Küllerinden Yeniden Doğan Kent: Beyrut
Toronto Star Gazetesi’nde Christopher Hume imzasıyla yayınlanan yazıda, geçirdiği 15 yıllık iç savaş sonrasında yeniden inşa edilirken şimdi de İsrail bombalarına hedef olan Beyrut’un yazgısı tartışılıyor.
Coombes’un açıklamalarına göre, Solidere, Beyrut’un merkez mahallelerinden birine yerleştikten sonra mal sahiplerine ve kiracılara mülkleri karşılığında dağıtılmak üzere hisseler çıkardı. Ayrıca, hak sahiplerinin haklarını adil olarak alabilmesini sağlamak üzere üç tane mahkeme kuruldu. Konulan bir kurala göre de hiçbir özel ya da tüzel kişi Solidere hisselerinin % 10’undan fazlasını elinde bulunduramayacaktı. Solidere’in; kuralları koyması, iş bağlantıları kurması, tasarım kılavuzlarını oluşturması ve yatırımcılarla doğrudan çalışması hedefleniyordu. Hak sahiplerinin ödemeleri, yatırımcılara satılan arazilerden gelecek fondan karşılanacaktı.
Kent merkezi alanlara bölünerek, bunların herbiri, detaylarından malzemelerine, bina yüksekliklerinden sokak ve kaldırım genişliklerine kadar tanımlandı. Anıt niteliğindeki binalar restore edilirken, yeni binalar kesin biçimde tanımlanmış kamusal ve yarı-kamusal alanlarla entegre edildi. Pazaryerleri, meydanlar gibi Beyrut’a özel yerler korunurken arkeolojik bölgelere öncelik tanındı. Solidere’in en büyük başarılarından biri de, iç savaş ve sonrasında yıkılan binaların molozlarının bulunduğu liman alanının sekiz hektarlık başarılı bir sahil parkına dönüştürülmesiydi. Net olarak tanımlanan kurallar sayesinde tasarımcı ve yatırımcılar kendilerinden ne beklendiğini tam olarak biliyorlardı. Ayrıca tüm çalışanlar, yeniden yapılanma bittiğinde kentin nasıl bir duyguya sahip olması gerektiği konusunda yönlendirildiler. Solidere, daha sonra altyapı yatırımlarında kullanılmak üzere yaklaşık 740 milyon $ tutarında ikinci parti hisseleri çıkardı. Başka önemli bir nokta da şirketin, işlerin nasıl yapılacağı üzerine geliştirdiği deneyim ve kültürdü. Savaş sırasında aileleriyle birlikte Beyrut’u terketmek zorunda kalan ve eğitimlerini yurtdışında tamamlayan gençlerin ülkelerine geri dönmeleri teşvik edilerek, çocukluklarından hatırladıkları şehri yeniden inşa etme fırsatı tanındı. Beyrut tarih boyunca Ortadoğu’nun kapısı olmanın yanısıra, büyük bir kültür ve ticaret merkeziydi. Eski güzelliğine yeniden kavuşma yolunda ilerlerken yeniden başlayan savaş nedeniyle Beyrut’ta sürmekte olan işlerin tamamı askıya alınmış durumda.
Beyrut’da bundan sonra neler olacağı bilinmiyor. Koetter ve Coombes’e göre, kenti cezalandırmak üzere verilen hasar, kentte büyük bir üzüntü ve düş kırıklığı yarattı. Ancak kimsenin Beyrut’un yeniden ayağa kalkacağından şüphesi yok, bu sadece bir zaman meselesi. Solidere hakkında daha ayrıntılı bilgi için tıklayınız. İç savaş sonrasında Beyrut’u fotoğraflayan Mimar fotoğraf sanatçısı Gabriele Basilico’nun Beyrut’la ilgili izlenimlerine “Mimar Fotoğraf Sanatçıları” haber dosyamızda bulabilirsiniz. Derleyen: Sena Özfiliz |