“Marmara Denizi’nde denize girilir mi, girilmez mi”
tartışması büyüyor. Çevre ve Orman Bakanlığı’na göre
girilebilir, çünkü “AB direktiflerine uygun olarak yapılan analizlere göre
Marmara’daki plajların yüzde 90’ında yüzmenin sakıncası yok.”
Etrafı sanayi tesisleriyle çevrili Marmara Denizi, özellikle de büyük
kirletici İstanbul tam bir arıtma sistemine kavuşana kadar bu sularda
yüzülmemesi gerektiğini savunan Deniz Temiz TURMEPA ise
ısrarlı. TURMEPA yetkilileri, “Bakanlığın söz ettiği ölçümler kolibasiliyle
ilgili. Biz ağır metal kirliliğinden söz ediyoruz” diyor.
Çevre ve Orman Bakanlığı Çevre Yönetimi Genel Müdürü Lütfi
Akça, Marmara’da yüzülüp yüzülemeyeceği tartışmasının “Yüzülebilir”
tarafında. Akça, Marmara’da halen işleyen sistemi, bugüne kadar yapılanları ve
yakın gelecekte yapılacakları anlatarak tartışmaya katıldı. Akça’nın
verdiği bilgiye göre Türkiye’de 2006’da Yüzme Suyu Kalitesi Yönetmeliği
yayımlandı. Yönetmelik, AB Yüzme Suyu Kalitesi direktifinin Türkiye mevzuatıyla
uyumlaştırılmış haliydi. O tarihten itibaren tüm plajların su kalitesi AB’ye
uygun olarak denetlenmeye başlandı. Marmara Denizi’nde ‘su kirliliği’ni
Çevre ve Orman Bakanlığı, ‘yüzme suyu kirliliği’ni ise Sağlık Bakanlığı takip
ediyor.
İki bakanlığın numune aldıkları yerler ve parametreleri farklı. Yüzme suyu
izlenirken ‘kimyasal’ ölçümler değil, mikrobiyolojik parametreler esas alınıyor.
Sağlık Bakanlığı Türkiye genelinde 2009 yılında toplam 1083 noktadan 15’er
günlük periyotlarla numune aldı. Riskli görülen plajlar kapatıldı. Sonuçlar,
kirliliğin kaynağını bulması ve engellemesi için Çevre Bakanlığı’na da yollandı.
Bardağın dolu tarafı
Arıtma eksikliği Türkiye’nin yarası. Akça var olan arıtma tesislerinin büyük
kısmının da İstanbul’da olduğunu vurguladı:
“Marmara havzasında atık suların yaklaşık yüzde 90’lık kısmı arıtıldıktan
sonra denize veriliyor. Ancak ’İstanbul’dakiler biyolojik arıtma değil, deniz
deşarjı’ deniliyor. Doğru! Şu anda İstanbul’da sadece yüzde 20’si biyolojik
arıtma yapıyor. Paşaköy’de bir biyolojik arıtma tesisi var, Tuzla’da var. Yüzde
80’i ise deniz deşarjı. Ancak İstanbul’da deniz deşarjı yapan tesislerin tamamı,
boğazın alt akıntısına, dibine deşarj yapıyor. İstanbul Boğazı’nda iki yönlü
akıntı var. Üst tabaka Karadeniz’den Marmara’ya, alt tabaka Marmara’dan
Karadeniz’e doğru gider. İstanbul’un atık suları, Karadeniz’e giden alt tabakaya
deşarj edilir. Marmara’ya ancak doğal karışımlı belli bir kısmı, çok seyrelmiş
olarak gelir.”
Biraz da ‘iyi haber’...
Halen İstanbul’da üç, Kocaeli ve Yalova’da ikişer olmak üzere yedi büyük
arıtma tesisi inşa halinde. İstanbul’da özellikle Ambarlı ve Ataköy arıtma
tesisleri, 5-6 milyonluk nüfusun atık suyunu ileri arıtma yapacak. Akça “Bunlar
da tamamlandığında Marmara Denizi’nde evsel kirlilik açısından büyük bir sorun
kalmayacak” diyor. Marmara’da 2009 yılında 296 nokta izlendi. Bunlardan 270’i
‘mikrobiyolojik açıdan’ uygun, yani yüzülebilir bulundu. Peki yüzülemez bulunan
yerler?:
“Bunlar İzmit Körfezi civarında. Birçok tedbir alındı, sanayi atık suları
arıtma te-sisleri yapıldı. Ama buralarda halen önemli sanayi tesisleri var.
Dolayısıyla İzmit Körfezi’nde birkaç sıkıntı var, diğerlerinde önemli ölçüde
sıkıntı yok. Marmara’da plajların yüzde 90’ında denize girilmesi açısından
hiçbir sıkıntı bulunmuyor.”
Marmara mavi bayrak zengini!
Akça yüzme suyu kalitesinin bir göstergesinin de Mavi Bayrak olduğunu
hatırlattı: “Türkiye’de 314 plaj ve 14 marina bu ödüle sahip. Marmara’da da 25
mavi bayrağımız var. Marmara’da dördü Ayvalık’ta, dördü Burhaniye’de, üçü
Gömeç’te, yedisi Edremit’te ve biri Erdek’te olmak üzere Balıkesir’de 19,
Çanakkale Ayvacık’ta beş ve Tekirdağ Şarköy’de bir plaj ödüllendirilmiştir.”
Ancak Akça’nın söz ettiği yerlerden çoğu, örneğin Ayvalık Marmara Bölgesi’nde
ama kıyıları Ege’de!
‘Kolibasiline değil ağır metale bak’
Deniz Temiz TURMEPA Genel Müdürü Levent Ballar: “(Akça’nın
söz ettiği) AB kriterleri kolibasili üzerine. Kolibasiline biz bir şey
demiyoruz. En fazla bağırsakları bozar, öldürmez. Ama AB su normlarından söz
ediliyorsa, denize bir damla arıtılmadan su verilmemeli. Biz yüzmek için şunu
söylüyoruz: Ağır metal çalışması yapılıyor mu? Sağlık Bakanı Recep Akdağ, ‘Bazı
balıklarda ağır metal bulundu’ diyor. Kanser yapar. Açıklamalarımız Sevinç Erdal
İnönü Vakfı’na dayanıyor. Araştırmalar Marmara Denizi’nin her tarafı dolaşılarak
yapılıyor. Bu çalışmalar 1954’te Et Balık Kurumu ile başladı, 1957’de İÜ’ye
geçti. Bu araştırmalarda örneğin, “Marmara Denizi’nde oksijen bir çok yerde
sıfıra düşmüş, ‘biyolojik çeşitlilik ortadan kalkmıştır” deniliyor. Oksijen
olmayan yerinde denize nasıl girilir? İSKİ çok iyi çalışmaya başladı. Ancak
çalışmaları halen yüzde 100 değil. Hâlâ bir kısım pislik denize gidiyor. Yoksa
mavi bayrakla ilgili değil hadise. Mavi bayrak örnekleri verilmiş. Ayvalık
Marmara’da mı? Verdiği örneklerin çoğu Ege Denizi’nde.”
|