GYODER Başkanı Işık Gökkaya, henüz üst
ve altyapısını tamamlamamış bir ülke olan Türkiye'nin 18 milyon adetlik konut
stoğunun yüzde 45’inin ömrünü tüketmiş ya da deprem yönetmeliğine uygun olmayan
konutlardan oluştuğunu, ayrıca her yıl İstanbul’a neredeyse bir Eskişehir
eklendiğini vurgulayarak, merkezi otorite tarafından yapılacak bir planlamaya
ihtiyaç olduğunu bildirdi. Yapı-Endüstri Merkezi (YEM)
tarafından bu yıl ikincisi gerçekleştirilen Konut
Konferansı'nda www.yapi.com.tr'nin sorularını yanıtlayan
Gökkaya, kentsel dönüşümün hukuki alt yapısının oluşturulması ve bu dönüşümü
gerçekleştirilecek sermayenin oluşturulması için yeni enstrümanlar
geliştirilmesinin önemine de işaret etti. Gökkaya'nın dikkat çektiği diğer
konu başlıkları ise konut kredilerinin tabana yayılması gerekliliği, nüfusu 1
milyonu geçen şehirlerin 1/100000 ölçekli nazım planların yapılması, marka
şehirler oluşturulması oldu.
Kentsel dönüşüm için imar haklarının transferi, menkulleştirilmesi
önemli
Kentsel dönüşümün hukuki altyapısını hazırlamak ve bu dönüşümü
gerçekleştirecek sermayenin oluşması için de yeni enstrumanlar geliştirmek
gerek. Bu çerçevede imar haklarının transferi, menkulleştirilmesi çok çok
önemli. Bunlar olmadan kentsel dönüşüm yapmak çok zor. Çünkü belli bir imar
büyüklüğünün ötesine çıkamıyorsunuz; o da sizin projeyi gerçekleştirmeniz için
yeterli olmuyor. İmar haklarının menkulleştirilmesi yapılabilirse, ciddi bir
kaynak girişi sağlanabilir. Bu iki bacağın çok iyi oturtulması lazım. Tabi
konunun hukuki altyapısı da çok önemli; öncelikle ‘Kat Mülkiyeti Kanunu’nun
değişmesi gerekli; burada ‘oybirliği’nden ‘oy çokluğu’na dönülmeli.
Türkiye’nin ancak yüzde 20’si konut kredisi
kullanabiliyor
Konut kredileri, Türkiye gibi çok tasarrufun olmadığı ülkeler için çok önemli
bir enstruman ve olabildiğince tabana yayılmalı. Bugün Türkiye’nin ancak yüzde
20’si konut kredisi kullanabiliyor. Konut kredilerinin tabana yayılabilmesi için
de finansman maliyetleri düşmeli. Bunun için de ucuz kaynak bulunmalı, ki bu da
ikincil piyasaların kurulması anlamına gelir. İkincil piyasalarla birlikte ciddi
bir kaynak yaratılabilir. Şu ana kadar verilen konut kredileri, bu şekilde
piyasaya çevrilebilir.
Marka şehirler 'göç'ü önleyebilir
Öncelikle çok düzenli bir planlama olmalı. Nüfusu 1 milyonu geçen
şehirlerimizde 1/100000 ölçekli nazım planların yapılması şart. Büyük kentlere
göçü önlemek için de marka şehirler oluşturmamız lazım. Marka kentlerle, o
şehrin tarihi dokusunu ya da potansiyelini çok rahat gösterebilir; bu çerçevede
de oranın ekonomik ve sosyal yaşam standartını yükselterek insanların büyük
kentlere göçünü engellemiş olursunuz. Artık insanların, iş bulmak ya da daha iyi
şartlarda yaşamak için büyük şehirlere göçünü engellemek lazım.
Bunların hepsini bir arada düşünmek lazım; çünkü bazı yerlerde kamu
otoritesinin kullanılması gerekmekte. Yeni kurulan Çevre ve Şehircilik
Bakanlığı, bu düzenlemeyi yapabilecek yapılardan biri. Eğer işlevini tam
anlamıyla yerine getirebilirse, Türkiye’deki çarpık yapılaşma ve kentleşme
olgusu tam anlamıyla ortadan kalkar ve herkes insanca yaşayabileceği bir konuta
kavuşabilir.
Planlara noktasal müdahaleler ve kentsel dönüşüm
mağdurları
Bildiğim kadarıyla şu an, 10’un üzerinde organ tarafından planlama
yapılabiliyor. Bunun tek bir elde toplanması lazım. Elbette bunun yerel
yönetimlerle koordineli olarak yapılması da çok önemli. Bazı konularda herkesi
memnun etmeniz çok zor; bunlardan biri de kentsel dönüşüm. İnsanların yerleri
değiştirilirken bazı çalışmalar yapılmalı; ama insanların beklentilerinin de çok
çok yüksek olmaması gerek. Bulunulan yerin değerlemesi, bağımsız bir kuruluş
tarafından yapılmalı. Orada bölgesel referanslı değerlemeler yapılarak, belki bu
tip sıkıntılar bir yerde çözülebilir.
GYODER ve ‘mimari kalite’
Üyelerimizin arasında, Türkiye’nin en büyük proje geliştiricileri bulunuyor.
Onlar zaten marka konutlar üretiyorlar. Müşteri memnuniyeti, artık mimariden de
geçiyor. Sadece sunduğunuz sosyal donatılar değil, bulunduğu yere uygun mimari
de çok çok önemli. Bu konuda eğitimler düzenliyoruz. Hatta, YEM’le de böyle bir
organizasyon düzenleyip, üyelerimizle buluşturabiliriz.
|