depremden sonra çıkan iki yönetmeliğe göre bu binaların durumu uygun
değil." şeklinde konuştu. 17 Ağustos 1999 Marmara depreminde 4 bin
kişinin hayatını kaybettiği Sakarya'da, çok katlı eski yapılarla ilgili çok
önemli bir uyarı geldi. Yapı güvenliği çalışmalarıyla tanınan Sakarya
Üniversitesi (SAÜ) Rektörü Prof. Dr. Muzaffer Elmas, şehirde genelde
öğrencilerin oturduğu 15 bin konutluk, depremde yıkılmaya aday 2 bin 500 binanın
bulunduğunu söyledi. Sakarya Girişimci ve Sanayici İşadamları
Derneği'nin düzenlediği toplantıda konuşan Elmas, deprem konusunda
önemli uyarılarda bulundu. Adapazarı'nda hasarlı ve hasarsız tüm yapıların yeni
yönetmeliğe göre gözden geçirilmesi gerektiğini vurgulayan Elmas, şöyle devam
etti: "Bu son derece önemli bir husus. Tabii orta hasarlı olanlar zaten bir
şekilde toparlandı. Ama şu anda 5-6 katlı olup depremi hasarsız atlattı denilen;
ancak yeni yönetmeliğe göre çok önemli takviyeler yapılması gereken binalar var.
Bunların sayıları 2 bin 500 civarında. Bu da aşağı yukarı 15 bin konuta tekabül
ediyor. Şu anda 15 bin konutluk, depremde yıkılmaya aday bina var. Bu bir
varsayım değil, bir gerçek. Depremden sonra iki tane yönetmelik çıktı. Bu
yönetmeliklere göre bu binaların durumu uygun değil."
Adapazarı'nın mutlaka bu sorunu çözmesi gerektiğini kaydeden Elmas,
üniversite olarak ancak binaların mevcut durumu ve çözüm önerileriyle ilgili bir
proje hazırlayabileceklerini, gerisinin işin asıl sahiplerini ilgilendirdiğini
ifade etti.
Elmas, şöyle konuştu: "Ancak bizim geliştireceğimiz proje şuraya kadar
olabilir. Bu binalar tehlikeli, yıkılmaya aday binalardır. Mevcut yönetmeliklere
uygun değildir. Bu binaların boşaltılıp takviye edilmeli, yerine yeni bina
yapılması gerekir şeklinde olabilir. Bundan sonrası bu işin asıl sahiplerini
ilgilendirir. Bu binalarla ilgili durumun projelendirilmesinde yardımcı
olabiliriz. Bunu üzerimize düşen bir vebal olarak düşünüyoruz. Ama sonrası bu
işin asıl sahiplerine kalıyor."
Sorunun çözümünü yanlış tutumların önlediğini, depremin ertesi günü 2 bin 500
TL'ye satılan konutların yeni deprem tehlikesi yaklaştıkça fiyatının 100 bin
TL'ye çıkmasının çok ilginç olduğunun altını çizen Elmas, konuşmasını şöyle
sürdürdü: "Depremin olduğu ertesi günü, yani deprem tehlikesinin sıfır olduğu
zaman, depremden sonraki 1 ay, 6 ay, 5 sene 10 sene. Fakat depremden konutlar 2
bin 500 TL'ye daire satılıyordu. Şimdi aynı daireler şu anda 100 bin TL. Hiçbir
takviye yapılmadığı halde. Tehlike yaklaşıyor, binanın değeri artıyor. Sorunun
çözümünü bu durum zorlaştırıyor. Türk milleti olarak bir karış toprağımızı da
vermeyiz, evimizden bir karış da vermeyiz. Depremden sonraki gün psikoloji
bambaşkaydı. Daireler 2 bin 500 TL'ye kadar düşmüştü."
Korkunç bir gerçeği de dile getiren Elmas, genelde depremde yıkılmaya aday
binalarda ev sahiplerinin oturmadığını, bu binaların genelde öğrencilere
kiralandığını belirtti. "Depremi yaşayan hiç kimse bu binalarda oturmaz." diyen
Elmas, şu uyarılarda bulundu: "Bu binalarda sahipleri zaten kendisi yaşamıyor.
Kendi oturmuyor. Öğrencilere veriyor. Depremi bu binalarda yaşayan hiç kimse
tekrar aynı binalarda oturamaz. Ben de oturamam. Adapazarı'nın başına gelen
başka hiçbir yerin başına gelmiyor. Sakarya'da deprem aralığı 25 sene. Bir insan
ve bina 3-4 kere şiddetli depreme maruz kalıyor. Zaten betonarme binaların şu
anki teknolojiye göre ömürleri 70-80 sene. Adapazarı bu işi çok ciddiye alması
gerekir."
Elmas, Sakarya'da 54 katlı bina yapılabileceği konusunda açıklamalar
olduğunu, zemin itibariyle bunun mümkün olmadığını kaydetti. Elmas, şehirdeki
sağlam zeminin yerin 300 metre altında olduğuna dikkat çekerek, "54 katlı bina
yaparsanız yıkılmaz ama o bina dik durmaz. Mutlaka eğilir. Çok katlı binalar
sakıncalı. Ancak 3-4 katlı binalar sorun teşkil etmez." diye
konuştu.
|