Yalova, Armutlu ve Gemlik çevresindeki 25 istasyonun verilerine göre, Şili'de
meydana gelen deprem bile yer altı aktivitelerini artırdı. Küçük oranlarda artan
basınç, belli bir seviyeye geldiğinde depremi tetikleyebilir.
Kocaeli Üniversitesi (KOÜ) Yer ve Uzay Bilimleri Araştırma Merkezi
(YUBAM) ile GeoForschungZentrum'a
(GFZ) bağlı bilim adamları, Marmara Bölgesi'ndeki yer hareketlerini
2005'ten itibaren Yalova, Armutlu, Gemlik çevresine kurdukları
deprem ağıyla inceliyor.
KOÜ YUBAM Müdürü Prof. Dr. Şerif Barış, Marmara Denizi'nin
25 deprem istasyonu ile 17 sıcak ve soğuk su ölçüm istasyonundan oluşan
''ARNET'' deprem ağıyla saniye saniye izlendiğini söyledi.
İstasyonlardan birinde 100 metre derinliğe sahip kuyu içi sismometre, diğer
istasyonlarda ise 15'i geniş bantlı, 10'u kısa periyotlu sismometreler
bulunuyor.
Prof. Dr. Barış, şu bilgileri verdi:
"Türkiye'de hiçbir yer bu kadar sık ve fazla istasyon ağıyla izlenmiyor. Söz
konusu bölgede 2005'den bu güne kadar gözlemlediğimiz anormal bir etkinlik söz
konusu değil, depremi çağrıştırabilecek bulgular yok. Ancak depremin
tetiklenmesiyle ilgili çok önemli başka bulgular var. Araştırmalarımızda,
depremlerin çok uzak yerlerde meydana gelse dahi bu bölgedeki yer altı sularında
basıncını artırdığını belirledik. Bu değişimi 5.2 büyüklüğündeki Manyas ve
Gemlik depremleri ile Ortadoğu, Uzak Doğu'da yakın zamanlarda meydana gelen, son
olarak da Şili'de yaşanan depreminin ardından 100 metre derinliğindeki kuyuda
yaptığımız incelemede gördük.
Söz konusu değişimler Japon ve Amerikalı bilim adamları tarafından da tespit
edildi ve bu bulgular önemli bilim dergilerinde yayımlandı.
Uzak depremler yer içerisinde belli bölgelerdeki su basıncını küçük oranlarda
artırıyor ve sabit kalıyor. Bu basınç belli bir seviyeye geldiğinde depremi
tetikleyebilir. Bunun fiziğini anlamaya çalışıyoruz. Ancak bunun, depremi
doğrudan tetikleyen deprem dalgasıyla karıştırılmaması gerekir.''
50-60 farklı belirti var
Prof. Dr. Barış, deprem öncesi yerkürede bazı fiziksel, kimyasal ve coğrafi
değişimler meydana gelebildiğini, yer altı sularında basınç, ısı, içerik ve
iletkenlikte farklılaşmalar görülebildiğini, sismolojik açıdan küçük ve
öncü depremlerin sayısında artış, yer kabuğunda alçalma ya da yükselme
gibi 50-60 farklı parametrenin değişebildiğini bildirdi.
Deprem sırasında bu parametreden bazılarının görülebildiğine, parametrelerin
tiplerinin ise tektonik rejimlere bağlı olarak farklı özellik gösterebildiğine
dikkati çeken Barış, şunları söyledi:
''Örneğin depremlerden önce bazen yer altı su seviyesi yükselir, bazen de
alçalır, bazen yeni kaynaklar türer, bazen de mevcut kaynaklar kurur ya da
debisi azalır. En yakın örnek 17 Ağustos Marmara depreminde yaşandı. Bu
depremden bir hafta önce Yalova Termal'de ana kaynağın 100 metre ötesinde yeni
bir sıcak su kaynağı ortaya çıktı.
Yer altı su kaynağının kokusu, içeriği, elektrik iletkenliği değişebilir ama
bunların hepsi bir arada her depremde görülmeyebilir. Biz ARNET ağı üzerindeki
kaplıcalarda, yer altı sularında ve açılmış özel kuyularda bu parametreleri
ölçüyoruz.''
Hangi fay kolu kırılır?
Prof. Dr. Şerif Barış, 17 Ağustos Marmara depreminde halen tartışmalı olsa da
Kuzey Anadolu Fayı'nın Yalova'nın Altınova ilçesi Hersek Burnu civarına kadar
kırıldığını, bu nedenle Hersek Burnu'nun doğusunda söz konusu fay üzerinde en az
150-200 yıl bu büyüklükte deprem olmayacağını söyledi.
Kuzey Anadolu fayının Marmara Bölgesi'nde farklı kollara ayrıldığını, bu
bölgede beklenen depremin hangi kolda olacağının tartışıldığını belirten Barış,
şöyle devam etti:
''Tartışılan deprem Marmara Denizi'nde adaların önünden geçen kuzey kolda mı,
Armutlu'nun önündeki kolda mı, Gemlik'te mi, İznik'te mi olacağıdır, bu belli
değil. Amacımız bu kolları sürekli gözleyerek 'herhangi bir değişim, deprem
olabilecek öncü bulgular var mı, bu kollarda olabilecek deprem, beklenen büyük
İstanbul depremine yol açar mı?' sorularına cevap aramaktır.
Kırılmanın kollardan birinde olması durumunda bunun İstanbul'u ne oranda
etkileyeceğinin depremin oluş yeri ve mekanizmasına, yaratacağı ivmeye, fayın
derinliğine, fayın kırılacak bölümüne göre değişir.
Adaların önünden geçen fay kırılırsa İstanbul farklı etkilenir, Armutlu'nun
önünden, Tekirdağ'dan geçen fay kırılırsa farklı etkilenir. Tartışılan kol hep
Adaların önünden geçen kuzey kol, ama bunu kimse bilemez, depremin hangi kolda
olacağı tamamen varsayımdır. Adaların önünden geçen fayda kırılma olması halinde
İstanbul'a etkisini, depremin derinliği, oluş mekanizması ve yırtılma hızı
belirleyecektir.''
|