Mimarinin Çevreyle Sınavı
Dünyanın sıfırdan tasarlanmış ilk ekolojik yerleşkesi Dongtan Eko Kent için yoğun emek sarf eden mimar David Height, bir konferansla bu yeni mimari kavramı anlatmak için İstanbul'da...
ir kent düşünün. Sakinleri hava kirliliğinden bihaber, tüm atıkları geri dönüştürülüyor, enerji ihtiyacının tamamını doğal yollardan elde ediyor, bir yerden bir yere ulaşmak havaya karbondioksit salmaya yol açmıyor. İki yıl sonra bu kent gerçek olacak. 2010'da 5 bin, 2020'de 80 bin, 2050'de 500 bin kişinin 'nefes alabileceği' kent, Çin, Şanghay yakınlarındaki Çongmid Adası'nda yapılıyor. Dünyanın sıfırdan tasarlanmış ilk ekolojik yerleşkesi Dongtan Eko Kent'in mimarlarından David Height, bugün Yapı-Endüstri Merkezi'nin düzenlediği 'Ekolojik Mimarlıkta Somut Adımlar' konferansına katılmak için İstanbul'da... Mimaride ekolojik tasarımın olmazsa olmaz özellikleri neler? Ekolojik tasarım, bir yer ya da binanın, çevresiyle, ona zarar vermeden entegre olması ve uzun vadede karşılıklı yarar ve denge kurabilmeleri demek. Gelişme ve peyzaj arasında denge kurulmalı ve biyolojik çeşitlilik insan yerleşimleriyle uyumlu şekilde beslenebilmeli. İkinci şart su, güç, ısı ve insan kaynaklarının mümkün olan en üst düzeyde bir verimlilikle korunup kullanılması. Toplu taşımanın etkin kılınması, yaya ya da bisikletle ulaşılır komşuluk birimleri kurulması, yerleşimler arası güvenilir ve düzgün toplu taşıma altyapısı sağlanması da önemli. Üçüncü özellikse uyum sağlayabilirlik. İnsanların kentsel varlığından öğrendiğimiz en önemli şey değişimin hızı ve etkisi. Ekolojik çağ dediğimiz 21. yüzyılın şu anki derdi, iklim değişikliğinin hızı ve etkileri. Kentler ve binalar, değişimin farklı yüzlerine uyum sağlayamazsa ekolojik de olamazlar. Dongtan Eko Kent'in vaadi ne? Dongtan merkezi bir doku etrafında birleşen üç köyden oluşan bir şehir. Proje kapsamında Çongmid Adası'nda, biyoçeşitlilik artırılacak ve binalarda, altyapıda, taşıma sisteminde tamamen yenilenebilir enerji kullanılacak. Şehir atıklarının yüzde 90'ı sonunda sıfır atıklı bir şehre dönüşebilmek hedefiyle tekrar kullanılacak, geri dönüşüme sokulup geri kazanılacak. Bu planları besleyecek akademik çalışmalar da Tongji Üniversitesi'nde kurulacak Dongtan Enstitüsü'nde yapılacak. Bu kent enerji tüketiminde yüzde 66 azalmayı, enerji ihtiyacının yüzde 40'ının biyoenerjiden karşılanmasını, binalarda ve ulaşımda yüzde 100 yenilenebilir enerji kullanılmasını, arazi kullanımının yüzde 83' ten az olmasını ve neredeyse sıfır karbon salınımını hedefliyor. 'İstanbul:?Hayat dolu ve kaotik' İstanbul'u düşününce nasıl bir tablo geliyor önünüze? Kafamdaki İstanbul imgesi, geçmiş izlerinin üzerine tekrar tekrar yazılan, dinamik, hayat dolu ve kaotik bir yer. Dikkate değer bir pozisyonu var; Doğu Akdeniz'le Batı Asya arasında bugünlerde belki yüzyıllardır olduğundan daha da fazla bir eksen konumunda. Olumlu yönlerini sakinleri, değişim ve gelişme kapasitesiyle çevresi oluşturuyor. En büyük zorluğu göç ve artan nüfusu sürdürülebilir şekilde barındıracak altyapı eksikliği. Temiz enerji olmayınca sağlık hizmetleri, ulaşım, iş imkânı, eğitim ve banliyölerin yayılması sosyal mahrumiyet ve çevresel hasara yol açıyor. Bu, kentsel yayılma alanlarının planlanması ya da merkezi kentsel alanların, yüksek yoğunluğu daha tatmin edici bir şekilde barındırabilir hale getirmesiyle yoluna konabilir. Hayran kaldığınız ya da zevksiz bulduğunuz yapılar var mı? En sevdiğim yapıya cevap vermek imkânsız! İki yakadan birer tane seçmem gerek. Avrupa yakasında, 1986'da öğrenciyken gördüğümden beri beni büyüleyen yapı Küçük Ayasofya; Bizans, Osmanlı ve Cumhuriyet kentini bağlayan bir başyapıt. Asya yakasındaysa bana İstanbul ve Türkiye'nin kapılarını açtığı için minnettar olduğum akıl hocam ve arkadaşım Cengiz Bektaş'ın tanıştırdığı Şemsi Paşa Camii. Sinan'ın dehası bu yapıda damıtılmış; avlu, bahçe, taş parmaklık ve Boğaz'ın köşesinin buluşması mekansal, mimari ve topografik ardışıklığın en güzel örneklerinden. En sevmediğim bina diye tek yapıya işaret edemem ama Yenikapı ve Atatürk Köprüsü arasındaki Kennedy Caddesi'ni söyleyebilirim. Bu yol sistemi, kenti sudan koparıyor, tüm ilişkiyi sterilize ediyor ve tarihi alanların bağlantısını yok ediyor. |