Lütfen Tarayıcı Sürümünüzü Yükseltiniz.
BÖLÜM SPONSORU

Kente Hangi Köşeden Bakıyoruz?

Korunaklı site sakinleri, diğer toplumsal gruplarla ve sınıflarla aralarındaki toplumsal ve mekânsal mesafenin artmasından sevinç duyuyorlar. Ancak, tam da bu uzaklık yüzünden, şehir bu grup için bir kabus haline geliyor.

Radikal İki
Kente Hangi Köşeden Bakıyoruz?

www.yapi.com.tr: Göktürk'teki sitelerden biri

Bu haftaya Eyüp Can’ın “türdeş gettolara” dair köşe yazısıyla başladım. Can, inşaat şirketlerinin temsilcilerinin sitelerdeki homojenleşmeye dair duydukları kaygıları aktarıyor ve bu kaygıları “memleketin sosyologları, siyaset bilimcilerinin değil de” inşaatçıların ortaya koymasını ironik buluyordu. Ben de Eyüp Can’ın ve son zamanlarda gittikçe daha da yaygınlaşan köşe yazarlarındaki, deyimim mazur görülebilirse, yeterli bilgiden beslenmeyen “cesareti” ironik buluyorum. İstanbul’da ve başka kentlerde özellikle 1990’lardan sonra giderek farklı sosyal sınıflar ve gruplar arasında mekânsal ve sosyal ayrışmanın keskinleştiği ve bunun şehirliliğin geleceğine, birlikte yaşamanın imkanlarına dair endişe verici sonuçları sosyal bilim camiasında bir süredir en çok çalışılan konuların başında. Tartışmayı başlatan Ayşe Öncü’den sonra, Hatice Kurtuluş, Murat Güvenç, Didem Danış, Jean-Francois Perouse bu konuda çalışma yapanlar arasında ilk akla gelen isimler.

Göktürk

Meslektaşım Ayfer Bartu Candan ile beraber biz de bu konuda bir süredir çalışıyoruz. Araştırmamızı hastaneleri, okulları, alışveriş merkezleri, restoranları, kafeleriyle birlikte 34 korunaklı sitede 16 binden fazla nüfusu barındıran bir kapalı kent olarak tanımlanabilecek ve İstanbul’da emsalleri son yıllarda hızla çoğalan Göktürk’te yürüttük.

Göktürk’e yaklaşırken art arda, yan yana sıralanmış evler insanda bir yapaylık etkisi yaratıyor. Yapaylığın yanı sıra bu sitelerde kullanılan mekânları tanımlayan baskın özellikler; isimsizlik ve belirsizlik. Bu biçimiyle Göktürk’teki siteler na-mekân olarak adlandırılabilir: Yani tarihsiz, kimliksiz, başka yerlerde de tekrar tekrar inşa edilebilecek mekânlar. Mike Davis, son dönemlerde dünyada birçok yerde sayıları hızla artan bu tür kapalı kentlere “dünya-dışı” diyor. Yani dünyayla ilişiği kesilmiş kentsel yaşam mekânları. Bu “dünya-dışı” mekânların sakinleri sadece en temel özelliği güvenlikli olmak olan benzer mekânsal düzenlemeleri paylaşmakla kalmıyor, aynı zamanda gündelik hayatlarında, ailevi düzenlerinde ve kentsel pratiklerinde benzer özellikler sergiliyor.

İstanbul kenti büyürken, farklı sosyal gruplar ve sınıflar tarafından kullanılan ve deneyimlenen “İstanbullar” daralıyor. Bu mekânsal daralma, farklı gruplar ve sınıflar arasındaki toplumsal mesafenin artmasına tercüme oluyor. Daralan yaşam alanları içerisinde Göktürk sakinlerinin diğerleriyle ilgili bilgisi medya yoluyla edinilmiş, korku ve kaygılarla dolu bir bilgi. Dışarısının bilinmeyenler, kalabalık, kirlilik, çirkinlik, korku ve kaygılarla tanımlandığı bir dünyada, aile yaşamının keyfini ve güvenliğini hedefleyen bir yaklaşım ağır basıyor buralarda. Aile ve çocuklar etrafında yapılanan yaşamlar gittikçe derinleşen bir ayrışmayı ve izolasyonu getiriyor. Daha da önemlisi, bu izolasyon isteniyor, arzulanıyor. Kimlik ve aidiyet hissinin anomim na-mekânlara bağlı olduğu, tekdüzeliğin, düzenin ve homojenliğin hâkim ilkeler olduğu bir bağlamda şehir, tiksindirici ve sapkın olarak görülüyor.

Yeni kentlilik

Bütün bu gelişmeler, özel alanın durmaksızın genişlediği bir sürecin iyice kemikleştiğini gösteriyor. Ailenin ve ehlileşmiş ilişkilerin yaşam içerisindeki baskın yeri orantısız biçimde artıkça, özel alandan kaynaklanan ilişkisellikler diğer toplumsallık biçimlerini ve ilişkileri yutar hale geliyor. Bu sürecin kentliliğin tanımı ve şehrin geleceği üzerine de kaygı verici sonuçlara gebe olduğu aşikar. Modern şehir ve kentlilik, kişiler üstülük, yakınlık ve samimiyet üzerinden değil farklılıklarla birlikte varolabilmeyi başaran bir medeniliği barındırıyorken, korunaklı mekânlarda yeşeren yeni kentlilik tahayyülünde öne çıkan, bilinirlik ve benzerlik yoluyla özgürlüğün yolunu açan bir toplumsal varoluş hali.

Kendini toplumsal ve mekânsal olarak kapatan gruplar “kentsel özgürlüğü” de yeniden tanımlıyor. Bu yeni kentlilik biçimi ve kentsel özgürlük, isimsizlik, heterojenlik, görünmezlik ve kozmopolit hayatın sunduğu zenginliklerin tam tersine denk düşüyor. Kentsel özgürlük, samimiyet, tanışıklık ve denetimi mümkün kılan yeni görünürlük biçimlerinde aranıyor.

Kendi na-mekânlarında, görünür fiziksel sınırlar ve görünmeyen denetleme teknolojileri yoluyla daha korunaklı olmaya çalışan Göktürk sakinleri, diğer toplumsal gruplarla ve sınıflarla aralarındaki toplumsal ve mekânsal mesafenin artmasından sevinç duyuyorlar. Ancak, muhtemelen tam da bu uzaklık yüzünden, şehir bu grup için bir kabus, kaos ve korku fantezisi haline geliyor. Şehirde mümkün olmayan güvenlik, aile ve çocuk-merkezli yaşamlar çevresinde aranıyor. Bu da giderek genişleyen, şişkin bir özel alanın oluşmasına ve bu oluşan alanın kamusal kent hayatının farklı alanlarını boğmasına yol açıyor.

Bu yazdıklarım kaygı verici. Kamusal kent hayatının en can alıcı öğelerinden biri de gazete ve basın. Kamusallığın kurulduğu/kurgulandığı bu önemli alanın da özel alanın orantısız şişmesine yenik düşmesinden de kaygı duymalı ve bu süreçlerin birbirleriyle ilişkisini görebilmeliyiz. Gazete köşelerinin arkadaşlarla sohbetlerin, aile ilişkilerinin, tıpkı günlük hayatımızda olduğu gibi samimiyetle ama mesafesiz bir ciddiyetsizlikle konuştuğumuz yerler haline gelmesiyle “türdeş gettolarda” olanlar aynı sürecin farklı veçheleri.

Biray Kolluoğlu / Doç. Dr., Boğaziçi Üni., Sosyoloji

ETİKETLER: kent
http://www.yapi.com.tr/haberler/kente-hangi-koseden-bakiyoruz_84058.html

Read Comment Section
İlk Yorumu Siz Yapın
Gönder

Yorumum onaylandığında e-posta ile bildir.

E-posta adresimle bültenlere abone olmak istiyorum

Haber gönderin Hemen haber gönderin

Sosyal Medyada Yapi.com.tr:

Abone Ol Yapı sektöründeki tüm gelişmelerden en önce siz haberdar olmak isterseniz e-bültenimize abone olun.
Bülten arşivine erişmek için tıklayın

REKLAM VERİN

Ajanda
TAMAMI » Bugünkü Etkinlikler BUGÜN:
Herhangi bir etkinlik mevcut değil!