Lütfen Tarayıcı Sürümünüzü Yükseltiniz.

Nükleere "Dur" Demek İçin Geç Değil!

Radikal Gazetesi yazarı Gündüz Vassaf, dünkü yazısında, devletlerle el ele veren şirketlerin nükleer santrallardan vazgeçmeyerek cürüm işlediğine dikkat çekiyor ve Fukuşhima başarıyla denetlenemezse dünya geç kalmış olabilir. Başka santrallara 'Dur!' demeye vaktimiz var" diyor.

yapi.com.tr
Nükleere "Dur" Demek İçin Geç Değil!

Gündüz Vassaf dünkü "Nükleer yalanlar" başlıklı yazısında "Kaza diye kamuoyuna pazarlanan Fukuşhima felaketi, örtbas edilen devlet-şirket işbirliği skandalı. Gereken denetimlerin yapılmamasından, maliyeti yüksek diye önlemlerin alınmamasından kaynaklanan bir cürüm. Cürümden de öte biyo-terörizm. Türkiye de koşa koşa biyo-teröristler kulübüne girme yolunda" diyor ve Fukuşhima başarıyla denetlenemezse dünyanın geç kalmış olabileceğine dikkat çekiyor.
 
İşte Vassaf'ın o yazısı...

Nükleer yalanlar (3)*

Devletlerle şirketler el ele vermiş, dünyaya, insanlara, tüm canlılara karşı cürüm işliyor. Yalan söyleyerek, bildiklerini gizleyerek, hiçbir şirketin sigorta etme riskini göze alamadığı nükleer santrallardan vazgeçmeyerek cürüm işliyorlar.

Bir zamanlar Sovyetler Birliği’nin, Nazi Almanyası’nın başındakiler gibi, “Biz hukuk devletiyiz” diyorlar. Hukuklarına sığınarak cürümlerini yasal kılıyorlar. Hatırlatalım; köle sahibi ve köle olmak da hukukiydi, Savaşları hukuki. Suudi Arabistan’da kadınların araba kullanmasının yasak olması hukuki. Meclis kararıyla Adnan Menderes’lerin, Deniz Gezmiş’lerin, Erdal Eren’lerin devlet tarafından öldürülmeleri hukuki. Fazıl Say’ın Ömer Hayyam’ın rübaisini paylaştı diye mahkemece çarptırıldığı ceza hukuki. Kürt belediye başkanlarının hapse atılması hukuki. Ergenekon hukuki. Pınar Selek’in adaletin kurbanı olması, hukuki. Ayasofya’yı camiye dönüştürme çabaları hukuki. Nükleer santrallar inşa edilsin diye antlaşmalar imzalamak.. Onlar da hukuki.

Bilin ki devlet adına konuşanlar, “Biz hukuk devletiyiz” demeye kendilerini mecbur hissediyorlarsa bir gün başlarına iş gelir diye korktuklarından.

“Kaza” diye kamuoyuna pazarlanan Fukuşhima felaketi, örtbas edilen devlet-şirket işbirliği skandalı. Gereken denetimlerin yapılmamasından, maliyeti yüksek diye önlemlerin alınmamasından kaynaklanan bir cürüm. Cürümden de öte biyo-terörizm. Türkiye de koşa koşa biyo-teröristler kulübüne girme yolunda. Üstelik, “Gel bende kur” dediği Japonya bile nükleer santrallarının faaliyetlerini durdurmuşken. Pahalıya mal olmasına rağmen Almanya gibi ülkelerin santralları yasaklaması boşuna değil.

Fukuşhima’dan radyoaktif zehirlerin dünyaya yayılmasının sürmesi yetmiyormuş gibi, kurtarma çabaları plana göre yapılsa bile, nükleer santralın devreden çıkarılması bir 40 yıl daha sürecek. Felaket sonrası sorunlarda tecrübe sahibi eleman yokluğundan kaçınılmaz olan insan hataları devam ediyor. Pasifik Okyanusu’na yayılmakta olan radyoaktif sızıntı şu an günde 600 ton. Önlem? Kum torbaları. Atmosfere sızıntı? O da devam etmekte.

Dünyamız için daha da ürkütücüsü, boyutlarının kestirilmesinin bile mümkün olmayan en büyük felaketin son günlerden itibaren gündemde olması.

Geçen hafta Fukuşhima’dan sorumlu özel şirket, santralı etkisiz hale getirme mücadelesinde yakıt mekanizmalarını sökmeye başladı. Santralda altı ünite, her ünitede 1500 mekanizma, her bir mekanizmada 50-70 arası radyoaktif yakıt çubuğu bulunmaktaydı. Önümüzdeki günlerde dördüncü ünitede yapılacak işlemde 90 tonluk bir ağırlığı vinçlerin kaldırması gerekiyor.** İlgililer nefeslerini tutmuş bekliyor. Kimi bilim adamlarına göre, insan hatası, mekanik aksaklık ya da benzer bir deprem/tsunami felaketi, Japonya’nın sonunu getirmekten öte, Kaliforniya gibi Kuzey Amerika’nın batı yakasında oturanları da büyük göçe zorlayacak. Böyle bir temizleme operasyonu tarihte ilk defa yapılıyor. Hata payı sıfır. Ama kimsenin tecrübesi yok.

Kapitalist ekonominin kaçınılmaz bağımlılığı büyüme tutkusu dünyamız için ölüm fermanı. İster nükleer santrallar aracılığıyla ister petrol ya da başka kaynaklarla olsun, enerji oburu büyüme hızını kesebilmemiz, son kertede egemen düzenin pompaladığı tüketim patolojimizden arınabilmemize bağlı.

“Hukuk devletiyim” diyenlerin yalan girdabından kurtulmanın bir yolu, Türkiye’de santral istemiyoruz diyenler anketlere göre nüfusun % 80’i.*** Çoğunluğun sesini, mevcut hükümet dinlememekte inadını sürdürürse, toplumun yasal hakları doğrultusunda sivil itaatsizlikle “Dur!” demesi gündemde.**** Fukuşhima başarıyla denetlenemezse dünya geç kalmış olabilir.
Başka santrallara “Dur!” demeye vaktimiz var. 

* Nükleer Yalanlar (1), Vassaf, G. Radikal, 27.3.2011
* Nükleer Yalanlar (2) Vassaf, G. Radikal, 10.11.2013
** http://readersupportednews.org/opinion2/297-180/20459-focus-fukushima-funhouse-tests-technique-predictions-nerves
*** (24.6.2011, Radikal)
**** http://readersupportednews.org/opinion2/397-science/20136-how-science-is-telling-us-all-to-revolt

http://www.yapi.com.tr/haberler/nukleere-dur-demek-icin-gec-degil_114506.html

Read Comment Section
İlk Yorumu Siz Yapın
Gönder

Yorumum onaylandığında e-posta ile bildir.

E-posta adresimle bültenlere abone olmak istiyorum

Haber gönderin Hemen haber gönderin

Sosyal Medyada Yapi.com.tr:

Abone Ol Yapı sektöründeki tüm gelişmelerden en önce siz haberdar olmak isterseniz e-bültenimize abone olun.
Bülten arşivine erişmek için tıklayın

REKLAM VERİN

Ajanda
TAMAMI » Bugünkü Etkinlikler BUGÜN:
Herhangi bir etkinlik mevcut değil!