Türkiye’nin en büyük özel hastane zircirlerinden Medical
Park, yurtdışında da marka olmayı hedefliyor. Bu kapsamda 2011
yılı sonuna kadar Kuzey Afrika ve
Ortadoğu’da beş hastane açmayı planladıklarını belirten
Medical Park Hastaneler Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Muharrem
Usta, ortalama 150 milyon dolar yatırım yapacaklarını
söyledi. Yurtdışında hastane açan ilk Türk markası olmak istediklerini dile
getiren Usta, Cezayir, Libya, Mısır, Suriye, Suudi Arabistan ve Irak gibi
ülkelerle görüştüklerini, kısa bir süre içinde beş hastanelik yatırım
kararlarını netleştireceklerini vurguladı. Medical Park, 2011 sonuna kadar
Türkiye genelinde de 25 hastaneye ulaşmayı hedefliyor.
Poliklinikten zincire...
Kendisi de tıp fakültesi mezunu olan Muharrem Usta, ilk Medical Park’ı 14 yıl
önce açtı. Şu anda Türkiye genelinde 14 hastaneye ulaştıklarını belirten Usta,
“Kulak-burun-boğaz hekimiyim ama doktorluk yapmayı seçmedim. Peki ne yapabilirim
diye düşünürken küçük bir poliklinik açtım. Sonra büyüye büyüye bugünkü Medical
Park zincirine ulaştık” dedi.
6 bin 800 kişinin çalıştığı hastanelerin dördü İstanbul’da 10’u da Bursa,
İzmir, Antalya, Gaziantep, Elazığ, Batman, Van, Samsun ve Ordu’da. Doğu’da
açtıkları bir hastanenin İstanbul’dakinden hiçbir farkı olmadığının altını çizen
Usta, “İstanbul’daki kaliteli hizmeti ve konforu Anadolu’ya da taşıyoruz. Yani
Anadolu’da da çıtayı yükselttik” diye konuştu.
‘Uygun talip bulduk’
2009 yılı sonunda ABD’nin en büyük yatırım şirketlerinden Carlyle Group’a
hisselerinin yüzde 40’ını sattıklarını hatırlatan Muharrem Usta, şunları
söyledi:
“Görüşmelere krizden önce başlamıştık ama krizde durmadık. Türkiye’de ciddi
araştırmalar yapıp bizi seçtiler. Biz de büyümenin bir şirket evliliğiyle
olacağını düşünüyorduk. Uygun talipli çıkınca da nikahı kıydık. Arkamıza
aldığımız Carlyle Group güvencesi, yurtdışında da marka olma hedeflerimizi
hızlandıracak. Yaptığımız güç birliği, sağlık hizmetlerinde kaliteyi daha da
ileri taşıma konusunda büyük avantaj sağlayacak.” Carlyle’ın tamamen öz sermaye
ile finanse ettiği yatırımı, şirketin büyüme projelerinin gerçekleştirilmesinde
ve borçluluk oranının azaltılmasında kullanılacak.
Sağlık harcamaları durdu
Sağlık harcamalarının Türkiye’de yıldan yıla çok büyük oranda arttığını
belirten Usta, 2006’dan 2007’ye yüzde 20 artan harcamaların 2008’de ise
durduğunu söyledi. Sağlıkta yapılan reformların da etkisiyle son beş yılda bir
tüketim çılgınlığı başladığını vurgulayan Usta, “Çünkü alternatifler arttı,
insanların hastanelere ulaşması kolaylaştı. Türkiye bu anlamda sağlıkta büyük
bir değişim yaşadı” dedi. Ancak geçtiğimiz yıllardaki yükseliş trendinin bir
daha yaşanamayacağını kaydeden Usta, artık doygunluğun başladığını ve insanların
her anlamda daha tedbirli harcama yaptığını ifade etti. Türkiye’nin sağlıkta
büyük işler yaptığını ve çok hızlı geliştiğini dile getiren Usta, “Artık
sağlıkta dünyada adımızdan söz ettiriyoruz” diye konuştu.
Medical Park’ın finansal sonuçlarına da değinen Usta, 2009’u 530 milyon
TL’lik ciroyla kapattıklarını, bu yıl ise 700 milyon TL ciro hedeflediklerini
belirtti.
Nakilde İran modeli
Türkiye’nin sağlıkta çıtayı çok yükselttiğini ancak bazı alanlarda da hâlâ
gelişemediğini vurgulayan Muharrem Usta, şunları söyledi: “Türkiye’de şu
anda 60 bin organ nakli bekleyen insan var. Dört beş yıl içinde bu rakam 100
bine çıkacak. Yanıbaşımızdaki, bize hep öcü olarak gösterilen İran, dünyada
organ naklinde sıra beklemeyen tek ülke. Kadavradan organ nakli diye bir şey var
dünyada. Türkiye’de ise yılda sadece 300 civarında kadavradan organ bağışı. Bu
işin çözümü bu alanda yeni açılımlar yapmak. Tabii canlılardan organ bağışı da
var. Bunların toplamında Türkiye’de 2009 yılında 2 bin küsur organ bağışı
yapıldı. Kemik iliği nakli de Türkiye’de aslında çok kolay yapılabilecek bir iş
olmasına rağmen bu konuda da hâlâ kısmen yurtdışına bağımlıyız. Türkiye bu
alanlarda elini güçlendirmeli.”
‘Artık yurtdışına hasta göndermiyoruz’
Türkiye’nin kaliteli ama düşük maliyetli sağlık hizmetleriyle dünyanın
ilgisini çektiğini ve sağlık turizminde hızla geliştiğini belirten Muharrem
Usta, şöyle devam etti:
“Bu da dışarıdan insanları çekiyor. Türkiye, dünyanın sağlık merkezi
olabilecek potansiyele sahip. Balkanlar, Ortadoğu, Kafkaslar, Avrupa’nın bir
bölümü ve Güney Afrika’dan Türkiye’ye hastalar geliyor. Sağlık turizminden
aldığımız pay şu anda çok küçük ama son yıllarda hızla gelişiyor. Önümüzdeki
dönemde Türkiye sağlık turizminde ciddi başarılara imza atacak. Hastalar
ağırlıklı olarak kalp cerrahisi ve tüp bebek tedavisi için geliyor. Sağlık
turizmindeki gelişimin bir olumlu yansıması daha var. Hasta alma oranımız
artarken, yurtdışına hasta gönderme oranımız da aynı oranda düşüyor. Son
yıllarda yurtdışına Türkiye’den giden hasta sayısı inanılmaz derecede düştü.
Neredeyse sıfır noktasına yaklaştı. Çünkü gerçekten Türkiye’de hastaneler
övünülecek duruma geldi. Şu saatten sonra yurtdışına tedaviye gidenlerin de
psikolojik tatminden öte bir gerekçeleri olduğuna
inanmıyorum.”
|