Mimarlar Odası, Türkiye Mimarlık...
"Nevşehir'deki Doğa ve Tarih...
Karabağlar'da Yüksek Yapılaşmaya...
Ankara Millet Bahçesi 18 Şubat'ta...
Danıştay’dan Emsal Karar
Yargı MTA Plan Değişikliğinde...
Genç Mimarlar Törenle Rozet Taktı
Renda Köşkü'nde Devlet Sırrı...
"25 Yıl İçinde Kentlerimiz...
Mimarlar Odası Ankara Şubesi...
TMMOB Peyzaj Mimarları Odası'ndan...
"Millet Bahçelerinde İlk Projeler...
İstanbul'un Gündemi Kentsel...
Mimarlar Odası Ankara Şubesi'nden Millet Bahçeleri Açıklaması
Mimarlar Odası Ankara Şubesi, millet bahçeleriyle ilgili düzenlediği basın toplantısında; yeşil alanların belirli zümrelerin değil tüm kamunun kullanımına ait açık alanlar olduğunu vurguladı.
Mimarlar Odası Ankara Şubesi'nin millet bahçeleriyle ilgili yaptığı toplantıya, Mimarlar Odası Ankara Şube Başkanı Tezcan Karakuş Candan, Mimarlar Odası Merkez Yönetim Kurulu Üyesi Ali Hakkan, Mimarlar Odası Ankara Şube Sekreteri Nihal Evirgen ve Mimarlar Odası Ankara Şube Yönetim Kurulu Üyesi Muteber Osmanpaşaoğlu katıldı. Gerçekleşen basın toplantısından bazı başlıklar: Toplantıda Mimarlar Odası Ankara Şube Başkanı Tezcan Karakuş Candan: “Rantın ve Cumhuriyetle hesaplaşmanın mekânsal karşılığı olan Millet bahçeleri yeşil alan üretme kılıfıyla ideolojik olarak planlanıyor. Atatürk Orman Çiftliği bu halkın en önemli değerli, yeşil alanı öğrenme alanını talan eden bir zihniyet bizim karşımıza çıkıp yeşil alan yapıyoruz demesin. Millet bahçelerinde hem neoliberal politikalarını hem de siyasal İslam’ın Cumhuriyetle mekânsal hesaplaşmasını görüyoruz. Kentin bilimsel planlamasını, kentin sistematiğini, insan doğa politikasını benimsemeyen, entelektüel birikimin ortadan kaldırılması bellek değerinin yok edilmesi, kentlerin insan odaklı değil rant odaklı değişiminin sorumluluğu AKP politikalarıdır. Millet bahçeleri de bu ideolojinin bir parçası. Rant odaklı büyük projelerin sermaye birikiminin arttırılmasının, Cumhuriyet dönemi stadyumların yıkılmasının bir parçası olan Millet bahçesi projelerinin kurulduğu yerlerdeki rant hareketlerini, yapılan projeleri ve o bölgelerdeki mülkiyet hareketlerini sorgulayalım bakalım, millet için mi yapılıyorlar yoksa rant için mi görelim" diyerek tepkisini dle getirdi. "Bir ülkenin kendini kültürel ve mimari değerleriyle tanıtır" Mimarlar Odası Merkez Yönetim Kurulu Üyesi Ali Hakkan ise tepkisini şöyle dile getirdi: “Millet bahçesi kavram olarak çok popülist ve hakikaten ihtiyacımız olan bir şey olarak geliyor. Ancak bunlar reklamlara da yansıdığı gibi milletin değil rantın bahçesi. Ben millet bahçesinden başka şeyler anlıyorum. Örneğin, Cumhuriyet’in kurucu mekanı Atatürk Orman Çiftliği millet bahçesiydi, modern bir ülkenin kalkınma modeliydi, yok edildi, Mimarlar Odası Ankara Şubesi mücadeleyi hala sürdürüyor. Gençlik Parkı o dönemin kamusal mekanıydı, tam bir millet bahçesiydi. Şimdi ise çöküntü alanı haline dönüştü. Artık Ankaralılar sahip bile çıkmıyor. Güvenpark’tır millet bahçesi, bugün o da yok edildi. Her taraf işgal edilmiş durumda, yürüyemiyorsunuz bile. Benim anladığım millet bahçesi Meclis Parkı’dır. Şu anda güvenlik açısından giremiyorsunuz ama ben üniversite yıllarımda orada ders çalışmaya giderdim. Bugün tehdit altında olan, Mimarlar Odası Ankara Şube’nin mücadele yürüttüğü Eymir ve Mogan Gölü'dür, Gezi Parkı’dır millet bahçesi. Beş yıl geçmiş, hesaplaşılmaya çalışılıyor. Millet bahçesi küresel sermaye şirketlerinin arka bahçesine dönüşmüş bir rant projesi olarak karşımıza çıkıyor. Buna karşı çıkmak gerekiyor. Mimarlar Odası’na burada ciddi bir saldırı var. Mimarlar odası kıyıların yağmasına, ormanların yok edilmesine, bütün çevre felaketlerine karşı duruş gösteriyor. Kamuoyunun bütün kamusal alanlara sahip çıkması gerekiyor”. Mimarlar Odası Ankara Şube Sekreteri Nihal Evirgen de, “özellikle ekonominin kriz içerisinde olduğu, inşaat sektörünün küçüldüğünün artık televizyonlardan bile ilan edildiği böyle bir dönemde, millet bahçeleri aracılığıyla rezidanslar pazarlanıyor. Özellikle Merkez Ankara Projesi, Gökçek döneminden alışık olduğumuz gibi, turistleri Ankara’ya getirmek üzere kurgulanan projelerden biri. 1 milyon 200 bin metrekarelik bir inşaat alanına sahip ve tek parselde Türkiye’nin en büyük karma kullanım projesi olarak tanıtımları yapılıyor. Kentlerde yapılan bütün inşaat yatırımlarının “en büyük” olarak lanse edilmesine hepimiz alışığız. Bir başarı kriteriymiş gibi sunulan büyüklük, devasalık durumu bu projede de yine karşımızda” diyerek; şehrin merkezinde bu denli yüksek yoğunluklu yapılarla ve korkunç bir plansızlık içerisinde yapılan bu projelerle büyük bir tıkanıklık yaratılacağına dikkat çekti. |