b>İnşaat sektörü, son 3 yılda gösterdiği rekor büyümeyle ekonominin lokomotifi haline geldi. Geçtiğimiz sene 1,3 milyon konut satıldı. Sadece bir yılda gayrimenkule yatırılan para miktarı 33 milyar Yeni Türk Lirası’na ulaştı. Ancak pasta büyüdükçe sorunlar arttı. Malzeme fiyatlarındaki fahiş yükseliş inşaat sektörünü sıkıntıya soktu. Demir, çimento ve hazır beton son aylarda yüzde 50’nin üzerinde zamlandı. İhraç fiyatı 35 dolar olan bir ton çimento iç piyasada 95 dolara çıktı. Daire başına maliyetleri hızla yükselen müteahhitler, yeni projelerden vazgeçmeye başladı. İstihdam açısından büyük önem taşıyan inşaat sektöründeki bu tıkanıklık, işsizliğin artması ihtimalini de beraberinde getirdi.
Yüzde 20 büyümeyle ekonominin lokomotifi haline gelen inşaat sektörü, malzeme fiyatlarındaki fahiş artışlar sebebiyle zor günler geçiriyor. İstanbul gibi büyük şehirlerdekiler arsa ve malzeme fiyatlarındaki şişme yüzünden faaliyetlerini maliyetlerin daha düşük olduğu çevre il ve ilçelere kaydırıyor. Sektördeki tıkanıklık, fiyat listelerini sürekli yenilemek zorunda kalan inşaat malzemeleri satıcılarını da endişelendiriyor. Hırdavatçılar, bazı müteahhitlerin “inşaatım yarım kalmasın” diyerek zamlı fiyatlardan alım yaptığını, ancak yeni proje yapacak müşteri sayısının azaldığına dikkat çekiyor.
Daire başı 55 bin YTL olarak hesapladığı maliyet 70 bin yeni liraya çıktığı için bekleme safhasına geçen müteahhit Osman Sümer, sektörün endişelerini dile getiriyor: “Sektörün parlayan yıldızının yeniden sönmesi istenmiyorsa fiyatlar mutlaka aşağı çekilmeli. Bu gerçekleşmezse biz ev yapamayız, başını sokacak ev arayan vatandaşın ev hayali de suya düşer.” Konuta olan talep, sektördeki birçok ürünün fiyatlarında enflasyonun çok üzerinde artışlara sebep oldu.
Tartışmaların ilki çimento fiyatlarında yaşandı. Müteahhitler, ihraç fiyatı 35 dolar olan bir ton çimentonun kendilerine 95 dolardan satıldığını, aynı zamanda fiyatların iki yılda yüzde yüze yakın arttığı yönünde şikayetlerini dile getirdi. Çimentocular ise ihraç mallarının fiyatlarının düşük olmasının normal olduğunu, fabrika çıkış fiyatlarında yüzde 25’ler civarında zam yapıldığını belirterek kendilerini savundu. Çimento Müstahsilleri Birliği’ne üye firmalar gazetelere yüksek fiyat artışının kendilerinden kaynaklanmadığını dile getiren ilanlar verdi. Son 4-5 aydır çimentonun yanında demir, alçı, bakır ürünleri gibi inşaat malzemelerindeki dikkat çekici artış, tartışmaların yeniden alevlenmesine yol açtı. İnşaat yapanlar, çimento ve beton temininde güçlük çekmeye, beton dökdürmek için sıra beklemeye başladı.
Demirin fiyatı 4 ayda yüzde 60 zam gördü. Tonu 650 YTL olan demir 1.030 yeni liradan satılmaya başladı. 1 yıl önce fiyatı 5,5 yeni lira olan çimentonun torba fiyatı (50 kilo) şimdi 7,5 yeni liradan satılıyor. Betonun metreküpü üç ay önce 70 YTL iken 95-100 yeni liraya yükseldi. İki ay önce 90 kuruşa satılan 1 kilo çivi şimdi 1 lira 35 kuruştan satılıyor. İnşaat malzemeleri satıcıları özellikle bakır hammaddeli ürünlerin fiyatlarındaki artışın çok yüksek olduğu görüşünde.
İstanbul Yenibosna’da 13 yıldır hırdavat işleriyle uğraşan Barış Birinci, 2 ay önce 20 YTL’ye sattığı bakır su saatlerinin 38 yeni liraya yükseldiğini belirtiyor. Bakır muslukların 1’den 2 yeni liraya çıktığına işaret eden Birinci, fiyatların bu kadar yükselmesine bir anlam veremiyor. 150 müteahhite mal pazarlayan Başyiğitler İnşaat’ın satış sorumlusu Hakan Duman da sıvı alçı gibi ürünlere son bir ayda iki defa zam geldiğini, liste fiyatlarının sürekli değiştiğini kaydediyor.
İnşaat malzemelerindeki fahiş artış müteahhitleri de derinden etkiliyor. Pastanın büyüklüğünden etkilenerek inşaata başlayan, ancak maliyet hesabı yapamayanlar kepenk indirmeye başladı. Yıllardır müteahhitlik yapanlar da malzeme fiyatlarındaki artıştan nasibini aldı. Adanalı müteahhit Osman Sümer, arsa sahibiyle kat karşılığı anlaşarak yapacağı apartman inşaatı fikrini fiyatlardaki yükselmeden dolayı uygulamaya geçirmediğini belirtiyor. 2005’in son aylarında bir dairenin maliyetini 50-55 bin YTL olarak hesapladıklarını belirten Sümer, maliyetin şimdi 70 bin yeni liraya çıktığını vurguluyor: “Daireleri temelden satmaya başlıyoruz. Ancak bir dairenin fiyatı şu anda maliyetini anca kurtarıyor. Fiyatlardaki yükselişten dolayı bekleme safhasına geçtim. Fiyatlar düşerse inşaata yeniden başlayacağım.”
İstanbul Yenibosna’da inşaatının temellerini atarken şikayetlerini dile getiren müteahhit İsmail Türk, kullandıkları malzemeleri zamlı tarifeden aldıklarına işaret ediyor. Fiyatlarda bu kadar artış beklemediklerini vurgulayan Türk, “Dairenin satış bedellerinde değişiklik yapamayız. Fiyatları artırırsak müşteri çıkmaz. Maliyetlerdeki artışı nasıl karşılayacağımızı düşünüyoruz.” diyor. Bazı müteahhit arkadaşlarının bir adım geri çekildiğini söyleyen Türk, 20 dairelik apartman planı çizdirenlerin daire sayısını 10’a, 8’e düşürdüklerini ifade ediyor. Türk’ün verdiği bilgiye göre inşaat malzemeleriyle birlikte arsa fiyatlarının da hızla artması müteahhitleri maliyetlerin düşük olduğu farklı il ve ilçelere yöneltiyor. Trakya’da Çerkezköy, Çorlu, Saray ve Vize ilçelerine giden müteahhitlerin çok sayıda inşaatın temelini attığını söyleyen İsmail Türk, kendisinin de Çerkezköy’de inşaat yapmak için bir arsa sahibiyle anlaştığını belirtiyor.
‘Sektör taahhütlerini yerine getiremez’
Anadolu Yapım Müteahhitleri Federasyonu Genel Başkanı İsmail Babacan, inşaat demiri fiyatlarındaki önemli artışın, sektörün önüne adeta ‘demir perde’ örmesinden şikayetçi. Demire 5 ayda gelen zammın daire başına 3-5 bin YTL arasında ek maliyet getirdiğini vurgulayan Babacan, endişelerini şöyle dile getiriyor: “Aralık ayından bu yana demir fiyatlarındaki yüzde 57’lik artış, tüm hesapları altüst etti. Bu sektör, ‘istikrara kavuştu’ dediğimiz ekonomi zincirinin en sağlam halkasıdır. Bu halka inceldi, kırılma noktasına geldi. Bu şartlar altında sektör temsilcilerinin özel veya resmî taahhütlerini yerine getirebilmeleri zor olacak.” Babacan, inşaat sektörünün zarar görmesi halinde, sadece müteahhit firmaların değil, inşaat sanayicileri safında olan demir-çelik üreticilerinin de olumsuz etkileneceğini vurguluyor.
Çimento ve beton gibi inşaat malzemelerini temin etmedeki güçlük, kamu yatırımlarını da olumsuz etkiliyor. Belediye ve özel idareler tarafından ihale edilen okul, yol, kavşak inşaatlarında yüklenici firmalar beton temininde güçlük yaşıyor. Bayındırlık ve İskan Bakanlığı’ndan bir yetkili “İnşaat malzemeleri fiyatlarındaki artış bizi de çok şaşırttı. Kamu binalarının yapımına devam eden firmaların maliyetlerin artması sebebiyle inşaatları yarım bırakmalarından korkuyoruz. Bu artış önümüzdeki ihalelerde de fiyatların yükselmesine sebep olacak.” görüşünü dile getiriyor.
‘Konut talebinde patlama, fiyatları artırma fırsatı verdi’
İnşaat malzemeleri üreticileri ve müteahhitler fiyatlardaki yükselişi farklı sebeplere bağlıyor. İnşaat Malzemeleri Sanayicileri Derneği Başkanı Murat Akdoğan, hiçbir sanayicinin keyfi ve bilinçli fiyat artışına gitmediğini söylüyor. Sektörün durgun ve yara alarak geçirdiği dönemlerde zorunlu maliyet artışlarını fiyatlarına yansıtmadığına dikkat çeken Akdoğan, inşaatta hareketliliğin yaşandığı bu dönemde bazı üreticilerin uzun süredir baskı altında tuttukları fiyatlarına maliyetlerden kaynaklanan bir miktar zorunlu artışı yansıtma fırsatı bulduğunu dile getiriyor. Akdoğan son dönemde belli malzemelerde meydana gelen sıkıntının kaynağının arz-talep dengesizliği olduğunu vurguluyor. Dernek başkanı, talebi karşılamak için ithalat yerine içeride üretim kapasitesinin artırılmasını öneriyor.
Doğuş Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Ebubekir Biskevelci, spekülatif olarak değerlendirdiği fiyat artışı nedeniyle inşaatlarını yüzde 50 oranında durdurduğunu belirtiyor. Aynı zamanda Antalya Ticaret Odası İnşaat Komisyonu başkanlığı görevini de yürüten Biskevelci, fiyatlardaki bu aşırı artışın sürmesi halinde Türkiye’de yüzbinlerce kişinin işsiz kalacağı görüşünde. Kartelleşmeye karşı önlemler alınmasını isteyen Biskevelci, Rekabet Kurulu’nun iyi çalıştırılması çağrısında bulunuyor.
Türkiye’nin önemli demir çelik üreticilerinden Kardemir’in satış şefi İsmail Durak, fiyatların nereye kadar tırmanacağı konusunda net bir şey söylenemeyeceği inancında. Talep artışı ve dolara bağlı olarak yükselen demir fiyatlarının en azından bu seviyede kalmasını arzu ettiklerini anlatan Durak, “Tüm dünyada çelik sektörü altın çağını yaşıyor. Talep çok fazla. İhracat arttı. Doğal olarak fiyatlar da yükseliyor. İnşaattaki canlanma fiyatların artmasında en büyük etkenlerden biri. Dolar düşerse fiyatlar da biraz gerileyebilir.” şeklinde konuşuyor.
Habaş Demirçelik Satış Şefi Macit Demirdelen, piyasalardaki belirsizliğin satışlara olumsuz etkisini dile getiriyor. Kamuoyunun doların düşmesini beklediğini aktaran Demirdelen, “Girdi, hurda ve enerji maliyetleri arttı. Dolar aldı başını gitti. Doğal olarak demir fiyatları da arttı. Ancak kamuoyunda fiyatların düşeceğini umanlar mal almıyor. Talepte iki haftadır bir daralma var.” diyor.
|