Londra’nın göbeğinde, Piccadilly’nin seçkin bir köşesine yerleşmiş olan
Burlington House’daki Kraliyet Sanat Akademisi’nin duvarları 25 dakikada bir
yapılan top atışıyla sarsılıp duruyor. Kraliyet Sanat Akademisi’ni topa tutan
düşmanlar değil, Hintli bir sanatçı: Anish Kapoor. Birkaç yıl önce “Turks”
(Türkler) sergisini ağırlamış olan Burlington House’un soylu salonlarından
birinde yapılan top atışları ortalığı yavaş yavaş kırmızıya boyuyor. Her biri 9
kilo ağırlığındaki, kızıl balmumundan oluşan gülleler bir kenarda bekliyor. 25
dakikada bir, genç tiyatro oyuncuları kutsal bir törene yakışır jestlerle salona
dalıyor, gülleyi topa yerleştiriyor ve bum! Gülle saatte 80 kilometre hızla bir
duvara çarpıyor ve kızıl lekeler her yana dağılıyor. Bu çalışmanın adı “Shooting
into the Corner” (Köşeye atış yapmak). 26 Eylül’de başlayan top atışları,
serginin biteceği 11 Aralık tarihine kadar devam edecek ve bu süre içinde o şık
salon 20 ton ağırlığında balmumu ile tanışmış olacak.
Anish Kapoor’un sergisindeki şaşırtıcı performans bununla kalmıyor.
Akademinin beş salonunu birden kaplayan bir başka çalışmanın adı da “Svayambh”.
Sanskritçede “kendi kendini doğuran” ya da bir başka deyişle “kendinden menkul”
anlamına gelen bu çalışmanın merkezini balmumundan yapılmış 40 tonluk bir vagon
oluşturuyor. Bu iri yarı kütle beş galeri boyunca, ilk bakışta fark edilemeyen
bir hareket içinde bir ileri, bir geri gidip geliyor. Yine kızıl balmumu üstünde
kayarak bir uçtan ötekine gidişi bir buçuk saat alıyor ve bu sırada Kraliyet
Sanat Akademisi’nin kemerli kapılarına sürtünürken kızıl balmumu oraya buraya
bulaşıyor, yerlere akıyor, iç bayıltıcı balmumu kokusu dört bir yanı sarıyor.
“Svayambh” 2007’de yapılmış. Daha önce Fransa’da Nantes kentinde ve
Almanya’da Münih’te sergilenmiş. Kapısız, penceresiz, yolcusuz balmumu vagon
Almanya’da Nazilerin uyguladığı soykırımla bağdaştırılmış, Londra’da ise
endüstri devrimini, demiryollarını, demir ağlarla örülü Londra yeraltını
çağrıştırmış. Oysa bu vagon modern teknolojinin gürültüsüne ve hızına inat, son
derece sessiz çalışan bir motorla ilerliyor, üstelik hiçbir yaşam belirtisi
göstermiyor.
Anish Kapoor bu sergiyle Kraliyet Sanat Akademisi’nde yapıtları sergilenen
ilk yaşayan sanatçı unvanını kazanmakta. Kapoor 1954’te Bombay’da doğmuş,
1970’lerin başında Londra’ya yerleşmiş olan Anish Kapoor 25 yıldır yapıtlarıyla
sanat dünyasını şaşırtıp büyülemekte. Kraliyet Sanat Akademisi salonlarına Tate
Galerisi’nden Guggenheim Müzesi’ne kadar, birçok sanat mekânında sergilediği
yapıtlarının bir özeti yerleşmiş. 1970’lerin sonunda yaptığı “1000 İsim”den
başlayarak, 2008’de başladığı, halen de üstünde çalıştığı çimentodan heykelleri,
1999 tarihi taşıyan “Sarı” adlı altı metrekarelik dev yapıtı, 1992’de yaptığı
“Ben Gebeyken” adlı, duvardan tatlı bir göbekçik gibi çıkmış heykeli, içbükey ve
dışbükey aynalarla baş döndücü etkiler yarattığı yapıtları ve son olarak bir
salonu tümüyle dolduran “Kovan” adlı, 2009’da özellikle bu sergi için yaptığı
çelikten vajinal form Burlington House’u adeta harikalar diyarına
çeviriyor.
|