b>Siteli yaşam tarzının dünya üzerindeki popülerliği her geçen gün artıyor. Bazı ülkelerde süper lüks sitelerde yaşamak hava atmaya yararken kimi ülkelerde ise hayatta kalmanın tek yolu.
Günümüzde etrafı duvarlarla çevrili özel korumalı yerleşim birimlerinde yaşamak her geçen gün biraz daha popüler hale geliyor; ancak bu tarz özel korumalı ve etrafı çevrili yaşam tarzı düşünülenin aksine pek yeni bir fikir değil. İnsanlar ilkel çağlardan bu yana dönem dönem etrafı çevrili yerleşim birimlerinde yaşadı. Bu birimlerin görünüşleri değişse de işlevleri hep aynı kaldı. İnsanlar buralarda kendilerini 'dışarıya' kıyasla daha güvende hissetti. Ortaçağda kaleler korunaklı yapı tipinin en görkemli örneklerini teşkil ediyordu. Romalılar ise şehirleriyle birlikte ülkelerinin de büyük bir bölümünü duvarların ardına alarak bu konuda biraz daha ileriye gitti.
Medeniyetin sınırı
Dönemin tarihçileri toplumsal bir fenomen haline gelen duvarların ardındaki yaşantıyı kaosla medeniyeti birbirinden ayıran sınır olarak tanımladı. Günümüzde de duvar arkasına alınmış yerleşim birimlerinde yaşamak yeniden eski popülerliğine kavuşmaya başladı. Dünyanın farklı bölgelerinde bu tür yerlerde yaşayabilmek için binlerce hatta milyonlarca dolar ödeniyor. İnsanları bu tür korunaklı bölgelere gitmeye zorlayan nedenler ise oldukça farklı.
Gerek global terör ve gerekse büyük şehirlerde hızla artan suç oranı dünya üzerinde yaşayan birçok ülke insanını korunaklı bölgelere çekiyor. Özellikle ABD gibi zengin ülkelerde ise site hayatı, genellikle gözlerden uzak kalmak ve refahı kendi çevresindeki insanlarla paylaşmak isteyenlerin tercihi oluyor. Malikane türünde olan bu yapılar kimi zaman tek başına kimi zamanda çok sayıda evin bir arada olduğu milyon dolarlık sosyete siteleri olarak karşımıza çıkıyor.
Hayatta kalmanın tek yolu
Brezilya veya Filipinler gibi ülkelerin bazı bölgelerinde zenginler doğrudan şiddet hedefi haline geldikleri için adeta küçük ordular tarafından korunan bu tür sitelerde yaşamak "zorunda" kalıyorlar. En aşırı örnek ise Güney Afrika'da yaşanıyor. Hala siyah ve beyaz ırkın birbirine karşı fiziksel şiddet kullandığı bu ülkede geniş insan toplulukları dev siteler gibi adlandırılabilecek korumalı mahallelerde yaşamlarını sürdürüyor.
Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri gibi ülkelerde de etrafı duvarlarla çevrili site anlayışı var; ancak bu bölgedeki sitelerin kullanım nedeni ABD'deki gibi statü gösterisi veya G. Afrika'daki gibi can güvenliği değil. Araplar çoğunlukla geniş aileler halinde yaşadıkları için, imkanı olan her aile kendine ait küçük ölçekli bir site oluşturuyor. Bu siteler silahlı özel gruplar tarafından da korunmuyor.
Türkiye'de de yaşanan hızlı yapılanma süreciyle birlikte siteler adeta ilgi odağı haline geldi. Yeni yapılan projelerin neredeyse tamamı site olarak inşa ediliyor. Bunlar içerisinde küçük ölçekli sitelerden, sınırsız hizmetin bulunduğu mega sitelere kadar çok sayıda inşaat devam ediyor.
Brentwood Country (ABD)
Sitenin adı ünlü aktör Arnold Schwarzenegger'in burada mülk edinmesiyle birlikte yayılmaya başladı. ABD'nin Kaliforniya eyaletinde bulunan lüks sitede evlerin fiyatı 30 milyon dolar seviyesinde. Büyük bir otel gibi işleyen sitede her evin ihtiyacını karşılamaya yönelik çok sayıda hizmetçi hazır bulunuyor.
Star Island (ABD)
ABD'nin Florida eyaletinde bulunan Star Island "sitesi" aslında bilinen site anlayışının tamamen ötesinde. Bir kısmı ada ve bir kısmı da ana kara üzerinde bulunan yerleşim birimi dünyanın en pahalı sitesi. Bir malikanenin 50 milyon dolar olduğu sitede dünya starları yaşıyor.
Beverly Park (ABD)
ABD'nin sinema yıldızlarıyla ünlü Beverly Hills şehrinde bulunan Beverly Park sitesinde yaklaşık 80 süper lüks villa bulunuyor. Fiyatları 12 ile 32 milyon dolar arasında değişen villaların bulunduğu sitede 3 farklı golf sahası bulunuyor.
Seminole Landing (ABD)
Yaklaşık 70 villadan oluşan Seminole Landing sitesi yaklaşık 6 hektar alan üzerine kurulu. Her bir evin ortalama 36 milyon dolar olduğu sitede yapay bir şelale bile var.
|