lkemizde, söyledikleri ve yaptıklarıyla gündemde sürekli yer alan Başkent Ankara’nın Belediye Başkanı, geçtiğimiz hafta içinde iki farklı konudan dolayı gazete manşetlerindeki değişmez yerini aldı. İ. Melih Gökçek’i ve Ankara Büyükşehir Belediyesi’ni gündeme taşıyan ilk konu, Gökçek tarafından kentin farklı noktalarında seri olarak gerçekleştirilen alt-üst geçitlerden bir yenisiydi.
Ankara Büyükşehir Belediyesi tarafından, 1. derece Doğal Sit Alanı olarak koruma altında olan Kuğulu Park’ın bitişiğinde, parkın bir bölümünü de kullanarak yapılması planlanan alt geçit için, Ankara Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu tarafından verilen “sınırlı tecavüz” izni ile bu izne karşı oluşan tepki, yargı organlarınca verilen yürütmeyi durdurma kararı ve ‘bu karar sonrasında’ (!) İ. Melih Gökçek tarafından kentin değişik noktalarına asılan, “parka tecavüz söz konusu değil” içerikli pankartlar gündemi hareketlendirdi.
İ. Melih Gökçek’in benzer sıkışmalarda başvurduğu, tartışılır içerikli yeni bir kararla, yeni gündem yaratma, oluşan gündemi değiştirme taktiği, bu kez de çok kısa sürede devreye girdi. Yapımı süren Ankara-Esenboğa yoluna başbakan “Recep Tayip Erdoğan”ın isminin verileceği açıklandı ve Kuğulu Park’ta yoğunlaşan gündem, kentin güneyinden kuzeyine kaydı.
Diğer yandan, Kuğulu Park’ta başlayan ve gece geç saatlere kadar süren eylemler karşısında Gökçek’in tepkisi, geçmişte benzer eylemlere karşı gösterdiği tepkilerle karşılaştırıldığında şaşırtıcı düzeyde sakindi. Eylemlere karşı, sert tepki göstermeyen, televizyon kanalları arasında koşuşturmayan, alttan alarak pankartla yanıt veren ve parka dokunulmayacağını ilan eden Gökçek’in bu tavrı, bende istediğini elde etmiş bir insan izlenimi yarattı.
Sanırım Gökçek, Kuğulu Kavşağı’nda yapmak istediği ve geçmişte gündeme getirildiğinde, gerek sivil toplum örgütlerinden ve gerekse ilgili meslek odalarından sert tepki gören alt geçit projesinde, hedef saptırarak istediğini elde etti. Tepki göstermesi gerekenler (meslek odaları dahil) parkta nöbet tutarken, Gökçek’in araçları Atatürk Bulvarı’nı kazmaya başladı.
Halk, parkta Kurul izniyle sınırlı tecavüze yeltenecek birini beklerken, Atatürk Bulvarı yere serilmiş, “sınırsız” kötü emellere alet edilmişti oysa ki. Gökçek izlediği taktikle, bir yandan basına yeni bir malzeme üreterek “Recep Tayip Erdoğan” ismi havaalanı yoluna yakışır mı, yakışmaz mı diye tartıştırırken, diğer yandan yanıltıcı hedef göstermeyle halk adına kenti savunması gerekenleri parka doldurup, yolu boşalttı.
Yaptığı onlarca battı-çıktı ve alt-üst geçitlerle Ankara’yı köstebek yuvasına çeviren Gökçek, kentin can damarı olan aksları tam anlamıyla otoyola çevirdi. Yayaların bulunmadığı, kent dışındaki karayolu kesişmelerinde, trafiğin durmaksızın akmasını sağlayan ve doğru tercihler olan alt-üst geçitler, yayaların çoğunlukta olduğu kent merkezlerinde, (kavşaklardaki trafik sıkışıklığını engelleme adına yapılmasına rağmen) trafiği hızlandırdığı, yayaları engellediği, kazaları arttırdığı ve kent merkezine özel araçlarla erişmeyi özendirdiği için aynı derecede yanlış tercihlerdir.
Ankara’nın en çok tartışılan alt geçidi olan Akay Kavşağı yapılırken, yapılacak geçidin kent merkezi için çözüm olmadığı, bu geçidin bir yandan özel araç trafiğini özendireceği, diğer yandan devamında gerek Kızılay’da, gerekse TRT Kavşağı’nda ve Kuğulu Kavşağı’nda yeni geçitlerin gündeme getirilmesine neden olacağı dile getirilmişti. Yaşanan gelişmeler hiç de şaşırtıcı olmadı, geçtiğimiz iki yıl içinde Kızılay’da bir alt geçit yapılması gündemde önemli bir tartışmaya neden olurken, bugün Kuğulu Kavşağı’nda inşaat başladı, Amerikan Elçiliği’nin köşesinde Ayrancı çıkışında yapılacak alt geçit sırada bekliyor.
Salt yeni kavşakların gündeme gelmesi de değil ortaya çıkan olumsuzluklar. Geçmişte yerüstünde Akay Kavşağı’nda sıkışan trafikte bekleyenler, bugün alt geçitte gaz zehirlenmesi riski altında bekliyor. Geçmişte kavşakta geçişleri düzenlemeye çalışan polis, günümüzde Akay Kavşağı’nın Kızılay yönünde çıkışında bekleyerek, kavşağın altından zehirlenmeden gelebilenler ile üstünden gelenlerin geçişini düzenlemeye çalışıyor. Ankara kenti, belki de dünyada bir ilki gerçekleştiriyor ve trafiğin kesişmesini engellemek amacıyla yapılan alt geçitlerin çıkışında polis görevlendiriliyor.
Bir yandan yeni yeni alt-üst geçitler yapmaya çalışan belediye yönetimi, diğer yönden bu geçitlerde trafik sıkışmasıyla rezil olmamak için geçitlere bağlanan yolları genişletmeye, tek yöne çevirmeye çabalıyor. Aylardan bu yana, Ankara trafiğinde kilitlenmelerin, gecikmelerin yaşanmasına neden olan yol yapım çalışmaları, yaz aylarında olunmasına, okulların kapalı, insanların tatilde olmasına rağmen, Ankara’da trafiğin katlanılmaz hale gelmesine neden oluyor.
Olası karşı duruşlara, engellemelere karşı yeni yanıltmacalar geliştiren köprü altı meraklıları, inşaatlar başlayıncaya kadar yapılan planlamadan, projelerden bihaber olduğu anlaşılan ve gelişmeleri parktan izleyen meslek odalarının, sivil toplum örgütlerinin ve tüm Ankara halkının gözü önünde, (Koruma Kurulu’nun uygun gördüğü düzeyin çok ötesinde) kenti kötü emellerine alet ediyor.
|