999 depreminden sonra, zeminin zayıf olduğu bölgeler ve yüksek binalara karşı korkuyla yaklaşan İstanbul halkı, aradan geçen 7 yılda zemin ve yükseklik korkusunu 'marka' güveniyle yendi. Geçtiğimiz haftalarda önce Balıkesir, ardından Gemlik Körfezi'ndeki depremlerin İstanbul'da da hissedilmesiyle, 'unutulan' deprem korkusu yeniden hatırlandı. "Önlem alma" değil, "senaryoları tartışma" şeklinde de olsa depremin yeniden gündeme gelmesi, "İstanbul'un neresi sağlam, neresi riskli" tartışmasını alevlendirdi.
Ancak konut arzındaki canlılıktan, İstanbul'un zemini sağlam olarak bilinen Ümraniye, Çekmeköy gibi kuzey bölgeleri kadar, zeminin 'zayıf' olarak tanımlandığı Bahçeşehir, Halkalı da nasibini aldı. Projeyi geliştiren firmanın geçmiş deneyimleri, zayıf zeminde bile güvenli bina yapılabileceğini ortaya koyarken, özellikle markalı konutta bölgenin daha az sorgulanır oldu.
Binlerce yeni konut geliyor
Geçtiğimiz yıl maket üzerinden sorgusuz-sualsiz ev satın alanların kaçı zemin etüdü ya da depreme dayanıklılığı sorguladı bilinmez ama, en azından deprem gerçeği güncelliğini koruduğu sürece, proje geliştiricilerin müşteriyi bu konuda ikna etmesi gerekiyor. Özellikle, Emlak Bankası'nın 90'lı yılların başında projelendirdiği ve 10 yıl sonra yeni konut projeleriyle ikinci kez atağa kalkan Bahçeşehir ile toplu konutların parlattığı Halkalı bölgesi, çok da sağlam görünmeyen zeminlerine rağmen binlerce markalı konuta sahiplik ediyor ve gözde olmaya devam ediyor. Öyle ki, sadece Mesa-Nurol'un Bahçeşehir Konutları'nda bin 500, TOKİ iştiraklerinden Halkalı-Avrupa Konutları'nda ise bin 368 daire var.
İyi niyet markadan önemlidir / Teknik Yapı Yönetim Kurulu Başkanı Nazmi Durbakayım
Ben inşaat mühendisiyim. Deprem zaten bilinen bir şey ve hesaba katılır. Bina yüksek ya da alçak olabilir ama projelendirme depreme, zemin karakterine göre yapılmalı. Her zeminde yüksek bina yapılır, sağlam değilse zemin daha çok kazık çakılır. Zemin katı 4.5 metre olan binaya göre 20 katlı bina sisteminin hesaplaması daha kolaydır aslında ama her binada aynı hassasiyet gösterilmeli. Japonya yüksek binalarla dolu. Doğru yapıda yükseklikten korkmaya gerek yok. 30 senelik firmayız; 74 yılında yaptığımız bina ayakta. Biz ispatlamışız sağlamlığımızı. Büyük firmalar kendi denetimini yapmak zorunda zaten marka değerini korumak için. Yoksa o leke kalkmaz. Alıcıların iyi niyetlileri bulması lazım, markayı değil. Bugün inşaatçı, yarın sanayici olan bir şeyleri yanlış yapar mı yapar, bilemiyorum.
Yüksek katlılar daha dayanıklıdır / Ağaoğlu İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Ali Ağaoğlu
Zemin önemli tabii ki ama konutun sağlamlığı daha önemli. Binayı zemin nasılsa ona göre yapmak lazım. Tokyo'nun zemini Adapazarı'ndan daha kötüdür ama bina kalitesi çok yüksektir. Ayrıca, inşaatın statik hesapları doğru değilse kayanın üstüne de yapsanız yıkılır. Teknik kadro ve denetim çok önemli. Düşünülenin aksine yüksek katlı binalar daha dayanıklıdır. Çünkü teknolojisi çok güçlüdür. En riskli yapılar ise 5-6 katlılardır. Bunlarda deprem kırılma eğrisi daha etkilidir.
Depremi rant aracı yaptılar / İnşaat Mühendisleri Odası İstanbul Şube Başkanı Cemal Gökçe
Mevcut yapıların yüzde 70'i kaçak. Bunlar herhangi bir mühendislik hizmeti görmüyor. Önemli kısmı ciddi hasar görecek. 99'dan bu yana depreme hazırlanamadık. Yasal düzenleme yapılmadı. Kat mülkiyeti yasası, yapı denetim yasası çıkarılmadı. İmar yasası değiştirilmedi. Yetkin mühendislik yasası çıkarılmadı. Yalnızca deprem yönetmeliği değiştirildi. O yapıların da büyük kısmı denetimsiz. Maketler üzerinden evler satılıyor. Binaların yapılma evrelerinde kontrol yeterli değil. Deprem yeni projeler için bir tür pazarlama stratejisi, rant aracı oldu. Bazı şirketlerin mühendislik teşkilatı yok. Teorik olarak doğrular ama uygulamalarda yeterli güvenlik yok. Bu kadar konut yapılıyor, kim denetliyor bunları; ne yaptıkları soruluyor mu?
|