MİT Kooperatifi’nde Adrese Teslim Kentsel Dönüşüm

Mimarlar Odası Ankara Şubesi’nin düzenlediği toplantıya Şube Başkanı Tezcan Karakuş Candan, Şube Sekreteri Nihal Evirgen, şube avukatları ve mülkiyet sahipleri katıldı. Toplantıda, alandaki 10 bloktan sadece Hasan Tanık caminin arkasındaki 3 bloğun riskli ilan edilmesine ve sadece buradaki mülkiyet sahiplerine tebligatlar gönderilmesine dikkat çekildi.

Mimarlar Odası Ankara Şube Başkanı Tezcan Karakuş Candan, şunları söyledi: “Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alay Komutanlığı’nın karşısına Hasan Tanık Camisini destekleyecek külliye yapılmasına ilişkin duyumlar aldık. Aynı ada üzerinde sadece 3 bloka tebligat gönderilerek binaların yıkılmak istenmesi de bunu açıkça ortaya koyuyor. Burada adrese teslim bir kentsel dönüşüm söz konusudur. Birçok alanda gördüğümüz gibi, burada da kentsel dönüşüm mülkiyete el koymanın aracı haline gelmiş. Köşkle taçlanan Cumhuriyet’in temsil aksının yıpratıldığını ifade ettiğimiz bir süreçte Hasan Tanık camisinin yapılması, arkasından da bu alana dair bir adrese teslim bir kentsel dönüşüm süreci işletilmesi birçok sorunu barındırıyor. Mülkiyet sahipleri bu süreci takip ederken, bizden hukuksal destek istediler. Avukatlarımız yol ve yöntem gösteriyor. Biz de bir taraftan plan süreçlerini takip ediyoruz,  plan değişikliği olursa konuyu yargıya taşıyacağız.” dedi.

Camiye külliye yapmak için sadece 3 bloğun riskli ilan edilmesi düşündürücüdür
Candan, sözlerine şöyle devam etti: “O bölge oldukça önemli Cumhuriyet’in kendi bakış açısının simgeselliğini de barındırıyor. Bu simgeselliği yok etmek istiyorlar. Bu alan çok kıymetli bir alan kentsel dönüşüm kanununa göre yüzde 51’i bulduğunda yapabilirler ama bu mülkiyet haklarına aykırıdır. Anıtkabir’e 500 metre uzaklıkta okul yıkımıyla, Ortadoğu tarzı medrese yapmak istediklerini biliyoruz. Bir benzerini de burada yapmak istiyorlar. Kentsel dönüşüm mağdurları bu duruma itiraz etti. Biz de kendilerine hukuksal destek veriyoruz, süreci yakından izleyeceğiz. Bir ada üzerinde aynı tarihte yapılmış olan 10 blok varken, sadece caminin arkasındaki 30 dairenin olduğu 3 blok için riskli alan kararı çıkması düşündürücüdür. Bu da niyetlerinin farklı olduğunu ortaya koyuyor. Riskli alan kararıyla bir yıkım sürecini organize edip ondan sonra plan değişikliği sürecine gidebilirler. Yapıların riskli olup olmadığı başka makamlar tarafından da değerlendirilmelidir. Teknik olarak rapor alınması gerekiyor. Saraçoğlu Mahallesi’nde biz bunu yaşadık iki kere riskli alan ilan ettiler. Öte yandan, kentsel dönüşüm mevzusu binanın yaşıyla ilgili değildir. Binanın sağlamlığı da önemlidir. Kentsel dönüşümün mantığı bir taraftan gasp etmek oluyor. Dikmen Vadisi’nde de bunu yaşadık. Orada da mülkiyet sahipleri, yeni yapıların paralarını ödeyemedikleri için satmak zorunda kaldı.”

Toplantıda mülkiyet sahipleri de söz aldı.

Rıza Zedelenmez, “Şu an ki proje durumunu asla öğrenemiyoruz. Belediyeden imar çapı ya da haritadan bir görüntü istedik. Binalarımızın yerine yeşil alan mı yapılacak öğrenmek istiyoruz.  Çankaya Belediyesi’ne gittim, kentsel alan olduğu için bilgi veremiyoruz dediler.” şeklinde konuştu.

Sacit Kartal ise, “Bizim çocukluğumuz orada geçti. Hatta caminin mescidi yapılırken inşaatta çalıştık ancak şimdi burada oturan insanlara yönelik planlı bir yok edilme süreci başladı. Önce rayicin üzerinden fiyatlar vererek evleri almaya başladılar. Sonra kentsel dönüşüm üzerinden yapılar riskli duruma sokuldu. Yenilenirse tabi ki daha iyi olacak, ancak yapılar korunarak yenilenmelidir. Evlerimiz yıkılarak planlı bir şekilde caminin etrafı genişletilmek ve külliye yapılmak isteniyor.. 45-50 yıllık binalar, herkes daha sağlıklı binalarda oturmak istiyor. Usulüne uygun bir şekilde dönüşüme girerse sorun yok. Ama şu anki amaç camiyi genişletmek. Burayı yıkıp önce yeşil alana çevireceklerini daha sonra arsayken istimlak edeceklerine ilişkin bir duyum da aldım.” dedi.

Asuman Hakbilen, “Arazimizden bir bölüm camiye geçmiş, ilerde nasıl olsa biz burayı camiye katarız düşüncesiyle arazimizin ihlali de söz konusu. Bu ihlal durumunu tespit ettik birçok yere başvurduk ve şerhler konuldu. Gerekli mercilerin kayıtlarında var. Zemin olarak düşünürsek bu adanın altı kayalık ve burada 450 konut var. Aynı malzemelerle aynı tarihte yapılan diğer bloklar riskli değil de, sadece caminin arkasındaki 3 blok mu riskli?” ifadelerini kullandı.

Çağın Akgül, “Bir buçuk ay önce tebligat geldi ve evleriniz yıkılıyor denildi. Öncesinde kimse bize bilgi vermedi ve iyi niyetli bir yaklaşım olmadığını anladık. Külliye yapılacak deniliyor.” Şeklinde konuşurken; Ali Kalan ise, “Yapıların riskli olduğuna dair raporlar alınmış. Sadece bir yerden alınan bu rapora istinaden bu evleri yıkıp yerine yeni yapı yapmaları bu kadar kolay mı?” diye sordu.