üresel iklim derişikliğinin dünyada ve Türkiye'de yarattığı sorunları 'Küresel Eylem Grubu' (KEG) aktivisti ve 'Türkiye Yeşilleri İklim Derişikliği ve Küresel Ekoloji' Koordinatörü Dr. Ümit Şahin ile konuştuk. Şahin, "28 Nisan 2007 tarihinde İstanbul Kadıköy'de yüz bin kişiyle birlikte 'Başka Bir Enerji Mümkün' diyeceğiz. Türkiye'de AKP iktidarını ve tüm dünya hükümetlerini ısınmaya karşı önlem almaya çağıracağız. Artık toplumda küresel ısınma şüphesi yaşanmıyor, herkes 'ben ne yapabilirim?' diyor. Çünkü küresel ısınmaya karşı 'Ayşe Teyze önlemi' almanın, politik bir önlem almadıkça işlevsel olmayacağını herkes biliyor" dedi.
Küresel iklim değişikliğinin nedeni nedir, sizce?
Değişimin nedeni atmosferde gittikçe artan karbondioksit miktarıdır. 1850 yılında atmosferde 280 ppm (milyonda parçacık) olan karbondioksit miktarı, 2006 yılında 384 ppm olmuştur. Sanayi devrimiyle başlayan artış her yıl 1,5 ppm iken artık 2 ppm'ye yükselmiştir. Tamamen endüstriye bağlı olarak artan karbondioksit dünyanın sıcaklığını artırmaktadır. Dünyada son 100 yılda 0.8 derece sıcaklık artışı oldu. 2005 tüm yılların en sıcak yılıydı ama 2006 yılı onu da geçecek. Sıcaklık artışının 2100 yılına kadar 1.1 - 6.4 santigrat dereceye ulaşması bekleniyor. 15 bin yıl önce yaşanan son büyük küresel ısınma buzul çağı bitişine neden olmuş, sıcaklık 5 bin yılda 5 derece artmıştı. 20. yüzyıl başında dünya olabilecek en sıcak noktaya geldi ve soğuma oluşmadı. Deniz seviyeleri 10 yılda yaklaşık olarak 3 cm yükseldi. Grönland'daki buzulların erimesiyle deniz seviyesinin 7 metre artması bekleniyor. Yeraltı su seviyeleri, kuraklık ve kalıcı kara buzulların erimesiyle en az 10 cm düşecek.
En Çok Yoksulları Etkileyecek
Pek çok bölgede kuraklık, seller, orman yangınları artıyor. Akdeniz Bölgesi'nde belirgin olarak başladı bile. Tropikal bölgelerde kasırga ve tayfunlar artıyor. Deniz suyu yüzeyindeki sıcaklığın artmasıyla kasırga ve tayfunların taşıdığı enerji ve yıkıcılık artıyor. Susuzluk ve aşırı hava olaylarıyla besin üretimi düşecek, su ve besin azlığı başta yoksul ülkeler olmak üzere tüm insanlığı etkileyecek. Denizlerdeki sıcaklık artışı planktonların ve balıkların yaşamını imkânsızlaştırı-yor. Mercan yatakları azalıyor. İklimdeki değişiklik, küresel ısınma durdurulsa bile bir süre daha devam edecek. Çünkü, karbondioksit ve diğer sera gazlarının atmosferdeki ömürleri uzun. Artış bugünkü gibi devam ederse hiçbir canlının kurtuluşu olmayacak.
İklim değişikliği tam olarak kimin ya da neyin eseri?
Hayat standartlarımız, yaşam biçimimiz, tüketim alışkanlıklarımız ikîim değişikliğine neden oldu. Ancak bu değişimin oluşma-sında insanların payı eşit değil. Endüstrileş-miş ülkelerin, daha çok tüketenlerin ve ülkelerin zengin kesimlerinin sorumluluğu daha fazla. Ancak sonuçlardan tüm dünya etkilenecek. İlk ve en çok zarar görecekler ise, yoksul ülkeler ve ülkelerin yoksul kesimleri, ada ülkeleri, tropikal kuşak ülkeleri, kutuplara yakın ülkeler, Ortadoğu ve Akdeniz ülkeleri olacak. Öncelikle endüstrileş-miş, endüstrileşmekte olan ülkeler ve çok tüketen kesimler olmak üzere bütün dünya ülkeleri hiç vakit kaybetmeden önlem almak zorundadır.
Neler iklim değişikliğine neden oluyor?
Kömürlü termik santraller, doğalgaz santralleri, fosil yakıtlı elektrik üretimi başta olmak üzere enerji elde ediş biçimlerimiz, yüzde 97 gibi bir oranla petrole bağlı ulaşım biçimimiz, çimento fabrikaları, petrokimya tesisleri, kimya sanayi, inşaat sektörü, endüstriyel tarım ve hayvancılık iklim değişikliğine neden olmaktadır. Ayrıca, küresel ticaret, turizm, savaşlar, silah sanayi, elektrikli ev aletleri, otomobil, aydınlatma, tüm evsel ısınma biçimleri, ormansızlaşma, buzulların erimesi, su buharının artışı, okyanuslarda karbon dioksit emme kapasitesinin azalması da iklim değişikliğine neden oluyor.
Ne kadar zamanımız var?
İklim değişikliği başladı. Felaketler sıklaşıyor ve bekleyecek zaman yok. Bugün harekete geçersek bizden sonraki kuşağın iklim değişimi sorunun çözme şansı olacaktır. Ancak hemen harekete geçmezsek, 10 yıl içinde çok geç olabilir. Şu anda bile Ankara ve İstanbul gibi iki büyük şehrin su sorunu var, yeterli yağmur yağmazsa durum daha da vahim olacaktır.
Türkiye'de iklim değişikliğine bağlı neler oldu?
Orman yangınları rekor kırdı. Akşehir Gölü kurudu. Tuz Gölü'nün alanı yarıya düştü. Van Gölü'nün su seviyesi düşüyor. Meke, Seyfe, Bafa, Beyşehir Gölleri ve Sul-tansazlığı kuruyor. Ankara'da 6 aylık su kaldı. Yazın sıcak dalgaları nedeniyle çok sayıda insan öldü. En son sel felaketlerinde 38 kişi yaşamını yitirdi. Üstelik sel felaketleri Batman, Diyarbakır ve Urfa gibi illerimizde oldu. 2007 yılında kış yaşanmadı.
İklim değişikliğinde Türkiye'nin payı nedir?
Çevre ve Orman Bakanı Osman Pepe, Türkiye'nin masum olduğunu söylüyor. Hayır değiliz! Türkiye 1990-2004 yılları arasında yüzde 110 gibi bir oranla, sera gazı emisyonunun en çok artıran ülke oldu. Türkiye kalabalık bir ülke, yüksek miktarda sera gazı üretiliyor. Doğalgaza ve kömüre bağlı bir ülkeyiz, fosil yakıt batağına saplanmış durumdayız. En büyük karbon üreticileri arasında yer alan diğer ülkeler ise, ABD, Çin, Rusya, Japonya, Hindistan, Almanya, Kanada, Britanya, İtalya, Fransa, Avustralya, Güney Kore.
Türkiye'nin Kyoto Protokolü'nü imzalamasına karşı çıkanlar da var?
Kyoto Protokolü yetersiz bir anlaşmadır ancak her şeyden önce protokolün imzalanmasıyla inkâr politikasının sonu gelmiş olur. Türkiye'de ciddi iklim politikaları oluşturulur, enerji ve ulaşım politikaları düzenlenir. Termik santraller açılamaz ve var olanlar kapatılır. Uyum için politikalar belirlenir. 'Türkiye'nin kalkınmasını engeller, sanayiyi çökertir' argümanıyla protokolün imzalanmasına karşı çıkanlar tek sözümüz, yok olan bir dünyada kalkınmanın gerekmeyeceğidir. Türkiye Kyoto'yu imzalamah, emisyon indirimine gitmelidir. 12 tane yeni termik santral projesi var, bu asla hayata geçirilmemelidir. Başta Yatağan ve Afşin Elbistan olmak üzere termik santrallar kapatılmalı, yenilenebilir enerji çalışmaları başlatılmalıdır.
Çözümün parçası olmak için neler yapmalıyız?
Az enerji tüketerek, çok iş yapmak gerekiyor. Termik santraller mutlaka kapatılmalıdır. Rüzgâr, güneş, jeotermal gibi temiz ve yenilenebilir enerji kaynakları oluşturulmalıdır. Otomobillere karşı önlem almalı, toplu-taşım araçları ve bisiklet tercih edilmelidir. Verimli elektrikli aletler ve teknolojiler kullanmak gerekiyor. Beslenme konusunda ise et yerine bitkisel tercihler yapılmalıdır. Silahlanmayı ve savaşları durdurmak zorundayız.
Küresel Eylem Grubu Kim?
Küresel Eylem grubunu kuran aktivistler ilk kez 3 Aralık Küresel Isınmaya karşı Küresel Eylem Günü için bir araya geldi. Bu eylem vesilesiyle tanışıldı ve birleşik bir kampanya sürdürüldü. Üç şehirde eylem planlanıyordu ama 10'dan fazla şehirde miting, eylem ya da basın açıklaması yapıldı. İstanbul mitingi beklenen katılımla geçti ve tüm katılımcılara moral verdi. İzmir'de de yaklaşık 1000 kişinin katıldığı bir miting gerçekleşti. Bursa, Ankara ve İzmir'de de küçük çaplı olan ama önemsiz olmayan basın açıklamaları yapıldı. İstanbul'da aktivistler 3 Aralık mitinginin ardından yeniden toparlanmaya başladı. Bu toplantılarda, Küresel Isınmaya Karşı Çalışma Grubu adından vazgeçilip, daha kalıcı bir kampanyaya evrilmek için uzun uzun tartışıldı. 4 Kasım'da Küresel Isınma'ya ve Nükleer Santrallara karşı Ankara'da bir miting yapıldı. Grup 28 Nisan Cumartesi günü de Kadıköy'de 'Başka Bir Enerji Mümkün' adı altında toplanarak AKP hükümetini enerji politikaları konusunda uyaracak.
|