Kültür Bakanı Ertuğrul Günay'ın geçen haftaki Nemrut
gezisi, küllenen bir tartışmayı yeniden alevlendirdi. Nemrut'ta incelemelerde
bulunan Günay, dağa çıkan Malatya yolunun zirveye kadar ulaşmasına tepki
gösterdi. Günay'a Malatyalılar epey içerledi. Yerel gazeteler, olayı günlerce
manşetlerine taşıdı. Malatya'dan yapılan haberlere Adıyaman basını da cevap
vermekte gecikmedi. İki kent, yine Nemrut yüzünden karşı karşıya geldi.
Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay'ın geçen haftaki Nemrut ziyareti,
küllenen bir tartışmayı yeniden alevlendirdi. Nemrut'un zirvesinde incelemelerde
bulunan Günay, dağa çıkan Malatya yolunun zirveye kadar ulaşmasına tepki
göstermişti. "Burası koruma altında olan turistlik bir bölge. Bu yol, tarihi
eserlere zarar veriyor. Gerekirse bu yolu tahrip edip Adıyaman yolunun
seviyesine indirmek gerek." dediği rivayet edilen Günay'ın sözlerine içerleyen
Malatyalılar, ayağa kalktı. Yerel gazeteler, olayı günlerce manşetlerine taşıdı.
'Bakan Günay'ın Malatya ile ne problemi var?', 'Yapıcı adım atmıyor', 'Bakan'a
yakışmadı', 'Gerekirse dağın tepesine otoban yaparız!' şeklinde başlıklarla
tepkilerini ortaya koydu. Malatya'daki sivil toplum kuruluşları da ardı ardına
açıklamalar yaptı. Adıyamanlılara, 'Bir daha kayısı toplamaya gelmeyin' diyenler
bile oldu.
Malatya'dan yapılan bu haberler karşısında Adıyaman basını da boş durmadı.
'Malatyalıların etekleri tutuştu', 'Çok istiyorlarsa heykelini evlerine
yollayalım' diyen Adıyamanlılar, komşularını daha da kızdırdı. Yıllardır
süregelen 'Nemrut Dağı kime ait?' polemiği, son olaylarla yeni boyut kazandı.
İki kent de milletvekillerini de devreye sokarak üstünlük sağlamaya çalışıyor.
Ancak Malatyalı milletvekillerinin Ertuğrul Günay'a yazdığı mektup Bakan'a geri
adım attırmadı. Olayın Başbakan Erdoğan'a kadar gittiği konuşuluyor. Yerel bir
televizyona canlı yayına bağlanan Bakan'ın Malatyalıların gönlünü alması
bekleniyordu. Ancak Günay, "İller arasındaki çekişmeler, iller arasındaki basın
polemikleri, politikacılar arasındaki karşılıklı atışmalar beni hiç
ilgilendirmiyor. Sözlerimin arkasındayım. Bölge SİT alanı, tarihi eserler zarar
görüyor." diyerek, Malatyalıların heveslerini kursaklarında bıraktı.
Bu tartışmalar üzerine önce Malatya'ya, daha sonra da Adıyaman'a gittik.
Yetkililerle görüştük, halkı dinledik. Ama işin içinden biz de çıkamadık; çünkü
kimse 'Benim yoğurdum ekşi' demiyor! Malatya ile Adıyaman arasındaki bu
dargınlık, uzun yıllar süreceğe benziyor.
Adıyaman'a 60, Malatya'ya 10 bin Nemrut turisti geliyor
Adıyaman'ı ve Malatya'yı ziyaret edip konuyu dolandırmadan 'Nemrut Dağı'na
getirince yüzlerdeki ifade birden değişiyor. 80'lı yılların sonunda dağa yol
açan Malatya'nın bu hamlesi tartışmaların başlamasına neden olmuştu. Yeni açılan
yolla birlikte 'Nemrut'a çıkmak için önce Malatya'ya mı, yoksa Adıyaman'a mı
uğramalı?' sorusu sürekli gündemde. Ancak aradan geçen süre içerisinde
Adıyaman'dan turizm açısından ipi açık ara göğüslemiş. Özellikle Kâhta'da turizm
üzerine kurulan bir sektör oluşmuş. İlçenin nüfusu artmış ve yeni oteller
açılmış. Baharla birlikte ilçede esnaf da bayram yapmaya başlıyor. Nemrut'a
Adıyaman yolunu kullanarak yılda 60 bin, Malatya yolundan ise 10 bin turist
çıkıyor. Dağ, iki ile de neredeyse aynı uzaklıkta. Turistler, Adıyaman'a yılda
100 milyon TL civarında bir para bırakıyor. Adıyaman'dan düzenlenen turlarda
Karakuş tepesi, Cendere köprüsü ve eski Kahta Kalesi de gezdiriliyor.
Nemrut, Adıyaman ismiyle özdeşleşmiş adeta. Türkülere konu olmuş. İşte bu
durum Malatyalıları, Nemrut konusunda daha istekli hale getiriyor. Bütün bu
tartışmalarla birlikte paylaşılamayan Nemrut Dağı'na iki şehirden de çıktık.
Malatya'nın yolu Nemrut'a 50 metreye kadar uzanıyor. Adıyaman'dan gitmek için
ise Kahta'dan geçmek gerekiyor. Bunun için sabah 4'te Kâhta'dan yola
koyuluyoruz. Dağın eteğinde küçük bir kafe var. Burada çay içip
dinlenebiliyorsunuz. Daha sonra yaklaşık 1 kilometre boyunca dik merdivenleri
tırmanıyorsunuz. Adıyaman yolunu kullanarak gelen toplam 50 kişilik bir grupla
zirveye ulaşıyoruz. Hava çok soğuk. Çok erken gelenler battaniyelerine sarılmış,
güneşin doğmasını bekliyor. Ama hava bulutlu olduğu için ziyaretçilerin
hevesleri kursaklarında kalıyor. Malatya yolunun son noktasında sadece bir araba
göze çarpıyor.
Malatyalılar, Ertuğrul Günay'a küstü
'Aksa'ya İsrail üzerinden girmek gibi' diyenlere kandı
Ali Er (Sonsöz Gazetesi'nin sahibi): "Kültür ve Turizm
Bakanı Ertuğrul Günay, daha önce de bu konu ile ilgili tepki çeken açıklamalar
yapmıştı. Bakan Günay, önceki ziyaretinde, Adıyaman milletvekillerinin 'Nemrut'a
Malatya üzerinden gitmek, Mescid-i Aksa'ya İsrail üzerinden girmek gibidir'
şeklindeki görüşleri üzerine rotasını değiştirmişti. Yine bir ziyaretinde
Malatya yoluna tepki göstermişti. Geçtiğimiz yıllarda Ankara'da düzenlenen
Nemrut turizmiyle ilgili toplantılara Malatya'dan kimsenin çağrılmaması da bizi
çok üzmüştü."
Kardeş iki ildik birbirimize düştük
Haydar Karaduman (Malatya Gazeteciler Cemiyeti Başkanı): "Bu
son tartışmalarla birlikte iki il birbirine düştü. Yerel gazeteler neredeyse
birbirine savaş açtı. Beraberliğe en fazla ihtiyacımız olduğu günlerde Bakan
Günay, olayı körükledi. Günay'ın Nemrut hakkındaki görüşleri acaba kendi görüşü
mü, yoksa bir hükümet politikası mı? Nemrut, dünyanın sekizinci harikası olarak
gösteriliyor. Bölgeye gelen turist hem onlara yeter hem de bize. Gelen turist
sayısını nasıl artırırız hesapları yapmak varken kısır tartışmaların içerisine
saplanıp kaldık. Turistik alanda gerekli düzenlemeler yapılsın hem Malatya
kazansın hem de Adıyaman."
Bakan, özür dilesin
Şevket Keskin (Malatya Esnaf ve Sanatkârlar Odası Başkanı):
"Yıllarca bütün yetkililer bir kilometre yol yaptırmak için bakanların kapısını
aşındırdı. Biz Adıyaman ve Malatya arasındaki yola bağlantı yapılmasını
beklerken, Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay'ın basına yansıyan bölümü
kadarıyla milyonlarca lira harcanarak yapılan yolu tahrip edeceğini açıklaması
hem kültürden hem de turizmden sorumlu bir bakana yakışmadı. Devlet bir yandan
yol yapacak, diğer yandan bir bakan bunu tahrip edeceğini açıklayacak... Sayın
Günay'ın Malatyalılardan özür dilemesini bekliyoruz. İki il arasında hiçbir
sıkıntı yokken devletin bir bakanının böylesine açıklama yapması ve husumet
meydana getirmesi yetkili birine yakışmaz."
Vereceğimiz bir şey kalmadı
Mehmet Ali Aslancirit (Adıyaman'da Bugün Gazetesi'nin genel yayın
yönetmeni): "Atatürk Barajı yapılırken 70 köyümüz sular altında kaldı.
Ama barajdan daha çok Urfa faydalanıyor. Çat Barajı da bizim topraklarımızda ama
Malatyalıların topraklarını suluyor. Bir tek Nemrut Dağı'mız var, şimdi de onu
elimizden almaya kalkışıyorlar. Bakan Günay, bölge sit alanı olduğu için hassas
davranıyor ve yolun seviyesini aşağıya çekip araç trafiğine kapamak
istiyor."
Malatya'da polis korumasıyla gezdim
Naif Karabatak (Güne Bakış Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni) :
"Gazetede 'Malatyalıların etekleri tutuştu!' şeklinde manşet atınca ortalık
iyice kızıştı. Sonra haliyle Malatyalılar da bizi topa tuttu. Ben manşetimin
arkasındayım. Daha sonra Malatya'da bir yerel kanal beni programa çağırdı.
Aslında ben de iki şehrin bu şekilde gündeme gelmesinden rahatsız oldum ve
ortamın yumuşamasını istedim. Hatta çağrıldığım televizyon sahibine 'Yoksa beni
dövecek misiniz?' diye espri yaptım."
Heykel yaptıralım dedik kabul etmediler
Zeki Dişkaya (Adıyaman Kalkınma Platformu Başkanı): "Malatya
basını Bakan Günay'ın kişiliğine saldırdı ve çok seviyesiz haberler
yaptı.Bakan'ı kültürsüz olmakla suçladılar. Milletvekillerimize 'boş
konuşuyorlar' dediler. Ben o haberleri yapanlara acıyorum. Malatyalılar madem
Nemrut'u bu kadar çok istiyor, bir heykelini yaptırıp şehirlerine yollayalım
dedik. Buna da alınmışlar herhalde. Ama kimse heykel teklifimizi kabul
etmedi!"
Dağın tapusu bize ait kimseye vermeyiz
Seyfettin Karataş (22 yıldır Nemrut'a turist taşıyan şoför):
"Bizim Nemrut'la bir sorunumuz yok; çünkü dağ zaten bize ait. Bizim sınırlarımız
içinde. İnsan kendisine ait olan bir şeyi, her yerde 'benim' diye gündeme
getirir mi? İşte Malatyalılar bunu yapıyor. O yüzden tartışmalara hiç prim
vermiyorum. TÜYAP Fuarı'na bile stant açıp bölgeyi tanıttık. Malatyalılar böyle
bir organizasyon düzenlemişler mi? Bana göre dağın kime ait olduğu önemli değil.
İş, turist sayısını artırmak. "
|