Almanya lansmanı geçtiğimiz ay Essen’de
düzenlenen DEUBAU Fuarı’nda yapılan 'Konuk Ülke
Almanya' projesinin Türkiye tanıtım toplantısı, Türk Yapı
Sektörü Raporu değerlendirmesiyle birlikte bugün (16 Şubat Perşembe)
yapı sektörü profesyonellerinin ve yatırımcıların katılımıyla Yapı-Endüstri Merkezi (YEM)
Etkinlik Salonu’nda gerçekleştirildi. Konusunda uzman konuşmacılarla iki ayrı
oturum halinde düzenlenen toplantıda, Türk yapı sektörünün mevcut durumu ve
gelecek dönem değerlendirmeleri rehberliğinde; Yapı Fuarı - Turkeybuild
İstanbul’un 'Konuk Ülke Projesi'yle Türk ve Alman yapı
malzemesi üreticileri arasında yaratacağı ticari işbirliği olanakları, bunun
getireceği avantajlar ve projenin üçüncü ülke stratejilerini oluşturmada
sağlayacağı sürdürülebilir pazar etkinlikleri görüşüldü.
Toplantının açılış konuşmalarını yapan YEM Yönetim Kurulu Başkanı
Doğan Hasol ve Federal Almanya Başkonsolos Yardımcısı
Dr. Philipp Deichmann, iki ülke arasındaki ilişkilerin köklü
geçmişi üzerinde durdular. Doğan Hasol, Avrupa Birliği'nin
(AB) en güçlü ülkesi Almanya'nın Türkiye'nin ekonomi konusunda en önemli
ortaklarından biri olduğuna vurgu yaparken; Dr. Philipp
Deichmann, Almanya'da çok iyi bilinen Yapı Fuarı - Turkeybuild
İstanbul'un bu
yıl konuk ülkesi olmaktan duydukları memnuniyeti dile getirdi. Geniş bir
yelpazeye yayılan Türk-Alman işbirliklerinde ekonomik faaliyetlerin ağırlığına
işaret eden Deichmann, Yapı Fuarı - Turkeybuild İstanbul'un Türk ve Alman yapı
sektörlerinin komşu coğrafyalarda ortaklaşa yapacakları yatırımlar açısından
öneminin altını çizdi.
Türk Yapı Sektörü Raporu 2011 ile sektör değerlendirmesi ve 'Konuk
Ülke Almanya' projesi
Açılış konuşmalarının ardından gerçekleşen ilk oturumda YEM ve YEM Fuarcılık
Genel Müdürü Dr. Barış Onay, Türk Yapı Sektörü Raporu 2011'de
yer alan bulgulardan yola çıkarak yapı sektörünün durumunu değerlendirirken,
geleceğe yönelik de bir projeksiyon sundu. Türkiye'nin 2011 üçüncü çeyrek
verilerine göre yüzde 12,7 büyürken, aynı dönemde AB27 ülkelerinin yüzde 1,5
büyüdüğünü anımsatan Onay, söz konusu rakamların, ihracatının yüzde 46,7'sini AB
ülkelerine yapan, yapılan doğrudan yabancı yatırımların yüzde 88'ini AB
ülkelerinden alan, yine turist profilinin yüzde 58,4'ünü AB ülkelerinden gelen
ziyaretçilerin oluşturduğu Türkiye için sürdürülemez olduğuna dikkat çekti.
İmalat sanayi kapasite kullanım oranları ve işgücü göstergelerinden yola çıkarak
büyümeyle birlikte artış trendine giren cari açığa işaret eden Onay, bunun,
enerjide dışa bağımlı olan Türkiye'de özel sektörün üretim modellerini yeniden
gözden geçirmesi gerekliliğinin bir kanıtı olarak okunması gerektiğini söyledi.
Onay, enerjinin ithalatta ciddi bir kalem olduğunu belirterek, "Yerli enerji
kullanmadıkça, cari açığın en azından yüzde 20'lik dilimini kapatmak mümkün
değil. Türkiye, enerji sorununu çözerse cari açığını kapatabilecek durumda"
dedi. Petrol fiyatlarındaki artışın ve döviz kurlarındaki dalgalanmanın direkt
üretici fiyatlarına yansıdığına değinen Onay, üreticilerin artan maliyetleri
tüketiciye yansıtmama çabasının artık devam ettirilemeyecek bir noktaya
geldiğini, bunun da ürün fiyatlarına yansıyacağını sözlerine ekledi.
Büyüme normalleşecek
Sunumunda Türkiye yapı sektöründen verilere de yer veren Onay, büyüme hızı
açısından farklı tepkiler veren GSYH ile inşaat sektörünün 2011'de aradaki
makası kapatarak birbirine yaklaştığını, bunun bir 'normalleşme' olarak
okunabileceğini kaydetti. İnşaat sektörünün son 10 yılda Türkiye ekonomisine
sağladığı katkının ortalama yüzde 5,7 civarında olduğunu kaydeden Onay, ancak
sektörün, gelişimini -5 / 5 bandında bir seyirle sürdüren AB27 ve Avro
Bölgesi'ne göre inişli çıkışlı yapısına dikkat çekti. Türkiye'nin sabit sermaye
yatırımları içinde kamu ve özel sektör inşaat yatırımları, yapı ruhsatına göre
bina sayıları ve yüzölçümleri, Türkiye'deki konut satışları ve konut kredileri
hacmi, yurtdışı müteahhitlik hizmetleri konularına da değinen Onay, rakamların
büyümede bir yavaşlamaya işaret ettiğini ama bu yavaşlamanın bir resesyona
dönüşmesinin beklenmediğini ifade etti. İnşaat malzemeleri üretiminden de
bahseden Onay, düşük ithalat payıyla Türkiye ekonomisi için bir çıkış kapısı
olduğunu vurguladı.
2012, Türkiye'nin güçlü partnerlerle hareket etmesi gereken bir
yıl
Katılımcılara, 'Konuk Ülke Almanya' projesi hakkında
bilgiler de veren Onay, 2012'nin Türkiye'nin güçlü partnerle hareket etmesi
gereken bir yıl olduğunun altını çizdi ve enerji dışı kalemlere bakıldığında
Türkiye’nin bir numaralı dış ticaret partneri olan Almanya'nın bu çerçevede
'konuk ülke' olarak belirlendiğini söyledi. Onay, projenin ilk iletişim
çalışmasının 10 – 14 Ocak 2011 tarihleri arasında Essen Almanya’daki DEUBAU Yapı
Malzemeleri Fuarı’nda gerçekleştirildiğini anımsatarak, 6 Mart'ta Krasnodar, 16
Mart'ta Sofya ve 10 - 11 Nisan tarihlerinde Moskova'da yapılacak inşaat
forumlarıyla tanıtım çalışmalarının süreceğini aktardı.
Frank Kaiser: İki ülke
birbirini tamamlayabilir
Barış Onay'dan sonra söz alan AHK Alman-Türk Ticaret ve Sanayi Odası Pazar
Araştırmaları Bölüm Müdürü Frank Kaiser, Alman ve Türk yapı sektörlerinin
işbirliği anlamında taşıdığı potansiyeller üzerinde durdu. Yapı sektörünün
Almanya endüstrisi için öneminin altını çizen Kaiser, 2011'de yüzde 6,5'lik bir
reel büyüme yakalayan sektörün ülke ekonomisine yüzde 9,5 - 10 gibi bir katkı
sağladığını, istihdam açısından da yüzde 5,5'lik bir paya sahip olduğunu
söyledi. İki ülkenin birbirlerini tamamlayabilecekleri Rusya, Türkmenistan, Orta
Doğu gibi pazarlarda faaliyet yürüttüğüne değinen Kaiser, Türkiye'nin Alman
şirketler için bir üs olabileceğini kaydetti. Sunumunda, Almanya'nın Türkiye
yapı sektörüne neler katabileceğinin yanıtlarını da arayan Kaiser, bunları,
know-how ve bilgi transferi, enerji verimliliği ve yenilenebilir enerji
teknolojileri, kalite yönetimi ve iyileştirme, eğitim olarak sıraladı.
Isabel Knauf: Türkiye'de en sevdiğim sözcük
'olabilir' Toplantının son konuşmacısı ise 11 yıldır
Türkiye'de yaşayan Knauf Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı Isabel
Knauf oldu. Katılımcılara, bir aile şirketi olan Knauf hakkında bilgi
veren İsabel Knauf; 1989'da Bilkent Ankara Fabrikası'nda üretime başlayarak
girdikleri Türkiye pazarının avantajlarından ve dezavantajlarından bahsetti.
Türkiye'nin kendileri için önemli olduğunu, çünkü İtalya'dan Hindistan'a kadar
geniş bir bölgeye rahatlıkla ulaşabildiklerini bildiren Knauf, 1997'den bu yana
Türkiye'ye 250 milyon dolarlık yatırım yaptıklarını açıkladı. Türkiye'de
kimsenin denemekten korkmadığına ve arzulu olduğuna değinen ve en çok 'olabilir'
sözcüğünü sevdiğini söyleyen Knauf, çalışanların çok hevesli ve
motivasyonlarının yüksek olduğunu, ayrıca altyapının hızla geliştiğini,
gümrüklerde hiçbir sorun yaşamadıklarını sözlerine ekledi. Isabel Knauf,
Türkiye'yi, 23 trilyon dolarlık bir pazara ulaşmak için kilit bir ülke olarak
tanımladı.
YEM ve
YEM Fuarcılık Genel Müdürü Dr. Barış Onay'ın
Türk Yapı Sektörü Raporu 2011 sunumu için tıklayınız
|