Dünyaca ünlü mimar ve tasarımcıları İstanbul'daki mimarlık camiası ile
buluşturan Yapı-Endüstri Merkezi (YEM) bu akşam (9 Kasım 2010),
Pekin merkezli yenilikçi mimarlık ofisi MAD’in kurucu ortağı
Ma Yansong'u ağırladı. Siemens Ev Aletleri ana
sponsorluğunda gerçekleşen “MAD in China” başlıklı konferansta,
gerçekleşen projelerinin yanı sıra ütopik projelerinden de örnekler sunan
Yansong, metropol yaşamının insanları doğadan izole ettiğinden dem vurarak,
yüksek yoğunluklu yapı üretmenin tek yolunun gökdelen tasarlamaktan geçmediğini
savundu.
MAD'in, Gwangju'daki "800M Tower" proje yarışması için
geliştirdiği öneri. Toplam yükseklik ikiye bükülerek (iniş ve çıkış 400'er metre
olmak üzere) daha insani bir ölçek elde ediliyor.
Yapı-Endüstri Merkezi Genel Müdürü Barış Onay, etkinlik
öncesinde yaptığı açılış konuşmasında, çoğunluğu gençlerden oluşan bir dinleyici
grubunu ağırlamaktan duyduğu sevinci dile getirerek, sürekli yeni fikirler
yaratma ve yeni perspektifler sunmayı hedefleyen YEM'in son konuğu genç mimar Ma
Yansong'un da bu bağlamda anlamlı bir isim olduğunu vurguladı. Onay ayrıca,
dünya nüfusunun büyük bölümünü oluşturan Çin'in, önümüzdeki dönemde daha da
dikkatle izlenmesi gereken bir aktör olduğunun altını çizdi.
Etkinliğin
ana sponsorluğunu üstlenen Siemens Ev Aletleri'nin Pazarlama Müdürü Ayşe
Özkaya ise Onay'ın ardından yaptığı açılış konuşmasında, YEM çatısı
altında gerçekleşen etkinliklere iki yıldır düzenli destek sağlamaktan
duydukları memnuniyeti dile getirerek, tasarım ve teknolojiyi birleştiren bir
marka olan Siemens'in, Türkiye ile yabancı ülkeler arasında tasarım köprüsü
oluşturmaya devam edeceğini belirtti.
Açılış
konuşmalarının ardından sunumuna başlayan Ma Yansong, kendisi
gibi genç bir ofis olan MAD'in 6 yıllık tasarım serüvenini
dinleyicilerle paylaştı. Gerçekleşen projelerinin yanı sıra sergilere
katıldıkları ütopik projelerden de örnekler sunan Yansong, metropol yaşamının
insanları doğadan izole ettiğinden dem vurarak, yüksek yoğunluklu yapı üretmenin
tek yolunun gökdelen tasarlamaktan geçmediğini savundu.
Doğayı ve organik
formları projelerinin merkezine oturtan Ma Yansong, Pekin ve İstanbul'un önemli
tarihi kentler olduğunu, burada üretim yapan genç mimarların baş etmesi gerek
ana sorunsalın ise, "tarihin geleceğe nasıl taşınacağının"
düşünülmesi olduğunu ifade etti.
Katıldıkları yarışmalar bağlamında,
gökdelen mevzusuna değinen Yansong, gerek Kanada'da gerçekleştirdikleri kıvrımlı
Absolute Tower (sağda) gerekse öneri niteliğindeki 800M
Tower için, yükseklikten çok organik formu ve doğal yaşamın
entegrasyonunu temel alan projeler hazırladıklarını söyledi. Kentlerin diğer
kentlerle rekabet etme adına simge yapılarında kıstas olarak yüksekliği ön plana
aldıklarını belirten Çinli mimar, yüksek yapıların genellikle
güç ve para ile ilintili olduğunu, yakın gelecekte ise bu
ikilinin yerini insanlık ve doğanın alacağı öngörüsünde
bulundu.
İnşaatı
tamamlanan ve inşaat halindeki projelerinin strüktürel yapıları hakkında bilgi
veren Yansong'un, doğadan esinlenen organik formlarının yanı sıra işlevsel
olarak da doğaya saygılı, sürdürülebilir bina kabukları oluşturması dikkat
çekiciydi.
Yapay dağ formunda tasarlanan yoğun nüfuslu konut ve ticaret
yapısı "Fake Hills"
Yapılarını doğa ile harmanlamaktan kaçınmayan Yansong'un, yoğun nüfus
barındıran karma kullanımlı projeleri ise daha çok kentsel
planlama olarak nitelenebilecek ölçekte. Gerek yüksek katlı yapılarında
gerekse yatay düzleme yayılan projelerinde kamusal alanlara
önemli bir yer ayıran Ma Yansong, doğanın yapay bir kopyası olan bu modern
mimari örneklerinde, her ne kadar yapay bir ortamda yaşadığınızı bilseniz de her
zaman için doğanın hatırınızda olacağını savundu.
Yansong'un
tasarım felsefesinin ana soruları arasında yer alan "bir yanda
kentsel yaşam sürerken, bu çerçevenin içinde doğa korunabilir mi?"
sorusuna yanıtı ise, MAD'in tasarladığı binaları yapay
doğa olarak ele aldığı yönünde oldu. Mimar, bu yanıttan hareketle,
doğal ile yapayın karma birlikteliğinin söz konusu olduğu durumlarda, insanların
kendilerini doğadan kopuk hissetmedikleri saptamasında da bulundu.
Dinleyicilerin
ilgi ile takip ettikleri konferans soru-cevap seansı ile sona
erdi.
|