2009 Kültür ve Sanat Büyük Ödülü'ne layık görülen Sabancı Müzesi Müdürü Dr.
Nazan Ölçer, İstanbul’un anlatıldığı Paris'teki sergi için Topkapı Sarayı'ndan
altın kaplamalı tahtı istedi. Ancak Nazan Ölçer, olumsuz cevap aldı. Altın tahtı
Paris'e götüremeyen Ölçer, bundan Topkapı Sarayı Başkanı Prof. Dr. İlber
Ortaylı’yı sorumlu tuttu ve kıskandığı için tahtı vermediğini ileri sürdü. Türk
tarih profesörü İlbey Ortaylı ise “iyi korunacağına dair şüphe” yüzünden tahtın
verilmediğini söyledi.
-Ben bu sergiyi sabote etmesini bilirdim ama-
Nazan Ölçer’in küratörlüğünü yaptığı Grand Palais’te “Bizans’tan İstanbul’a”
sergisini 9 Ekim günü Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy ile Cumhurbaşkanı
Abdullah Gül, birlikte açtı. Sergi 25 Ocak 2010 gününe kadar gezilebilecek.
Gazetemizden Ayşegül Sönmez, İstanbul'un sekiz bin yıllık serüvenini 464
eserle anlatığı sergi hakkında Nazan Ölçer ile röportaj yaptı. Röportaj 26 Ekim
günü yayınlandı. Ayşegül Sönmez röportajda “Bizde de bürokrasi hiç fena
değildir. Osmanlı bölümü için Topkapı Sarayı sorun çıkarmamıştır herhalde. Ne de
olsa İlber Ortaylı kankanız” dedi. Nazan Ölçer'in buna “Kıskançlık içinde...
Saklamıyor da bunu. Ağzıyla, 'Ben bu sergiyi sabote etmesini bilirdim ama'
dedi... En zoru Topkapı oldu. İstediğim bir sürü şeyi veremediler. 16. yüzyıla
ait o tahtı. Taht gerekirdi. İstanbul bir devlet yönetim yeri. Öte yandan
İstanbul, Bizans zamanında kuyumculuk ve sanatkarlık merkezi, Osmanlı'da da
öyle. Taht, Roma İmparatorluğu'ndan sonra devletin yönetildiği Topkapı'yı
anlattığı kadar bu zanaatın sürdüğünü de gösterecekti” diyerek, İlber
Ortaylı’dan şikayetçi oldu. Nazan Ölçer'in sözleri tartışmayı başlattı.
Panayırlık nesne değil
İlber Ortaylı, Türk İslam Eserleri Müzesi Müdürü olduğu dönemde
Sultanahmet’teki Sadrazam İbrahim Paşa Sarayı'nı çekip çevirdiği için “Kethüda
Nanım” dedikleri Nazan Ölçer'e “Gazete sütunlarında dedikodu yapmasınlar. Nazan
Ölçer’in niteliklerini benim kadar hiç kimse vurgulamaz ama dost olarak bağrıma
basamayacağım bir insandır” dedi. İlber Ortaylı asıl cevabını Milliyet
Gazetesi’nin Pazar ekindeki köşesinde verdi: O taht, dönmedolap gibi her
panayıra koşturulacak bir nesne değildir.
İlber Ortaylı “Lafını Bilmez Dostumuz’a” başlıklı yazısında “Benim ne
derecede dostum olan bir kişi, bilemiyorum” dediği Nazan Ölçer’in Avrupa’nın bir
numaralı müze müdürü olduğunu yazdı. Son 20 yılın içinde Topkapı Müzesi’nden
Fransa'ya dördüncü defa eşya gittiğini anlatan İlber Ortaylı bundan önceki Paris
Versailles sergisine gönderilen altın tahtın içindeki ahşap aksamın çürüdüğünü,
vitrinlerde rutubet tertibatı kurulmadığı için de yazmaların tahrip olduğunu
söyledi. Selefi Dr. Filiz Çağman’ın isteği üzerine son sergiye yine de eşya
verildiğini belirten İlber Ortaylı “Bu sefer Louvre'cularla Nazan hanım
geldiğinde kesin söz aldım. Doğrusu bizim eserler hem Louvre'dan hem Grand
Palais'ten nasıl döner, diye merak ediyorum. İnşallah bu sefer eşyalar doğru
dürüst dönecektir” dedi.
İlber Ortaylı’nın yazısındaki çarpıcı bölümler şöyle:
Kremlin müzecileri ile istişarede bulunsun
* Verdiklerimizi iyi teşhir etsinler yeter. Sergilerin başarıyla nihayete
ermesini temenni ediyoruz. * Grand Palais'deki serginin Osmanlı bölümünde
Mağribi müziğinin fon olarak kullanılmasının tashihini rica ederiz. * Neyi
niçin kıskanalım ki, bu saatten sonra müzecileri mi kıskanacağım? * Bu
derecede aşırı bireycilik Avrupa ve Asya'nın müzecilerine yakışmaz. Bunlar
maalesef Amerikanvari abartılı eğilimlerdir. * 20 yıldır bazı sanat
tarihçisi profesörlerimiz ve müzecilerimiz olur olmaz yerlerde sergi gezdirmeyi
marifet sanıyor. * Eski dünyanın müzecileri hizmet ettikleri tarih ve
milletin manevi zenginliklerine hürmet etmek zorundadırlar. Avrupalı ve Rus
müzecimlerin hizmet anlayışında teşhir kadar, ağırbaşlılılık duygusu da
önemlidir. Nazan hoca mesela Kremlin'deki müzecilerle istişarede bulunursa
yararlanır.
|