-“Tasarımda Duygusal Zeka” başlıklı, ürünlerinizin tasarımcılarını davet ettiğiniz panel formatında bir etkinlik düzenliyorsunuz. Amacınız neydi?
Beklentileri ve motivasyonları tamamen farklı jenerasyonların ofis ortamında bir arada olması, çalışma hayatında ve iş yapma biçimlerinde son yıllarda büyük bir değişimi tetikledi. Yaşanan değişimin, ofislerde empati, pozitif enerji ve sinerji gibi konulara olan ihtiyacı artırdığını gözlemledik. Duygusal Zeka’nın da bu bağlamda kilit rolünü keşfettik.
Kişinin kendi duygularını iyi tanıması, kontrol edebilmesi ve nerede, ne zaman, nasıl kullanacağını bilmesi anlamına gelen EQ, yani duygusal zekâ kavramı, günümüz iş dünyasında IQ ile aynı derecede önemsenen ve aranan bir yeteneği tanımlıyor. Empati kurmayı sağlayarak insanları anlamayı kolaylaştıran duygusal zekâ, yönetim, ekip çalışması, motivasyon ve uyum konularında başarıyı doğrudan etkiliyor.
Nurus, kurulduğu günden itibaren insan odaklı tasarımlar ortaya koydu ve kullanıcıları ile buluşturdu. Duygusal zeka konsepti de Nurus’un ürünleri ile çalışma hayatının ulaştığı doğal gereksinimlerin kesiştiği bir nokta olarak ortaya çıktı. Duygusal zeka konseptiyle oluşturduğumuz yeni ürünlerimiz, hiyerarşik yapıya alışkın yöneticilerle, yatay bir organizasyon yapısı arzulayan yeni jenerasyon çalışanlar arasında açık iletişimi teşvik ediyor. Öte yandan ofis içinde mobilite gerekliliğine kolayca uyum sağlayabilen ürünlerimiz, jenerasyon farklarını iletişim ile çözerek duygusal zeka kavramını çalışanlar arasında yaymaya yardımcı oluyor. Nurus olarak çalışanların ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik ortamlar geliştirmeye katkı sağlıyoruz. Bugüne dek tüm tasarım ve ürün geliştirme süreçlerinde duygusal zekanın bileşenlerinden yani empati, uyum, motivasyon, yönetim becerisi ve pozitif bakıştan ilham aldık.
Yeni nesil çalışma kültürüne uygun olarak “duygusal zeka” konsepti çerçevesinde konseptin, hiyerarşiyi ortadan kaldıran iletişime daha açık ortamlar, cihaz kullanımları ve veri aktarımını pratikleştiren teknolojik bağlantılar, kişiselleştirilebilir modüler yapılar, kullanıcının düşüncelerini ve tarzını ifade edebileceği tasarımları ön plana çıkardık. Panelimizde duygusal zekayı, duygusal zekanın çalışma alanlarında etkisini ve konseptimizle uyumlu oluşturulan yeni ürünlerimiz anlatılacak.
-Biraz büro mobilyaları piyasasından bahseder misiniz? Bu sektörün gereksinimi nedir? Siz nasıl çalışıyorsunuz?
Türkiye iç pazarda sunduğu ve ihraç ettiği mobilya hacmi ile dünyanın önde gelen üreticileri arasında yer alıyor. Türkiye’de hızlı gelişen şehirleşme ve büyüyen inşaat sektörü, mobilya pazarının da büyümesine olanak sağlıyor. Bu gelişmelere paralel olarak ofislerin ve çalışma alanlarının evrimi, ofis mobilyası sektörünün hem hacimsel olarak büyümesini hem de pazara sunulan ürünlerin gelişimini sağlıyor. Çalışma alanları için sunulan ürünlerin fonksiyon, tasarım ve malzeme çözümlerinin yanında kurumun/markanın konuya uzmanlığı ön plana çıkıyor.
Ofislerde iş sağlığı ve güvenliği, çalışanlar için tasarlanan alanların konfor ve kalite odaklı olmasını zorunlu kılıyor. Alandaki çalışan sayısına yönelik ölçümlenen hava sirkülasyonu, birim alanın belirlenmesindeki çalışan ihtiyaçlarına yönelik gözetilen hassasiyet. 1990’lardan bu yana ürünlerimiz ve verdiğimiz hizmet ile layık görüldüğümüz ödüller ve sertifikalar kurumumuzun sektörde liderliğini destekliyor. Bu standartlar ve sertifikasyonlar, güvenilir markaların sunduğu ürün ve bütünsel hizmet anlayışını tercih edilir kılıyor.
-Yurtdışındaki büro mobilyası sektörüne baktığımızda Türkiye nasıl bir konuma sahip? Neler yapılıyor? Siz bu anlamda kurumsal olarak ya da dernekler aracılığıyla neler yapıyorsunuz? Nelere gereksinim duyuyorsunuz gelişim için? Rekabet etmek mümkün mü? Nasıl?
Hindistan’dan Fas’a, Dubai’den Yeni Zellanda’ya, Almanya’dan Azerbaycan’a uzanan geniş bir coğrafyanın sayılı mobilya üreticileri arasında yer alıyoruz. Nurus’un ürün ve çözümleri, Orta Doğu’da Dubai başta olmak üzere bölgede oldukça ilgi görüyor. Dubai ofisinin kurulmasının ardından ciromuzu bölge genelinde ikiye katladık. Üç sene içerisinde bölgede pazar liderliği hedefliyoruz. Bunda tasarım kadar Nurus’un entegre proje yönetimi ve lojistik hizmetleri başlığı altında geliştirdiği Nurus Digital Chain süreç yönetimi hizmetinin payı da büyük.
2015 sonuna kadar 3 bayi açacak
Bu sene yurtdışı büyüme stratejimiz doğrultusunda önemli bir adım atarak Münih satış ofisimizin açılışını Mart ayı içerisinde yaptık. Avrupa operasyonumuzun merkezi konumunda olacak yeni satış ofisimiz ile 17 milyar Euro’luk Avrupa pazarının önemli oyuncularından biri olmayı hedefliyoruz. Satış ofisini desteklemek üzere İtalya’da bir üretim tesisini de hayata geçirdik. İlk etapta Avrupa’nın en büyüğü konumundaki Almanya üst segment ofis mobilyası pazarında 5 yılda yüzde 5’lik pay amaçlıyoruz. Ayrıca Münih satış ofisimiz ile Almanya ile birlikte Belçika, Hollanda, Fransa, İngiltere ve İspanya pazarını da hedefliyoruz.
Almanya'daki üst segment ofis mobilyası pazar büyüklüğü yaklaşık 450 milyon Euro. Nurus olarak, 2020'de bu pazarın yüzde 5’ine ulaşmayı hedefliyoruz. 2015 yıl sonuna kadar yurtdışında 7 farklı ülkede 3 adet Nurus bayi açılışını gerçekleştireceğiz; 4 adet de mağazada tüketicilerle ürünlerimizi buluşturmaya başlayacağız.
-Nurus Digital Chain® süreç yönetimi sisteminizi ayrıntılı aktarabilir misiniz? Bu süreç yönetim sistemi mobilya üreticilerinde yok mu ya da sizin sisteminizi farklı kılan nedir?
Entegre proje yönetimi ve lojistik hizmetleri başlığı altında geliştirdiğimiz Nurus Digital Chain® sistemimizle kaliteli üretimin yanı sıra doğayı düşünerek enerjiyi en verimli şekilde kullanmaya azami özen gösteriyoruz. Aydınlatmada doğal gün ışığından yararlanırken, kapalı alan havalandırması ve akustiği için yenilikçi stratejileri ile tasarlanmış verimli yapı ve sistemleri kullanıyoruz. Nurus olarak, tedarikten üretime, paketlemeden teslimata kadar her aşamada hayatın sürdürülebilirliği için sorumluluklarımızı titizlikle yerine getirmeye gayret ediyoruz. Sürdürülebilirlik anlayışımız doğrudan ürünlerimize de yansıyor. Yüzde 100 geri dönüştürülebilen malzemeden ürettiğimiz ve Green Good Design 2015 ödüllü Stefan Brodbeck tasarımı Alava sandalyemiz, %95,3 oranında geri dönüştürülebilen Me Too koltuklarımızı örnek ürünlerimiz arasında belirtebiliriz.
Nurus'un 7 Ekim'de tanıtımını yaptığı "Ofiste Duygusal Zeka" konseptiyle ilgili haber için tıklayınız.
|