br >
"Benim Kale'm"den satır başları
Sadık Özgür, Sivas’ın Divriği ilçesinde doğdu, büyüdü. Bugün yarattığı dünya
markasının ilk hayallerini buradaki Kale Dağı’nın gölgesinde kurdu. 9
yaşındayken ailesini geçindirmek üzere dana çobanlığı yapmaya başladı. 1991
yılında yaptırdığı ve Milli Eğitim Bakanlığı’na hibe ettiği ilkokulda adının
önünde yer alan 'Danacı' lakabı işte bu günlerden gelmektedir. Ardında Divriği
Cürek Maden Ocağında tornacı çırağı olarak işe başladı. Bu, hayatının belki de
en önemli dönüm noktası oldu. Bir dünya markasını yaratmasına sebep olan
zanaatını burada öğrendi. Azmi, çalışkanlığı ve saygısıyla kısa sürede
çıraklıktan ustalığa yükseldi.
150 kuruş maaşla başlayan ve 300 milyon dolar ciroluk bir dünya
markasına uzanan yolda Sadık Özgür’ün dönüm noktaları
Çocuk yaşta Cürek Madenlerinde çalışan Sadık Özgür, usta olduğunda tam 150
kuruş maaş bağlandı. Diğer ustalar kadar kazanmadığını, emeğinin karşılığını
almadığını düşündüğünde genel müdüre bir dilekçe yazdı ve aylığı 3,5 liraya
çıktı. İşte bu 3,5 lira Sadık Özgür’e İstanbul’un yolunu açtı. Hayallerini
gerçekleştirmek için İstanbul’a yola çıktığında cebinde tam 52 lira bulunuyordu.
Maaşından arta kalanlarla biriktirdiği 52 lira.
İstanbul’da iş bulması kolay olmadı. Hamallıkla başlayan İstanbul macerası
Devlet Deniz Yolları’nda müdürün odacısı olan bir hemşerisinin Sadık Özgür’ü
müdüre tavsiye etmesiyle hayallerine giden yolda ilk önemli adım haline geldi.
Sadık Özgür, bu fırsatı iyi değerlendirdi. Artık Haliç Tersanesi’nde tornacı
ustasıydı. Yeteneği, azmi ve çalışkanlığı takdir topladı. İstanbul’daki ilk
maaşı günlüğü 120 kuruş oldu.
20 yaşında askere gitti. Zanaatıyla burada da çok çalışmaya devam etti.
Karyola borularını, muslukları tamir ediyor, subayların evlerine tamirata
gidiyordu. Askerliğini tamamladığında komutanlarının sivil işçi kadrosuna
almak istediği Sadık Özgür şansını sivil hayatta deneyeceğini söyledi.
Tersanedeki işine geri döndü. Mesai bittiğinde ise hamallık, garsonluk yaptı.
Ekmeğini taştan çıkarmayı bildi.
Kilit Fabrikası ile ilk tanışma
O dönem DP iktidarı dönemiydi, özel sektörün yıldızı parlıyordu. İstanbul’da
hızla yeni fabrikalar açılıyor ancak bu fabrikalarda çalışacak yetişmiş eleman
bulunamıyordu. Sanatkâr kolay yetişmiyordu. Meslek okullarının sayısı da azdı.
Sadık Özgür özel sektördeki gelişimi görerek bu alanda iş aramaya başladı.
Gazetede gördüğü bir ilan üzerine Faruk Demirbağ’ın kilit fabrikasındaki işe
başvurdu ve torna tesviye ustası olarak işe başladı. Sadık Özgür kazandığı her
kuruşu özenle harcadı, para biriktirdi. Artık yepyeni bir hedefi vardı. Kendi
işinin patronu olacaktı. Saadet hanımla kendisine bir yuva kurdu. 4 evladı oldu.
Sıra iş kurmaya gelmişti. 2500 lira sermayeyle Mercan’da 40 metrekarelik bir
bodrum katında sadece tek torna tezgâhı ile artık işinin sahibiydi.
Patronluk hayatına 2 çırakla başladı, bugün 1800 kişiye istihdam
sağlıyor
Sadık özgür Mercan’daki atölyesinde işe karyola borusu yaparak başladı.
Demire, çeliğe şekil vermek onun işiydi. Sonra gaz ocağı ızgarası ve
sessiz kafes imal etti. Ürettiği ocak ızgaralarını kardeşleriyle pazarda sattı.
1956 yılıydı. Ülkede yaşanan döviz krizi ithalatı vurmuş, pek çok ithal mal
karaborsaya düşmüştü. Sadık Özgür piyasanın en çok muhtaç olduğu ürünü anlamaya
çalışıyordu. Sonunda asma kilit üretmeye karar verdi. Türkiye’de kilit sanayinin
miladı işte o gün başladı. Ürettiği ilk yerli kilit olan asma kilit piyasada yok
sattı.
Sadık Özgür, sektöre kalıcı biçimde damgasını vurmaya karar verdi.
Markalaşması gerekiyordu. Sonra ürettiği bütün kilitlerin adını o
belirledi. “ Kale”. Kale sağlamlık demekti. Kale kolay kolay geçit vermeyendi.
Kale ele geçirilmesi en zor olandı. Kale dağındaki o düşlerini gerçekleştirmiş
ama o dağı ve yaşadıklarını hiç unutmamıştı. Piyasanın nabzını piyasada
tutarak, gömme kilitten, kasa emniyet kilidi ve daireler için gömme kilitle
ürünlerini çeşitlendirdi. Bugün Kale Endüstri Holding bünyesindeki
şirketler, 350 den fazla çeşit kilit üretiminin yanı sıra çelik kapı, çelik
kasa, pencere sistemleri de üretiyor.
Davetsiz gidilen İran yolculuğu 11 milyon dolarlık iş
getirdi
1983’te Türkiye’de ihracata dayalı, serbest piyasa ekonomisi benimsendiğinde
Sadık Özgür de şansını İran’da denedi. Savaş döneminde ihracatçılar için
en cazip ülkelerden biri İran’dı. 1982 yılında Turgut Özal ve işadamlarının
İran’a gideceğini öğrenen Özgür, hayatını değiştirecek bir girişimcilikte
bulundu. Kafileye kaçak olarak karışarak biletsiz pasaportsuz İran’a uçtu. Oraya
götürdüğü numuneler büyük ilgi gördü ve devlet kuruşu olan İranlı alıcı ile tam
11 milyon dolarlık anlaşma imzaladı. O zaman kadar Kale Kilit’in yaptığı toplam
ihracat rakamı ise sadece 1 milyon dolardı. Davetsiz İran ziyaretiyle açılan
ihracat yolunda Kale Endüstri Holding bugün her yıl 60 milyon dolar ihracatla,
100’den fazla ülkeye kalite ve yüksek standartları getiriyor.
Devlet Üstün Hizmet Madalyası
Sadık Özgür’ün memleketine, ülkesine
yaptığı yatırımlar ve yarattığı değerler sadece hemşerileri tarafından değil
devlet tarafından da saygı gördü. Sadık Özgür 2009 yılında “Devlet Üstün Hizmet
Madalyası” aldı.
|