Doğu Marmara Kalkınma Ajansı (MARKA) ile
Türkiye Sürdürülebilir Enerji Finansmanı Fonu (TURSEFF),
Temiz Enerji İşbirliği Zirvesi düzenledi. Zirvede konuşan
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Yenilenebilir Enerji Genel Müdürlüğü Genel
Müdür Yardımcısı Erdal Çalıkoğlu, enerji sektöründeki küresel
fiyat dalgalanmaları, hızlı talep artışı, fosil kaynakların tükenebilir
kaynaklar olması ve küresel ısınmadan kaynaklanan iklim değişikliklerinin dünya
genelinde enerji güvenliği riskleri oluşturduğunu söyledi. Dünyadaki sera gazı
salınımının 3'te 2'sinin enerji üretimi ve kullanımı kaynaklı olduğunu
vurgulayan Çalıkoğlu, sera gazlarının azaltılmasına yönelik enerji
politikalarının oluşturulduğunu belirtti.
Enerji verimliliğinin yenilenebilir enerji, nükleer enerji ve karbon
yakalama ve depolama teknolojilerine yapılacak yatırımlarla mümkün olacağını
ifade eden Çalıkoğlu, ''2030 yılına kadar karbondioksit emisyonundaki azalmayı
sağlamak için, enerji verimliliği alanında 10,5 trilyon dolarlık ek yatırıma
ihtiyaç olacağı hesaplanmaktadır. Bu değer 2030 yılındaki dünya GSMH'nın yüzde
1,1'ne karşılık gelmektedir. 2009-2030 dönemi arasında elektrik sektörüne
yapılacak yeni yatırımların yüzde 71'inin yenilenebilir enerji kaynakları olması
beklenmektedir'' diye konuştu. Türkiye'nin
enerji politikasının, sınırlı doğal kaynakların en iyi şekilde değerlendirilmesi
ve doğunun zengin enerji kaynaklarının batı piyasalarına taşınmasında enerji
koridoru ve enerji terminali işlevlerini üstlenmek şeklinde olduğunu dile
getiren Çalıkoğlu, bu kapsamda yerli ve yenilenebilir kaynakların en verimli ve
etkin şekilde kullanılması için çalıştıklarını anlattı. Türkiye'nin 2010 yılı
enerji tüketim artışının yüzde 8,9, enerjideki dışa bağımlılığının ise yüzde
70'in üzerinde gerçekleştiğini aktaran Çalıkoğlu, şöyle konuştu:
''1990 sonrası Türkiye'nin enerjide yıllık
talep artışı yüzde 4,6 olmuştur. AB'de bu rakam yüzde 1,6'dır. Yapılan
projeksiyon çalışmalarında birincil enerji yıllık talep artışının yüzde 5
civarında olması beklenmektedir. 2020'ye kadar elektrik talebindeki yıllık
artışın yüzde 6,7 ile yüzde 7,5 arasında gerçekleşmesi beklenmektedir. 2023
yılına kadar enerji sektörünün yatırım ihtiyacı 130 milyar dolar
mertebesindedir. 2023 yılına kadar elektrik arzındaki yenilenebilir enerji
payını yüzde 30'un üzerine çıkarmayı hedeflemekteyiz. Aynı zamanda hidrolik
potansiyelimizin tamamından yararlanmayı, rüzgar enerjisinde 20 bin megavatlık,
jeotermal enerjide bin megavatlık ve ekonomik olacak azami miktarda güneş ve
biyokütle enerjisine dayalı kurulu kapasitelere ulaşmayı, merkezi olmayan enerji
üretimini de yaygınlaştırmayı hedefliyoruz.''
Türkiye'nin önemli ölçüde güneş enerjisi potansiyeline sahip olduğunu aktaran
Çalıkoğlu, ''Sadece güneş termik santrallerinin kurulması durumunda 56 bin
megavatlık gücündeki doğalgaz çevrim santrallerinden üretebilecek enerjinin
üretilebileceği hesaplanmaktadır'' ifadelerini kullandı. Güneş enerjisine dayalı
yatırımları hızlandırmak istediklerini anlatan Çalıkoğlu, şöyle konuştu:
''Güneş enerjisinde 2013'ün sonuna kadar toplam
600 megavatlık kurulu gücün özel sektör marifetiyle işletmeye alınması ve
elektrik iletim sistemine bağlanması planlanmaktadır. Türkiye enerji
verimliliğinde ve yenilenebilir enerji alanında önemli büyüklüklerde potansiyele
sahip ve bu potansiyeli değerlendirilmeyi bekliyor. Kamu tarafı olarak, hem
enerji verimliliği hem de yenilenebilir enerji konularında yatırımların önünü
açmak için gerekli tedbirleri almaya devam edeceğiz. Yatırımcılarımızdan ve
paydaşlarımızdan daha hızlı adımlarla birlikte süreçlerin iyileştirilmesine
yönelik önerilerini sık sık bizimle paylaşmalarını bekliyoruz.''
Doğu Marmara Bölgesi, Türkiye'de toplam
elektrik tüketimi içerisinde yüzde 7,3'lük bir paya sahip
MARKA Genel Sekteri Erkan Ayan da MARKA'nın bugüne kadar
KOBİ'lere destek verirken, enerji konusunu da göz ardı etmediğini, bu nedenle
TURSEFF ile yapılan anlaşmanın çok önemli olduğunu söyledi. Doğu Marmara
Bölgesi'nin Türkiye'de toplam elektrik tüketimi içerisinde yüzde 7,3'lük bir
paya sahip olduğunu kaydeden Ayan, ''MARKA, bölgenin belirlediği rekabette lider
ve sürdürülebilir kalkınmada 'marka bölge' olmak vizyonu doğrultusunda
çalışmalarına hızla devam edecek. Kalkınma kavramının üst çıtası sonsuzdur.
Diğer bir deyişle, ajansın bölgesiyle birlikte sonu olmayan bir hedefe molasız
koşmak gerekmektedir'' diye konuştu.
|