Dünya Anıtları Vakfı’nın, dünyada korunması gereken 100 anıt arasına aldığı,
Roma İmparatoru Augustus için “Roma Tanrıçası” adına yapılan ve “Yazıtlar
Kraliçesi” olarak tanınan “Augustus Tapınağı” hakkında salı günkü yazım değişik
tepkiler aldı!
***
İlk tepki Diyanet İşleri Başkanlığı’ndan; adı bende saklı, bir yetkili
telefonla aradı. Yetkili, “Yapılmakta olan havuzu üzüntü ile izliyoruz. Havuzun,
Augustus Tapınağı kadar, hemen yanı başındaki Hacı Bayram Camisi’nin minaresi
ile türbesini de olumsuz etkileyeceğine dikkatinizi çekerim!” demekle
yetindi.
***
İkinci tepki, en son çalışmayı yapan “Anadolu Kültür Akademisi Derneği’nden
(AKA)” geldi. Aralarında arkeoloji profesörleri, inşaat mühendisleri,
işadamlarının bulunduğu AKA, tapınağın onarımı ve korunması için geçen yıl
kolları sıvamış, hazırlattığı projeyi Bölge Koruma Kurulu’ndan geçirmiş.
AKA, projenin finansmanı için önemli bir mali destek sağlamış. Konuştukları
Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay da bakanlık olarak mali katkıda
bulunacağını söylemiş. Ankara Valiliği, projenin kendi gözetiminde yürütülmesini
önermiş. Çalışmalara başlanmış.
Bu aşamada devreye Ankara Büyükkent Belediye Başkanı Melih Gökçek girmiş “Biz
yaparız!” demiş. Devreye belediyenin girmesinden, bilimsel hazırlanan ve kabul
edilen projenin yatmasından sonra Rahmi Koç da 60 bin Avro’luk (*) katkıyı geri
çekmiş.
***
Demre’de Noel Baba Kilisesi’nde ve Ankara’da vilayetin önündeki İmparator
Julianus Anıtı’nın onarımını gerçekleştiren, Türkiye’nin önemli
arkeolog-restoratörü Rıdvan İşler, 1996 yılında, tapınağın duvarlarındaki
çatlakları özel bir harçla doldurarak, yağmur ve kar sularının taşları
patlatmasını engelleyecek bir aylık çalışma yapmış, ancak dönemin bakanlık
yetkililerinin ilgisizliği ile çalışma tamamlanamamış!
***
Bir ara yağmur ve kar suyunun tapınağa daha fazla zarar vermemesi için “cam
fanus” yapılması bile düşünülmüş! İşler’in çalışması ile cam fanusun ortak
paydası, “suyun” tapınağa vereceği zararları önlemek! Ama Büyükkent Belediyesi,
tapınağın, minarenin ve türbenin hemen dibinde “su fışkırtan fıskiyeli havuz”
peşinde!
***
1997’de İtalyan Trieste Üniversitesi’nden bir bilim insanına tapınağın
yazılarının incelenmesi konusunda izin verilmiş. Ancak onarım ve koruma
aşamasına geçilememiş.
***
2000’de bir İtalyan bankasının 1.7 milyon Avro, Dünya Anıtlar Vakfı’nın 100
bin dolar desteği ile Trieste Üniversitesi ve Orta Doğu Teknik Üniversitesi’nin
işbirliği yaparak tapınak çevresinde arkeolojik kazıların yanı sıra tapınağın
onarılması için bir anlaşmaya varılmış. Anlaşılan banka sözünü tutmamış!
Bu girişim gerçekleşebilseydi tapınağın, onarılarak korunmasından başka,
yıllardır tartışılmakta olan yapının tarihlendirilmesi, mimari açıdan “ion” mu
yoksa “korint” düzeninde mi yapıldığı anlaşılabilecekti. Tapınağın sütun ve
sütun başlıklarına ait tek bir parça bile ele geçmediği için yapıyı çevreleyen
sütun dizisinin bitirilip bitirilmediği sorusu da yanıtlanabilecekti. Ayrıca,
tapınağı çevreleyen ve “temenos” denilen bir duvarının varlığı 1939’da
belirlenmiş, ancak tam sınırları saptanamamıştı.
***
Yazımdan sonra Bakan Günay aradı. Ankara dışında olduğu için yazımı bir gün
sonra okuduğunu, o anda TBMM’de “nöbetçi bakan” durumunda olduğunu, bir fırsat
yaratıp Augustus Tapınağı’na havuzu incelemeye gideceğini söyledi. On dakika
sonra bakanlıktan bir görevli arayıp Günay’ın beni tapınağa davet ettiğini
bildirdi. Foto muhabiri arkadaşım Necati Savaş ile gittik. Yanında Bölge Koruma
Kurulu Başkanı, bazı üyeleri, Büyükkent Belediyesi yetkilileri, AA’nın muhabir
ve kameramanı da vardı.
Günay ve beraberindekilerle bir süre konuştuktan sonra tapınağın dibinde
yapılan büyük havuza hep birlikte gittik. Bakan, havuzun “sulu” değil “kuru
havuz olarak düzenleneceğini” anlattı. Belediyenin yaptığı “su havuzunun”
kurulun 5 Kasım toplantısında “süs havuzuna” dönüştürülmesine karar verildiği
açıklandı.
Belediye yetkilisi, herkesin önünde “havuzun altının betonlandığını, alttaki
kalıntılara su geçirilmeyecek biçimde yalıtımın yapıldığını” da söyleyerek,
koskoca başkentin en büyük belediyesinin “su havuzu” zihniyetini de doğrulamış
oldu! Madem “kuru havuz” olacaktı da neden “betonlama ve yalıtım” yapılmıştı,
sorumuzu yanıtsız bıraktı!
5 Kasım kararı doğrultusunda “havuza ne su verme ne de su boşaltma
borularının döşendiğini” söyleyen Günay, havuzun gelecekte alacağı biçim
hakkında “dekoratif taşlarla döşenecek kuru havuz düzenlemesi yapılacak, ancak
kalıcı değil, geçici olacak” dedi.
“Geçici” olacak idiyse boşu boşuna yapılan bu havuzda kullanılan o kadar
beton, yalıtım, mermer masrafının kimin cebinden çıktığını sorduğumda Bakan’ın
sözünü kesen belediyenin yetkilisi “Halkın cebinden çıktı” dedi! Havanın
gerildiğini algılayan Günay, adını saptayamadığım bu kişinin daha fazla
konuşmasını engelledi.
Bakan’a gösterdiğim su havuzunun “fıskiyeleri” hakkında ise kurulun bir
üyesi, “Onlar fıskiye değil, sebil” yanıtını verdi. Anlaşılan “su fıskiyesi”
hadım edilerek “sebile” dönüştürülüyordu. Hacı Bayram Camii yerine Augustus
Tapınağı’na “sebil” öngörülüyordu!
Ortada kanserli bir hasta var! Hastalık her geçen gün yayılıyor,
derinleşiyor. Hasta: Augustus Tapınağı! Hastayı tedavi etmek yerine, koskoca
başkentin belediye başkanı senin benim cebinden paralarla Augustus Tapınağı’na
hastalığı daha da derinleştirecek sulu havuzla makyaj yapmaya kalkışmış!
Ne yazmıştık? “Yazıtlar Kraliçesi’nin korunmasına çalışırken Melih Gökçek
adlı biri, tapınağı rutubet yağmuruna tutuyordu! Dilimize Yunancadan geçen bir
deyim var: ‘Nato kafa nato mermer’ (İşte kafa işte mermer)!”
Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay’a Augustus Tapınağı’na karşı
gösterdiği titizlikten dolayı teşekkür ediyoruz.
Ancak Bakan Günay’ı önemli bir görev bekliyor! Belediyeyi dışlayacak biçimde,
başta İtalyan Büyükelçisi Carlo Marsili olmak üzere, ODTÜ’nün konuyla ilgili
uzmanları, AKA’nın yöneticileri ve bilim insanları ile, kanserli hastanın nasıl
tedavi edileceği, kurtarılacağı ve gelecek kuşaklara bırakılacağı yönünde
çalışmaları başlatmalıdır.
Daha olmazsa Bakanlık bütçesinden, DÖSİM’den ödenekler ayırıp mimar,
mühendis, arkeologlardan oluşacak yeni bir onarım heyetini en kısa süre içinde
Augustus Tapınağı’nda görevlendirmelidir.
(*) Salı günü “dolar” diye yazmışım, “Avro” imiş…
|