Foto: Ahmet Dumanlı (AA)
2023 yılına kadar gecekondu
dönüşümü ve yoksullar için konut kapsamında dünya standartlarında 500 bin konut
daha üretmeyi hedefleyen Toplu Konut İdaresi'nin (TOKİ)
"Konutta Yeni Yaklaşımlar, Stratejiler, Eylemler ve Kentsel
Dönüşüm" üst başlığıyla düzenlediği 2011 Konut
Kurultayı, İstanbul Kongre Merkezi'nde başladı. Başbakan Recep
Tayyip Erdoğan, Kurultayın açılışında yaptığı konuşmada, inşaat
sektörünün, son 8 yılda Türkiye'nin rekor seviyelerde büyüme kaydetmesine çok
büyük katkılar sağladığına dikkati çekti. Erdoğan, 2002 yılında 36 milyon
metrekare için inşaat ruhsatı verilirken, 2009 yılında bu rakamın yaklaşık 3 kat
artışla 103 milyon metrekareye çıktığını, 2010 yılında bundan da yüksek bir
rakamın beklendiğini kaydetti. İnşaat
sektörünün, yurt içinde olduğu gibi yurt dışında da çok büyük işler yüklendiğini
ve bunları başarıyla tamamladığını anlatan Erdoğan, yurt dışı müteahhitlik
hizmetlerinde 2003 yılında 225 büyük firma arasında sadece 8 Türk firması
varken, bugün 33 firma ile Çin'den sonra ikinci sırada yer alındığını bildirdi.
Erdoğan, yurt içi ve dışında bu sevinci ve gururu yaşatan inşaat sektörünün
temsilcilerine, şirketlere ve yöneticilerine, yüklenici firmalara, mimarından
mühendisine, kalıpçısından sıvacısına, demircisinden tesisatçısına kadar
sektörde ter döken tüm çalışanlara şükranlarını
sundu. ''Şehirleri
şekillendiren insandır'' Başbakan
Erdoğan, şöyle devam etti: ''Hiç şüphesiz
şehirleri şekillendiren insandır. Ancak, insan, şehirleri şekillendirdiği kadar,
şehirler tarafından da şekillenen bir varlıktır. Türk şiirinin ustalarından Edip
Cansever, (İnsan yaşadığı yere benzer/O yerin suyuna, o yerin toprağına
benzer/evlerine, sokaklarına, köşe başlarına benzer) diyor. Gerçekten de bir
çocuğun, evinin penceresinden baktığında gördüğü tablo, sokağında gördüğü
manzara, okul yolunda gördüğü mimari, aslında o çocuğun zihin dünyasını,
geleceğini şekillendirir. Dünyaya, Süleymaniye Camisi'nin penceresinden,
Ayasofya'nın avlusundan, Sultanahmet Çeşmesi'nden, Galata Kulesi'nden bakmakla,
bir gecekondunun penceresinden bakmak asla ve asla aynı değildir. Takdir
edersiniz ki cıvıl cıvıl bir sokakta, tabiatla, çevreyle dost bir ortamda,
mimari eserler arasında büyüyen bir çocuğun ufku ile çamur içinde, çöp içinde,
yıkık dökük evlerde yetişen bir çocuğun ufku da aynı değildir. Çocuklar,
dillerini, derilerinin renklerini, etnik kökenlerini tercih etme imkanına sahip
değiller. Aynı şekilde çocuklar, doğacakları evi, büyüyecekleri mahalleyi de
seçme lüksüne sahip değiller. İşte onun için, konut, bir insan hakkıdır. Biz,
her çocuğun, her insanın, insanca yaşam şartlarına, insanca yaşayabileceği
konutlara, sokaklara, mahallelere sahip olmasını bir insan hakkı olarak görüyor
ve bunu yerine getirmenin, bu hakkı sağlamanın mücadelesini veriyoruz.''
"Çarpık kentleşmeyi durdurduk"
Başbakan Recep
Tayyip Erdoğan, Türkiye'de çarpık kentleşmeyi yüzde 100 oranında durdurduklarını
ifade ederek, ''Fakat hedefimizi gerçekleştiremedik'' dedi. Konut Kurultayı'nın
açılışında konuşan Erdoğan, Brezilya'da ''favela'', Latin Amerika'da ''barrio''
ya da Türkiye'de ''gecekondu''nun, bir süreç değil sonuç olduğunu vurgulayarak,
çarpık kentleşme, terör, yoksulluk ve bunların doğurduğu göçün, dünyanın birçok
ülkesinde alt yapının olmadığı, insanca yaşam şartlarının asgarisinin dahi
bulunmadığı bu sonuçları yarattığını anlattı. Siyasi popülizmin de bu sonuca
hoşgörüyle baktığını, başta İstanbul olmak üzere tarihi kentlerin çevrelerinde
yığınla insanın yaşadığı varoşların oluştuğunu hatırlatan Erdoğan, ''Türkiye'de
hamdolsun biz bu süreci neredeyse yüzde 100 oranında durdurduk diyebiliriz.
Fakat hedefimizi gerçekleştiremedik. Zira İstanbul şu yaşadığımız İstanbul
olmamalı. İstanbul'u değiştirmemiz şart. Daha çok almamız gereken mesafe var.
Bunu vatandaşlarımızla da paylaşmak istiyoruz. Orada ciddi engeller var. Bunu
aşmakta zorlanıyoruz. İstiyoruz ki onlarla bu süreci paylaşarak, bunu
gerçekleştirelim. Çarpık kentleşmeye artık müsaade etmiyor, asla müsamaha
göstermiyoruz'' dedi. Başbakan Erdoğan, on
yıllar içinde büyümüş gecekonduları da kendi hallerine ve kaderlerine terk
etmediklerini, çarpık kentleşmeye karşı verdikleri mücadeleden daha fazlasını,
modern şehirleşme yolunda verdiklerini dile getirerek, şöyle konuştu:
''Ben, 1994 yılında
İstanbullular'ın takdir ve tercihiyle İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı
olarak seçildim. Şunu teslim etmeliyim ki, İstanbul'un tamamından, her kesimden
oy almakla birlikte, en çok da İstanbul'u çevreleyen o gecekondu mahallelerinin
oyunu alarak göreve geldim. Zorunlu olarak köylerinden, ilçelerinden, illerinden
İstanbul'a göçmüş, başını sokacağı bir çatı inşa etmiş, susuz, elektriksiz
evlerde, çamurlu sokaklarda, kanalizasyonu olmayan, okulu, sağlık ocağı, yolu
olmayan mahallelerde yaşayan milyonlarca insanın açıkçası umudu olarak bir
emanet devraldım. 4,5 yıllık Büyükşehir Belediye Başkanlığım süresince de,
arkadaşlarımızla birlikte İstanbul'u modern bir şehir görüntüsüne büründürmek
için modern şehirleşmeyi tesis etmek için gecekondu sorununa köklü çözümler
üretmek için yoğun çaba sarf ettik.''
TOKİ örneği KİPTAŞ ile
Başakkent, Hilalkent gibi semtlerin yanında yıllardır bitirilemeyen, insanların
umudunu söndüren yarım kalmış projelere de el attıklarını, 4,5 yıl içinde,
İstanbul'da KİPTAŞ eliyle 17 bin konut inşa ettiklerini kaydeden Erdoğan, 2002
yılı sonunda, Türkiye'nin idaresini emanet aldığında da İstanbul'daki
tecrübelerini Türkiye geneline taşıdıklarını ifade ederek, şöyle devam etti:
''Şunu altını çizerek ifade etmekte fayda
görüyorum: TOKİ'nin bizim iktidarımız döneminde ortaya koyduğu çalışmalar,
dünyada pek de örneği olmayan, emsali olmayan bir nitelik arz ediyor. Biz, 8 yıl
önce, iktidara yürürken çok detaylı bir planlama yaptık ve 10 yıl içinde 500 bin
konutun üretilmesinin mümkün olduğunu gördük, bunu hedef olarak da ilan ettik ve
şu anda bunu gerçekleştirmekte olduğumuzu görüyoruz. O dönemde bir çokları bize
inanmadı. Bunun mümkün olamayacağını söyledi, 500 bin konutun hayal olduğunu
ifade ettiler. TOKİ şu an itibariyle, yani 8 yıl diyemiyorum, çünkü hemen
başlamadık, 7 yılın ardından, 483 bin 287 konut sayısına ulaşmış durumda. Bu
konutlardan 350 bin tanesi tamamlandı ve sahiplerine teslim edildi. İhale tarihi
alınmış 28 bin konutumuz daha var. Yani, Mayıs, Haziran ayları itibariyle 512
bin konut sayısına ulaşmış olacağız. Şu anda, 81 il, 800 ilçede, bin 888
şantiyemiz aralıksız çalışıyor. Edirne'den Hakkari'ye, Iğdır'dan Muğla'ya kadar
illerimizde, ilçelerimizde modern konutlar, modern mahalleler, semtler
yükseliyor.'' 100 bin nüfuslu 20
şehir ''TOKİ'nin bu çalışmaları tüm
dünyada örnek alınırken, ilgiyle, hayranlıkla, hatta biraz da şaşkınlıkla
izlenirken, maalesef ülke içinde zaman zaman muhalefet partilerinin, şevk
kırıcı, tahrip edici, tehditkar bir üslupla TOKİ'nin üzerine geldiklerine şahit
olunduğunu'' belirten Erdoğan, 1984'te Türkiye'nin konut ihtiyacını karşılamak
üzere kurulan TOKİ'nin, 2002 yılına kadar geçen 19 yılda 43 bin konut
üretebildiğini anlattı. Erdoğan, ''19 yılda 43 bin konut üretilirken, biz sadece
8 yılda 483 bin konut rakamına ulaştık. Belki 483 bin rakamı tam olarak
zihinlerde somutlaşmayabilir. Bir başka ifadeyle, 100 bin nüfuslu 20 şehir ya da
bir adet Bursa şehrini sıfırdan inşa ettik. 2008 sonunda, ABD'de tutsat krizi
olarak ortaya çıkan küresel finans krizi tüm dünyayı etkisi altına alırken,
Türkiye konut krizi yaşamamış, küresel finans krizini de TOKİ formülünün de
katkısıyla en az etkiyle atlatabilmiştir'' diye konuştu.
Bayraktar:
Sürecin hızlanması için ilave düzenlemelere ve koordinatör kurumun
belirlenmesine ihtiyaç var
Toplu Konut İdaresi (TOKİ) Başkanı
Erdoğan Bayraktar, kentsel dönüşüm projelerini daha hızlı bir
şekilde hayata geçirebilmek için ilave düzenlemelere ve koordinatör kurumun
belirlenmesine ihtiyaç olduğunu belirterek, ''İdari yargının kentsel dönüşümlere
ilişkin kolaylaştırıcı rolü çok önemlidir. Kısaca bu iş bütüncül, kapsamlı bir
devlet politikası haline gelmelidir'' dedi. Bayraktar, bugün dünya nüfusunun
yüzde 60'ının kentlerde yaşadığını, 2050 yılına kadar kentlerde yaşayan
insanların sayısının 6 milyara ulaşacağının tahmin edildiğini söyledi.
Gelişmekte olan ülkelerin ortak sorunu olan
çarpık kentleşme ve konut sorununun çözümü için hükümetlerin ciddi şekilde kafa
yorduğunu anlatan Bayraktar, Brezilya'da bin 700 gecekondu bölgesinden öncelikle
200'ünün dönüştürülmesi için devletin 570 milyar dolar bütçe ayırmayı
planladığını, Çin'de 10 milyon acil konut ihtiyacı ve Hindistan'da da 10
milyondan çok acil konut ihtiyacı olduğunu kaydetti. Afrika, Güneydoğu Asya,
Ortadoğu ve Orta Asya'da da sosyal konut ihtiyacı ve gecekondu dönüşüm sorunları
bulunduğunu dile getiren Bayraktar, Türkiye'nin de dünyanın yaşadığı benzer
sorunları yaşadığını, şehirlere olan yoğun nüfus baskısının oluşturduğu
gecekondulaşma ve kaçak yapılaşmanın, kentlerin sağlıklı büyümesini ve
gelişmesini önlediğini, bu süreçte konut talebini karşılamak ve kentsel
sorunlara çözüm bulmak amacıyla geliştirilen politikaların da yetersiz kaldığını
vurguladı. Cumhuriyet tarihinin en büyük
gecekondu dönüşüm ve kentsel yenileme programını oluşturarak ülke genelinde 248
noktada kentsel dönüşüm projelerini hayata geçirdiklerini belirten Bayraktar,
ekonomik krizde pek çok ülkede konut finansman sistemleri işlemez hale gelirken,
TOKİ'nin, konut sunum modelinin devamlılığını başarıyla sürdürdüğünü anlattı.
Bayraktar, kriz dönemlerinde özel sektör yatırımları yavaşlarken, TOKİ
şantiyelerinin ülkenin dört bir yanında artarak devam ettiğini, inşaat
sektörünün büyüdüğünü, müteahhitler ve ara teknik elemanlarının geliştiğini ve
tecrübe kazandığını söyledi. ''Kentsel
dönüşüm yoksulluğu azaltır'' TOKİ
modelinin uluslararası düzeyde de pek çok ülke tarafından dikkatle izlendiğine
işaret eden Bayraktar, Türkiye'nin büyük bir kalkıma hamlesi içinde olduğunu,
büyük bir değişim ve dönüşüm yaşadığını ve geliştiğini ifade etti. Bu gelişmeye
paralel olarak şehirlerin çarpık, plan dışı kaçak ve depreme dayanıksız
yapılardan arındırılması gerektiğini belirten Bayraktar, kentsel dönüşümün
sadece binaları yenilemek olmadığına, aynı zamanda sosyal dönüşümün de anahtarı
olduğuna dikkati çekti. Erdoğan Bayraktar,
kentsel dönüşümlerin çağdaş ve modern şehirler oluşturmanın ötesinde hayat
standartlarını artırdığını dile getirerek, ''Kentsel dönüşüm yoksulluğu azaltır,
doğal kaynakları korur ve sağlıklı çevreler oluşturur, gettolaşmada ciddi
oranlarda düşüş meydana getireceği gibi gecekondu bölgelerindeki illegal
oluşumların önünü keser, iş potansiyelini artırarak ekonomiyi canlandırır ve
işsizliği azaltır, insanlarımıza daha güvenli ve modern ortamlarda nitelikli
koşullarda huzur ve mutluluk içinde yaşama olanağı sağlar'' dedi.
''Kentsel dönüşüm bir zaruret''
Kentsel dönüşümün bir zaruret
olduğunun altını çizen TOKİ Başkanı Bayraktar, şunları ifade etti:
''Ancak bu çok zor bir projedir. Kurumların tek başlarına bunun altından
kalkması mümkün değildir. Bu süreçte devlet, hükümet, mahalli idareler,
üniversiteler, sivil toplum kuruluşları ve vatandaşlar arasında bütünleşme
sağlanmalıdır. Ülke nüfusunun tamamı düşünülerek sosyal devlet anlayışıyla ve
iyi niyetle pratik ve uygulanabilir çözümler üretilmelidir. Herkesin her
istediğini yerine getirmek mümkün değildir, fakat milletimizin menfaatlerine en
uygun olan çözümler üretilmelidir. İnsanlarımızda gerçekçi olmayan, rant
beklentileri oluşturulmamalı, kanunlara saygılı vatandaşlarımızın hakları
korunmalı, toplumdaki adalet duygusunu zedeleyen anlayışlara prim
verilmemelidir.'' Bayraktar, kentsel dönüşüm
projelerini daha hızlı bir şekilde hayata geçirebilmek için ilave düzenlemelere
ve koordinatör kurumun belirlenmesine ihtiyaç duyulduğunu belirterek, ''İdari
yargının kentsel dönüşümlere ilişkin kolaylaştırıcı rolü çok önemlidir. Kısaca
bu iş, bütüncül, kapsamlı bir devlet politikası haline gelmelidir'' diye
konuştu.
Başkan Topbaş kentsel dönüşüm
çalışmalarını anlattı
UCLG ve İstanbul Büyükşehir Belediye
Başkanı Kadir Topbaş da yaptığı konuşmada plancılar, mimarlar
olarak şehirleri canlı organizmalara benzettiklerini belirterek, bu sistemler
doğru değilse, şehirlerin sakat ve yaşanması problemli şehirler olacağını,
sosyal donatı alanlarına, insanların kendilerini ifade edebileceği kültürel
değerlere ihtiyaç bulunduğunu söyledi.
İstanbul'un sanayileşme süreciyle
50 yılda 12 milyon göç alarak ciddi baskı altında kaldığına dikkati çeken Başkan
Kadir Topbaş, İstanbul'da yılda 200-210 bin doğum, 60 bin ölüm vakası
bulunduğunu, aradaki boşluğun şehrin konut ihtiyacını ortaya koyduğunu kaydetti.
İstanbul'un aynı zamanda deprem riski taşıdığını, kontrolsüz ve düzensiz
gelişmeler nedeniyle bu riskin ciddi anlamda hissedildiğini söyleyen Topbaş, 14
milyonu barındıran İstanbul'da plansız gelişme nedeniyle tarım alanları ve
havzaların ciddi anlamda tehdit altına alındığını anlattı.
Göreve
geldiklerinde Metropolitan Planlama Merkezi'ni kurduklarını,
İstanbul'un 1/100.000 çevre düzeni planlarını hazırlamak adına
14 farklı departmanda İstanbul'u incelediklerini, yeni bir İstanbul'u
düzenlemeye başladıklarını anlatan Kadir Topbaş, “Burada özellikle kentsel
dönüşüm adına bazı çalışmaları da başlattık. Ama maalesef burada üzülerek ifade
etmek istiyorum ki bizim bu kentsel dönüşüm iyi niyetimizi bazı siyasiler
istismar ederek vatandaşlarımızı, yurttaşlarımızı tedirgin ettikleri için biz
bunu rahatça kullanamaz hale geldik. Bunun yerine biz deprem dönüşüm ifadesini
kullanmaya başladık. Çünkü insanları tedirgin etmemek de bir noktada uzlaşmak da
bizim görevimiz diye düşündük” diye konuştu.
Kartal
bölgesinde bir kentsel dönüşüm çalışmasının projelendirmesini yaptıklarını,
1/5.000 ve 1.000 ölçekli planlarının mecliste onandığını ifade eden Başkan
Topbaş, şunları kaydetti; “Maltepe Dragos'ta sanayi bölgesinde kentsel dönüşüm
adı altında yaptığımız çalışmalar bitti. Ocak ayı içerisinde Cendere Vadisi'nde
170 hektarlık bir alandaki kentsel dönüşümüyle ilgili çalışmalarımızı da
başlattık. 14 Ocak itibariyle de meclisimizden 1/5.000 ölçekli planlar geçti. Bu
çalışmaları yaparken hemen oradaki sanayiciler ve yerleşimi olan insanlarla bir
STK kurulmasını öngörüyoruz. Kurulan bir dernek bizimle muhatap oluyor ve ve
çalışmaları birlikte yürütmekteyiz. Yine 180 hektarlık Küçükçekmece-Avcılar
arasındaki bölgede de bir kentsel dönüşüm taslak projeleri
hazırlandı.”
Kadıköy Fikirtepe'deki çalışmayla ilgili de yine orada
kurdukları dernekle muhatap olmakla birlikte oradaki imar artışlarını ve
arazilerin birleşerek daha fazla imar alabilme haklarını ortaya koyduklarını,
bunun da 14 ocak itibariyle meclislerinden geçtiğini söyleyen Kadir Topbaş,
orada ciddi anlamda kentsel dönüşümün adımlarını attıklarını
söyledi.
Topbaş, “Bizim bu çalışmaları yaparken özellikle belediyemizin
kendi bünyesinde, ayrıca KİPTAŞ şirketimizin çalışmaları ve TOKİ ile beraber
çalışmalarımızla birlikte bu kentteki dönüşüm süreçlerini başlattığımızı ifade
etmek istiyorum. Geleceğe daha sağlıklı ve güvenli bir yaşam alanı oluşturmak
adına çalışma yaptığımız bütün alanları, İstanbul'un tamamını kapsayacak şekilde
bölüm bölüm bu adımları attığımızı ifade etmek istiyorum” diye konuştu.
SPK Başkanı Akgiray: ''Depreme hazırlık gayrimenkul finansman
modellerimizi çeşitlendirmeliyiz''
Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) Başkanı Vedat Akgiray, ''Türev piyasalarımızı
geliştirerek, depreme hazırlık gayrimenkul finansman modellerimizi
çeşitlendirmek durumundayız'' dedi. Akgiray konuşmasında, sermaye piyasaları ile
gayrimenkul piyasalarının birlikteliğinin çok önemli olduğunu, gayrimenkul
dolaylı yoldan alınıp satılabiliyorsa insanların oraya daha kolay yatırım
yaptıklarını, bunu yapmanın da sermaye piyasalarını kullanmaktan geçtiğini
söyledi. Türkiye'de özel sektör firmalarının da tahvil ihracına başladığını
anımsatan Akgiray, ''Bu sene hem bu ihraç miktarını hem sayısını birkaç misliyle
bitireceğimizi tahmin ediyoruz'' dedi.
Depreme hazırlanmak gerektiğine işaret eden Akgiray, Türkiye türev
piyasalarını geliştirerek, depreme hazırlık gayrimenkul geliştirme finansman
modellerini çeşitlendirmek gerektiğini belirtti. Akgiray, en geç Mayıs ayında
Türkiye'de bu tür enstrümanların yeni çeşitlerinin de borsada işlem görmeye
başlayacağını bildirdi. İMKB'nin toplam piyasa değerinin yüzde 7-8'inin GYO'lar
ve inşaat şirketlerinden oluştuğunu söyleyen Akgiray, Meksika'da bu oranın yüzde
25 civarında olduğuna dikkati çekti.
|