Lütfen Tarayıcı Sürümünüzü Yükseltiniz.

“Kentlerimiz İçin Yeni Hikâyeler Yazmalıyız”

Yapı-Endüstri Merkezi tarafından düzenlenen Mimarlık Haftası etkinlikleri kapsamında dün kentsel tasarımın mimarlık açısından önemi masaya yatırıldı. Prof. Dr. Güzin Konuk’un moderatörlüğünde gerçekleştirilen panele Ali Faruk Göksu, Prof. Hüseyin Kaptan ve Okan Bal konuşmacı olarak katıldı.

“Kentlerimiz İçin Yeni Hikâyeler Yazmalıyız”

Yapı-Endüstri Merkezi (YEM), her yıl Ekim ayının ilk pazartesi günü tüm dünyada geniş çevrelerce kutlanan “Dünya Mimarlık Günü” kapsamında bir dizi etkinlik düzenliyor. Mimarlığı odağına alan bu özel hafta boyunca bu kez mimarlık, paydaşların gözünden mercek altına alınıyor.

Yapı-Endüstri Merkezi’nde 2-6 Ekim 2017 tarihleri arasında gerçekleştirilen Mimarlar Haftası etkinliklerinin “Kentsel Tasarımcılarla Mimarlık” başlıklı 3’üncü oturumunda, kentsel tasarım alanında bugüne kadar önemli işlere imza atmış önemli isimler bir araya geldi. MSGSÜ Mimarlık Fakültesi Şehir Planlama Bölümü Emekli Öğretim Üyesi Prof. Dr. Güzin Konuk’un moderatörlüğünde yürütülen panele Kentsel Strateji Kurucu Ortağı Ali Faruk Göksu, Atelye70 Planlama ve Tasarım Grubu Kurucu Ortağı Prof. Hüseyin Kaptan ve Yalın Mimarlık Kurucu Ortağı ve Şehir Plancısı Okan Bal konuşmacı olarak katıldı.

Panelin açılış konuşmasını yapan MSGSÜ Mimarlık Fakültesi Şehir Planlama Bölümü Emekli Öğretim Üyesi Prof. Dr. Güzin Konuk, ömrünün 40 yılını kentsel tasarımla ilgili çalışmalara ayırdığını belirterek kentsel dönüşümün 21. yüzyılda mutlaka stratejik açıdan ele alınması gerektiğinin altını çizdi. Bunun için de bilgi tabanlı değişimin esas alınmasının önemine dikkat çeken moderatör, “Geleceğin en önemli mekânları kentlerdir. Yaya ve insan odaklı, çok aktörlü yeni bir kent modeli yaratılmalı,” dedi.

Ali Faruk Göksu, 1950’den itibaren Türkiye’deki kentlerin bugüne kadar üç kez dönüşüm geçirdiğinden söz açarak konuşmasına başladı. “Bu dönüşümün ilki, 1950 ile 1980 yılları arasında köyden kente göçle başlayan apartmanlaşma ve gecekondulaşma döneminde gerçekleşti. 1980 ile 1995 yılları arasında ise bu gecekonduları apartmanlara dönüştürmekle uğraştık. Yap-sat yaklaşımının hâkim olduğu bu süreçte kalite bakımından düşük seviyede birçok yapı meydana geldi. Ardından 1999 yılı depremiyle birlikte yeni bir kentsel dönüşüm dönemine girildi. Bu kez apartman ve gecekonduların yerini monoblok yapılar, büyük konut projeleri almaya başladı,” şeklinde geçirilen kentsel dönüşüm dönemlerini özetleyen Göksu, yurtdışındaki diğer metropollerin de yenilendiğini ancak bunun belli bir plan dahilinde ve bir süreç içinde gerçekleştirildiğini vurguladı.

Ali Faruk Göksu, ‘Etki’ ve ‘Etkileşim’ kavramlarının bugünün sorunlarını yeni bir bakış açısıyla ele almada önemli bir rol üstlendiğini belirterek yeni nesil mimar ve şehir plancılarına seslendi: “Artık bugün tasarımcının bilindik rolü değişime uğramaya başladı. Bir tasarımcı sadece kendi başına oturup tasarım yapmaya odaklanmanın ötesinde farklı bir ‘Etkileşim’ ortamında neler yapabileceğini, hangi rolleri üstlenebileceğini düşünmeli. “Mahalle ölçeğinde sorunları nasıl bir arada çözebiliriz?” meselesi üzerine fikir yürütmeli. Biz her zaman “ne yapmalıyız?” sorunun yanıtını biliyoruz ama bunu nasıl yapmamız gerektiğini bilmiyoruz. Bunun için de yeni bir üst bakışa ihtiyaç var, yeni kavramlara ve bu yeni kavramları yaratacak kent kuramcılarına gereksinim var, hikâye yazıcılığına ihtiyaç var. Kentlerin hikâyelerini yeniden yazacak gençler sayesinde ancak yeni bir kent modeli oluşturabiliriz. Ancak bu sayede karakteri ve estetiği olmayan kentler yaratmaktan kurtulabiliriz.”

Panelin ilerleyen dakikalarında Okan Bal, kentsel tasarımla ilgili karanlık bir tabloyla karşı karşıya olduğumuzu dile getirerek sözlerine başladı. Bunun kentsel tasarımdan öte, öncelikle toplumun yeniden tasarımıyla, vatandaş tasarımıyla aşılabileceğini belirten Bal, konuşmasında değişimin bireysel düzeyde gerçekleşmesi gerektiğinin önemine değindi.

Prof. Hüseyin Kaptan ise panelde, mimarlık ve kentsel tasarımın et ve tırnak gibi birbirinden ayrılmaz bir bütünün parçaları olduğunu söyledi. Bir dönem halka bir araya gelerek kentler için birlikte fikir ürettikleri dönemden çeşitli anekdotlar paylaşan Kaptan, darbe sonrasında tüm uğraşlarının önüne nasıl set çekildiğini aktardı. Konuşmasının ilerleyen dakikalarında şehir plancısı mimar, bugüne kadar 700 bin konut yapan TOKİ’yi eleştirdi ve tek tipleşmenin önüne geçilmesi gerektiğini belirtti. “Şehir planlamasının temelinde toplumsal ve mekansal çeşitlilik kavramları vardır. Fiziki mekân ve sosyal mekan kavramları da çok önemlidir. Sosyal mekan, içinde yaşadığımız, kendimizi ait hissettiğimiz, hatıralarımızın bulunduğu alanı tanımlar. Bu anlamda sosyal mekan kentsel tasarımın önem vermesi gereken temel kavramlardan biridir,” diyen Kaptan ülkenin geçirdiği farklı kentsel dönüşüm dönemlerinden,  imar yasalarından ve bunların olası etkilerinden bahsederek sözlerini noktaladı.  

http://www.yapi.com.tr/haberler/kentlerimiz-icin-yeni-hikayeler-yazmaliyiz_161558.html

Read Comment Section
İlk Yorumu Siz Yapın
Gönder

Yorumum onaylandığında e-posta ile bildir.

E-posta adresimle bültenlere abone olmak istiyorum

Haber gönderin Hemen haber gönderin

Sosyal Medyada Yapi.com.tr:

Abone Ol Yapı sektöründeki tüm gelişmelerden en önce siz haberdar olmak isterseniz e-bültenimize abone olun.
Bülten arşivine erişmek için tıklayın

REKLAM VERİN

Ajanda
TAMAMI » Bugünkü Etkinlikler BUGÜN:
Herhangi bir etkinlik mevcut değil!