İstanbul'un sanat, kültür hayatında bundan böyle Deniz Palas'ın adını sık
duyacağız. Deniz Palas, İKSV'nin (İstanbul Kültür Sanat Vakfı) yeni binası.
Şişhane'de, her penceresinden farklı bir Haliç manzarası olan “Art Nouveau”
stilindeki bu şahane bina İKSV'nin kurucularından Dr. Nejat Eczacıbaşı'nın
hayaliydi. Zira Nejat Bey vakfın kendine ait bir mekânı olmasını istemişti
yıllar boyunca. Hayalini gerçekleştirmek vakfın yönetim kurulu başkanı Şakir
Ezcacıbaşı'na nasip oldu.
2004 yılında satın alınan binanın restorasyonu 2006 yılında başlamış. 2005
yılında 9. Uluslar arası İstanbul Bienali mekânlarından biri olan Deniz Palas'ı
eski haliyle görme fırsatım olmuştu. Gerçekten haraptı. Yedi katlı binanın tavan
süslemelerinden dış cepheye kadar aslına uygun bir şekilde restore edilmesi
kolay bir iş değil. İKSV'nin yeni binası ünlü işadamlarının da katkılarıyla 14
milyon dolara mal olmuş.
100 biner dolar katkı
Şakir Ezcacıbaşı'nın bizzat devreye girerek 100 biner dolar katkı
sağlamalarını istediği işadamlarının listesi de hayli uzun.
Kimler var? Feyyaz Berker, Selahattin Beyazıt, Nuri A. Çolakoğlu, Ömer
Dinçkök, Bülent Eczacıbaşı, Faruk Eczacıbaşı, Nihat Gökyiğit, Asım Kocabıyık,
Ertuğrul Kurdoğlu, Zafer Kurşun, Hüsnü Özyeğin, Ethem Sancak, Sakıp Sabancı
adına Güler Sabancı, Ferit Şahenk, Zafer Yıldırım, TAV Havalimanları
Holding.
İKSV'ye mülk bağışında bulunarak destek veren Halide Fitnat Altan, Ayşe Saime
Eren, Leyla Gencer ve Tunç Yalman'ın adlarını da saymadan olmaz. Hepsinin adları
Deniz Palas'a girdiğinizde bir plakette karşınıza çıkıyor. Restorasyonu
tamamlanmış olan binaya İKSV'nin ekibi artık taşınmış durumda.
22 sanatçının eseri
Binayı birkaç gün önce İKSV Genel Müdürü Görgün Taner, Genel Müdür Yardımcısı
Ömür Bozkurt ve restorasyon için gecesini gündüzüne katan Müessese Müdürü Mimar
Burhan Satıcı ile gezdim. İlk tepkim şöyle oldu: “Keşke burada benim de bir
çalışma odam olsa.”
Haliç manzarasına içimin gittiğini fark eden Taner, “gel sana burada bir oda
verelim” diye “haince” dalga geçmesi bile neşemi bozmadı. Zira Deniz Palas her
katında, her köşesinde ayrı bir sürpriz karşınızda. Binanın en üst katından
başlarsak Borsa'nın işleteceği “Deniz Palas Restoranı” var. Barının o güzelim
kırmızı çinileri İznik Vakfı'nın eseri. Laf eserden açılmışken Deniz Palas'ın
kendisi müze gibi. 22 ünlü sanatçı bina için özel eserler üretmişler.
Şimdi Şişhane moda
Benim gözüme ilk çarpan, katlar arasında dolanırken merdivenlerde Selim
Birsel'in imzasını taşıyan minik tanklar şeklindeki başak taneleri oldu. Eserin
adı “Barış Başakları”.
Her neyse en üst kattaki restoranda kalmıştık. Alt katlarda “Leyla
Gencer Müzesi”, “Peralı Kafe” “Tasarım Dükkanı” ve 16 Ocak günü ilk konserle
kapılarını açacak olan “Salon” var. “Salon” çok amaçlı bir performans merkezi.
Caz, rock, klasik müzik konserleri, tiyatro, bale, panel, konferans aklınıza ne
gelirse bundan böyle ayakta 600 kişi alabilen “Salon”da.
Deniz Palas ile birlikte sanat, kültür, tasarım İstiklal Caddesi, Galata'dan
Şişhane'ye doğru akmaya başladı. Bundan sonraki rotasını merak
bekliyoruz.
|