STRONG>Devlet Bakanı Cevdet Yılmaz, Bloomberg HT haber kanalına
verdiği özel röportajda, Devlet Planlama Teşkilatının (DPT) 2023
stratejisi hakkında bilgi verdi ve ekonomik
gelişmeleri değerlendirdi.
DPT'nin 2023 stratejisinin Ekonomi
Koordinasyon Kurulunda ele alındığını kaydeden Yılmaz, stratejisinin meslek
kuruluşları ve diğer platformlarda da tartışılacağını ve gerekli çalışmaları
yaptıktan sonra Yüksek Planlama Kurulu Kararıyla resmileştirmeyi planladıklarını
söyledi.
2023 Stratejinin alt açılımları hakkında bilgi veren Yılmaz,
şunları söyledi:
''2023'ün alt açılımlarına baktığımızda bir defa
Türkiye, yeni yeni hedefler ortaya koyuyor. Ekonomik krizden de gerçekten olumlu
olarak ayrışmış bir ülke olarak geleceğe daha güvenle bakıyoruz artık. Gayri
Safi Yurtiçi Hasıla'yı 2 trilyon dolar civarında hedefliyoruz. Nüfusumuzun da o
tarihlerde 82 milyona ulaşmış olacağını tahmin ediyoruz. Dolayısıyla kişi başına
25 bin dolara yakın kişi başına milli gelir öngörüyoruz. Dış ticarette 500
milyon dolar ihracat, 1 trilyon doları aşan bir dış ticaret hacmi öngörüyoruz.
Yine sektörel olarak açılımlara baktığımız zaman en az 3 nükleer santrali olan
bir ülke öngörüyoruz. Eğitimde derslik başına öğrenci sayılarını 30'un oldukça
altına indirmiş, her alanda okullaşma oranlarını yükseltmiş bir ülke görüyoruz.
Diğer sektörlerde de böyle devam ediyor. Sonuçta bu gerçekten son derece önemli
bir hedef seti ve biz seçim beyannamemizi artık bunun üzerine inşa edeceğiz.
İlgili bütün kurumlarımız bu konuyu çalışıyorlar.''
''Demokratik
reformlarla, ekonomik reformlar paralel olmalı''
2023'e giderken
Türkiye'yi küresel bir aktör haline gelmiş, AB üyesi olmuş, bölgesinde çok
etkin, nüfuzu yüksek, ciddi bir ekonomik havza oluşturmuş bir ülke olarak görmek
istediklerini anlatan Yılmaz, bütün bunların yalnızca ekonomik büyüme ile
sağlanamayacağını, demokrasinin de daha üst noktalara çıkarılması gerektiğini
bildirdi.
Yılmaz, şöyle dedi:
''Demokratik reformlarla, ekonomik
reformların paralel gittiği bir süreç, başka türlü de olmaz bu. Bugün 21.
yüzyılda birinci sınıf bir ülke olacaksanız, itibarlı bir ülke olacaksanız,
vatandaşlarınızı mutlu kılacaksanız, demokrasi ile ekonomiyi eş zamanlı
götürmeniz lazım. Demokrasi ayağınız eksikse, ekonomik olarak, teknik olarak
ileri gitseniz bile dünyada itibarınız olmaz, kimse sizi birinci sınıf bir ülke
kabul etmez.''
DPT'nin kalkınma ile ilgili bir kurum olduğunu ve
kalkınma kavramının sadece büyümeden ibaret olmadığına işaret eden Yılmaz,
kalkınma kavramının çok geniş ve insan odaklı bakılması gereken bir kavram
olduğunu söyledi.
Yılmaz, şöyle devam etti:
''Bunun içinde
sosyal dengeler var, çevresel standartlar var ve demokratik standartlar var.
Bunları bütün olarak düşünmediğiniz sürece gerçek anlamda kalkınmış bir ülke
olamazsınız. Bizim partimizin isminde de zaten iki kavram var adalet ve
kalkınma. Kalkınma kavramını hayata geçirmeniz için bir taraftan çok hızlı
büyümemiz lazım. Büyük bir ekonomi olmamız lazım, bunun nimetlerini topluma,
değişik bölgelere ve kesimlere yaymamız lazım. Bunu da yine çevresel
standartlarla ve demokratik standartlara entegre etmeniz lazım. Bunu
yapmadığımız sürece kalkınmış bir ülke olamayız.''
Demografik fırsat
penceresi
Rekabet gücü yüksek bir Türkiye için katma değeri
yüksek ürünlerin üretilmesi gerektiğine işaret eden Devlet Bakanı Yılmaz, bunun
için AR-GE harcamalarının giderek yükseltildiğini, 2023'lere de doğru da AR-GE
harcamalarının milli gelire oranını yüzde 3'lere kadar çıkartmayı
hedeflediklerini kaydetti.
Türkiye'nin en büyük gücünün, insan gücü
olduğuna dikkati çeken Yılmaz, önümüzdeki 15-20 yıllık süreçte Türkiye'nin nüfus
artış hızının düşük, fakat nüfus içindeki genç nüfus kompozisyonunun yüksek
olacağını söyledi. Ülkelerin en hızlı büyüdükleri dönemlerin, bu dönemler
olduğunu ifade eden Yılmaz, Türkiye de bu dönemde iç çatışmaları azaltarak,
huzuru sağlayarak, istikrar içinde değerlendirirse 21. yüzyılın ilk çeyreğinde
büyük bir sıçrama yapabileceğini bildirdi.
Ülke genelinde, topyekün
kalkınmanın gerçekleşmesi için bölgesel potansiyelin harekete geçirilerek
değerlendirilmesinin önemine işaret eden Bakan Yılmaz, bu amaçla 81 ili
kapsayacak şekilde 26 bölgesel kalkınma ajansı kurulduğunu hatırlattı ve bu
bölgelerin ''ekonomik plan, istatistik bölgesi'' olduğunu ifade etti.
Halen 800 civarında nitelikli eleman istihdam edilen ajanslara geçen yıl
450 milyon lira kaynak tahsis edildiğini hatırlatan Yılmaz, bu kaynağın kaldıraç
etkisi gördüğünü ve en az kendisi tutarında bir yatırımı harekete geçirdiğini
anlattı.
Türkiye'nin 2023 hedeflerine, ancak potansiyeli harekete
geçirerek ulaşabileceğini vurgulayan Yılmaz, yatırımların gerçekleşmesi için
sıkı bir yerinden izleme sisteminin uygulandığını, ajansların, sadece kamunun
değil, özel sektörün de yatırımlarını takip ettiğini, ayrıca bölgesel
potansiyelin ulusal ve uluslararası tanıtımı konusunda önemli işlev gördüğünü
kaydetti.
Yılmaz, topyekün kalkınma seferberliği için sadece geri
kalkmış yöreler değil, Ankara, İstanbul, İzmir gibi gelişmiş bölgeler için de
bölgesel programlar gerektiğine işaret etti.
''GAP'ta sulama
kanallarının tamamlanması ile 760 bin kişi istihdam
edilecek''
GAP'taki sulama yatırımları hakkında da bilgi veren
Bakan Cevdet Yılmaz, şimdiye kadar 300 bin hektarın sulamaya açıldığını, sulama
yatırımlarının tamamlanması ile 1 milyon 50 bin hektar alanın sulu tarıma
açılacağını belirterek, böylece en az 760 bin kişinin istihdamının sağlanacağını
söyledi.
Halen 600 kilometreden fazla ana kanalın ihalesinin
tamamlandığını bildiren Yılmaz, yatırımların tamamlanması ile Türkiye'de
tarımsal üretimde patlama olacağını, tarımsal ürün ihracatının artacağını
anlattı.
|