Konut Satışları Mayısta Arttı
Konut Fiyatlarını Daha da...
İnternetteki Gayrimenkul İlanları...
Konut Fiyatlarında Normalleşme...
Bakanlık Konut Fiyatları ve...
İşçi Temsilcilerinden Kira...
Üç Bakanlık Artan Kira Fiyatları...
Kira Artışına İki Ayaklı Formül
Konut Fiyat Artışı Rekora Doymuyor
Kira Artışları için Harekete Geçildi
Gayrimenkul Yatırım Fonları...
“Gayrimenkul Alırken Dolandırılmayın”
Konut Üretimi Talebi Karşılamıyor
Türkiye'de yıllık ortalama yeni konut talebi 800 bin adede yaklaşırken, son yıllarda arz sayısı 550 binlerde seyrediyor.
Konuta talebi artıran en önemli nedenler arasında evlilikler, boşanmalar, öğrencilerin üniversite kazanarak eğitim için başka bir kente gitmesi, iş arayanların işe girmesi, kiracıların daire alması ve artan nüfus gibi hususlar yer alıyor. Ülke genelinde yıllık evlilik sayısı ortalama 550 bin olarak gerçekleşirken, son yıllarda boşanan çift sayısının ortalaması ise 150 bini buluyor. Her yıl üniversite kazanarak başka kente göç eden öğrenci sayısının 300 bin civarında olduğu tahmin edilirken, yeni mezun olan veya iş bulan gençlerin sayısı da artıyor. Türkiye genelinde son yıllarda ev sahipliği oranı azalsa da birikim yaparak ikamet veya yatırım amaçlı konut alımı talebi de sürüyor. Son 5 yılda Türkiye'de el değiştiren konut sayısı 7 milyon 125 bini bulurken, ev sahipliği oranında yaşanan gerileme bu alandaki ihtiyacı gözler önüne seriyor. Üretim 550 bin adetlerde seyrediyor
Üretimin azalmasının nedenleri arasında "maliyetlerin artması, arsa fiyatlarındaki yükseliş ve arzındaki düşüş, ekonomideki dalgalanmalar" gibi sorunlar bulunuyor. 2019'da dip yapan ruhsat izin adedi toparlanmaya başlasa da üretim halen istenilen seviyeye ulaşamadı ve yıllık 550 bin adetlerde seyrediyor. "Son 3 yılda yeni konut ruhsat izni 1,58 milyon adet" Her ne kadar 2019'dan önce yeni konut ruhsatı için yapılan izin başvuruları yüksek olsa da son 3 yıldır bu alanda ciddi gerileme yaşandığını aktaran Durbakayım, "2019'da 319 bin adetle dip yapan konut ruhsat başvurusu, 2020'de 55 bin adet, 2021'de 710 bin adede yükseldi. Son 3 yılda yapı izni alınan daire sayısı 1,58 milyon adet olarak gerçekleşirken, ihtiyaç duyulan üretim adedi 2,4 milyondu. Arz talebin epey gerisinde kaldı." diye konuştu. "Destek paketi arzın artması için bir kıvılcım olacak" Açıklanan alternatifli destek paketleriyle konut ihtiyacı olanların faiz yükünün azaltıldığını belirten Durbakayım, paketlerin, maliyetlerden dolayı değer artışı yaşayan konut fiyatlarına erişimi kolaylaştıracağını ifade etti. Durbakayım, "Aynı zamanda başta döviz ve altın olmak üzere makroekonomi üzerinde baskı yaratan stabil yatırımların reel ekonomiye kazandırılmasını da önemli bir hamle olarak görüyoruz." dedi. "Merkezi yerlerde arsa arzının artırılması gerekiyor" Talebin yüksek olması ve bu sebeple konut fiyatlarının artması sonucu üretimin satışın gerisinde kaldığını belirten Kabadayı, sözlerini şöyle sürdürdü: "Üretimin artması için gayrimenkul geliştiricilerinin maliyet yüklerini azaltan teşviklerin artması, konut alıcılarına da harçlarda ve kredi faizlerinde teşvikler verilmesi değerli adım olacaktır. Ayrıca, bizim en büyük sorunumuz uygun fiyatlı arsa bulmak. Merkezi yerlerde arsa stoku yok denecek kadar az. Bu nedenle arsa arzının da artırılması gerekiyor." Kabadayı, açıklanan yeni paketlerin konut üretimi için ciddi bir teşvik oluşturacağını ifade ederek, "Salgın döneminde üretimin yavaşlaması sebebiyle arz-talep arasında dengesizlik oluşmuştu. Bu dengesizliği bir an önce stabil hale getirmek için atılan bu tür adımlarla arz, hızlı bir şekilde artacaktır. Ayrıca, yeni başlanacak projelerin de uygun maliyetli kredilerle teşvik edilmesi yeni konut üretimini arttıracaktır." diye konuştu. "Artan maliyetler ve ekonomik dalgalanmalar üretimi düşürdü" Bunlara dövizdeki artışın eklenmesiyle inşaat maliyetlerinin ciddi oranda yükseldiğini aktaran Özyurt, bu durumun konut üretiminin azalmasına ve piyasanın daralmasına neden olduğunu kaydetti. Özyurt, Türkiye'de her yıl 800 bine yakın yeni konut üretimine ihtiyaç duyulduğunu ancak üretimin 550 binlerde seyrettiğini ifade ederek, şu değerlendirmelerde bulundu: "Arz, talebe yetişemeyince konut almanın maliyeti de yükseldi. Böyle olunca enflasyondan korunmak isteyen ama konut alma gücü olmayanların nispeten daha hesaplı olan arsaya yatırım yapmasıyla arsa fiyatları da artışa geçti. Öyle ki; arsa yatırımları her geçen gün kurumsal hale gelmeye başladı. Artık büyük şirketler, doğru lokasyonda buldukları arsaları satışa sunuyor. Piyasada arsa bulunamıyor, imarlı yer kalmadı. Yeni arsa üretilemediği için de fiyatlar yukarı doğru ivmelenmeye devam ediyor. Arsa üretimi yapılmalı, kentsel dönüşümle inşaat alanları açılmalı."
"Arsa sahipleri oranlardan vazgeçmiyor" Arsa sahiplerinin kat karşılığı veya hasılat paylaşımı oranlarından taviz vermediğinden müteahhitlerin büyük kısmının kendi arsasını almaya başladığını aktaran Bahadır, "Arsa bulma sorununun çözümü ise özellikle İstanbul ve çevresinde tersine göçü teşvik etmek ve arsa üretimi için düzenlemeler yapmaktan geçiyor. Gerekli tedbirler alınmaması halinde bu sorunun kısa sürede aşılması pek mümkün görünmüyor." şeklinde konuştu. "İstanbul'da arsa bulmak neredeyse imkansız hale geldi" Akkuş, "Arz talep dengesizliği yüzünden artan konut fiyatları nedeniyle gayrimenkul yatırımcısı da arsaya doğru yönelmeyi tercih ediyor. Ancak artık arsa da kalmadı. Bu konuyla ilgili ciddi şikayetler var. En kısa sürede çözüm üretilmesini umuyoruz. Bu sorunun başka türlü aşılması pek de mümkün görünmüyor." ifadelerini kullandı. |