Prokem Mekanik Proje ve Tasarım kurucusu Reda İşleyen, çocukluğundan beri hayalini kurduğu bir işi yapıyor: Kadın bir makine mühendisi olarak kendi işini. "Mühendislik gibi erkek egemen mesleklerde kadının kendini kabul ettirmesi için daha çok emek harcaması ve daha çok ödün vermesi gerekiyor" diyen İşleyen; kadın mühendislerin mesleklerinde ilerleyebilmesi için aynı anda iki farklı alanda, iki farklı ve çelişkili role sahip olmalarının kaçınılmaz olduğuna işaret ediyor. Kurduğu Prokem Mekanık Proje ve Tasarım ile bugün Rusya'dan Türkmenistan'a, Irak'tan Cezayir'e birçok ülkede alışveriş merkezi, hastane binaları, endüstriyel tesisler, iş merkezleri, otel, konut, eğitim binaları ve lojistik depolar gibi pek çok tipolojide mekanik proje tasarım ve tesisat mühendisliği alanında hizmet veren İşleyen ile sektörde kadın olmayı ve projelerini konuştuk.
Kadın makine mühendisi olmanın zorluklarından bahsedilir. Siz bu mesleği seçmeye nasıl karar verdiniz?
Kütahya’da doğdum. Çocukluğumdan bu yana özgür ve sıra dışı bir hayatım oldu. Yaşıtlarım mutfak ya da el işi ile ilgilenirken, ben motor kullanıyordum. Fabrika, şantiye gibi ortamlarda vakit geçirmekten zevk alıyor, makinelerle ilgilenmek hoşuma gidiyordu. Oldukça demokrat olan babam kararlarımıza hiç karışmadı. Makine mühendisliği, en büyük hayalimdi. Üniversite boyunca okuldan arta kalan zamanlarımda torna tesviye dahil, pek çok fabrikada çalıştım. Benim için işin teorisini öğrenirken, pratik hayatı keşfetmek de oldukça keyifliydi. Makine mühendisi olarak kendi işimi yapmak ise çocukluğumdan bu yana hayalimdi. Bunun için her türlü zorluğu göze alarak başladım.
Reda İşleyenSektörde kadın mühendis olmanın artıları ya da eksileri nelerdir?
Kadının iş hayatına endüstri devrimi yani sanayileşme ile birlikte girdiği düşünülürse, tarladan ya da evden çıkıp iş hayatına atılması henüz çok yeni diyebiliriz. Ancak bu söylendiği kadar kolay olmadı diye düşünüyorum. Cinsiyet ayrımcılığının özellikle ülkemizde çok fazla olduğu düşünülürse, mühendislik gibi erkek egemen mesleklerde kadının kendini kabul ettirmesi için daha çok emek harcaması ve daha çok ödün vermesi gerekiyor.
Mühendislik, çalışma yaşamında erkek işi olarak nitelenen mesleklerden biridir ve erkek egemenliğinin yoğun olduğu meslek gruplarından biridir. Mühendisliğin eril niteliklerle özdeşleştirilen tarafsız, mantıksal, pragmatik, agresif ve yarışmacı özelliklere sahip olduğu varsayıldığı için, yapısal olarak kadınlara ait özelliklerle bağdaşmayacağı düşünülüyor. Bu konuda öncelikle mühendislik kavramını incelemek gerekiyor. Türk Dil Kurumu sözlüğünde ‘mühendislik’, "insanların her türlü ihtiyacını karşılamaya dayalı yol, köprü, bina gibi bayındırlık; tarım, beslenme gibi gıda; fizik, kimya, biyoloji, elektrik, elektronik gibi fen; uçak, otomobil, motor, iş makineleri gibi teknik ve sosyal alanlarda uzmanlaşmış, belli bir eğitim görmüş kimse" olarak tanımlanıyor. Görüldüğü üzere bu tanımın içinde cinsiyet ayrımı gözetilmemiştir.
Bir kadın mühendis mesleğinde ilerlemek istiyorsa öncelikle ev işleri ve çocuk bakımı yükümlülüklerini eksiksiz bir şekilde yerine getirmesi; işyerinde kadınlık rolünü ikinci planda bırakarak işini erkek gibi yapması, erkek egemen bu alanda mühendis olarak çalışabilmek için erkek gibi hissetmesi bekleniyor. Bu nedenle denilebilir ki, kadın mühendisler aynı anda iki farklı alanda, iki farklı ve çelişkili role sahip oluyorlar.
Hiç yılgınlığa kapıldığınız oldu mu?
Üniversitede sınıftaki 25 kişiden sadece 4'ü kadındı ve akademisyenlerin "neden makina mühendisi olmak istedin?" sorularının yanısıra "derslerini sıkı tutarsan en azından üniversitede kalıp asistan olursun, meslek hayatında pek de şansın olmayacak" gibi konuşmalar da beni yıldıramadı. Mezun olduktan sonra ilk olarak iş ilanlarındaki ayrımcılık çıktı karşıma. Doğrudan 'bay' eleman aranıyor veya dolaylı olarak 'askerliğini yapmış' eleman aranıyor ilanlarıyla karşılaştım sıklıkla. İnatla o işlere başvurmaktan vazgeçmedim. Bir şekilde iş ilanı engelini aşıp, iş görüşmesine çağrıldığımda ise "Neden mühendis oldunuz? Fiziksel işleri becerebilir misiniz? Satış ve pazarlamayı düşünür müsünüz? Evlenmeyi ve çocuk sahibi olmayı düşünüyor musunuz?" gibi pek çok soruyla karşılaştım. İş görüşmelerinde mesleğinize yönelik soruların sorulmasını ve bildiklerinizi aktarmayı beklerken, bu tarz sorularla karşılaşıyorsunuz.
Mezuniyetten sonra bir fabrikada işe başlamıştım; üretim bölümüne ilk girdiğimde çalışan tüm işçilerin yüzlerinde alaysı bir tebessüm görmüştüm. Hiç moralimi bozmadım; ama hep hissettiğim bir şey vardı, bir çift göz sürekli beni izliyordu. İşçilerden ve çalışanlardan, "Çok gençsiniz, yaşınız kaç? Hiç üretimde çalıştınız mı? Erkek işçileri yönetebilir misiniz? Evli misiniz?" gibi sorularla karşılaşıyordum. Bu ön yargıları yıkmak için her seferinde kendimi ispat etmek ve erkek meslektaşlarımdan 2 kat fazla çalışmak zorunda kaldım.
Eskiden şantiyelerin özgül koşulları da kadınlara göre düzenlenmiyordu ne yazık ki. Mesela bedeninize uygun kişisel güvenlik ekipmanı bulamazdınız. 36-37 Numara şantiye ayakkabısı hiçbir zaman olmazdı. Çoğu şantiyede kadınlar tuvaleti olmaz veya çok uzakta olurdu.
Prokem Mekanik Proje ve Tasarım şirketini kurduğunuz zaman nelerle karşılaştınız?
Bir kadın olarak en büyük zorlukları, mekanik proje tasarımı yapan Prokem Mekanik Proje ve Tasarım'ı kurduğum zaman yaşadım. Kendimi sektörde kabul ettirmek için projelerimi zamanında, titizlikle ve hep işin başında durarak tamamladım. Tüm tesisat projelerimi 3 boyutlu ve sahada uygulanabilir halde tasarladım. Dünya standartlarına bağlı kaldım. Çok kalabalık ekibi olan firmaların yapamadığı projelerde tercih edildim. Artık sektörde bilinen bir mühendisim, ama hala ilk yazışmalarda 'Reda Bey' olarak mailler geliyor.
Nedense bu sektörde genelde kadınlar satış mühendisi olarak çalışıyor; sahaya çıkan bir kadın bulmak çok zor. Ne yazık ki meslektaşlarım kendini yeterince geliştirmiyor. Bu sektörde tek başına firma kurmuş ve yöneten kadın sayısı bir elin beş parmağını geçmez; belki o kadar bile yoktur. Ortaklık yapısı ile çalışanlar olsa da, sahayı da tasarımı da bilen bir kadın yönetici olarak sektörde kendimi tanıtmam için erkeklerden daha fazla efor harcamam gerektiği kesin. "Topuklu ayakkabılarla saha gezilmez" ya da "Burada kadınlar tuvaleti yok" söylemi bile bana kadın mühendise karşı bir mobbing gibi geliyor.
Prokem Mekanik Proje ve Tasarım'ı nasıl ve ne zaman kurdunuz?
Üniversiteden sonra Bursa’da bir firmada çalışmaya başladım; ancak özel hayatım nedeni ile İstanbul’a taşınma kararı aldım. Sektörün duayenlerinden olan Öcen Mühendislik’te Ömer Köseli ile çalışmaya başladım. Projeyi biliyordum; ama uygulamayı ve sahada ne yapıldığını öğrenmek için sahaya çıkmam gerekiyordu. Kanal nereye asılır, fan coil nereye yapılır, bunu öğrenmek istiyordum. 6 sene boyunca orada çalıştıktan sonra kendi ofisimi kurmak istedim. O sırada bir uygulama şirketi bana ortaklık teklif etti. Kendi proje ofisimi kuracak, kendi elemanlarımı alacaktım. Benim için büyük bir şans olduğunu düşünerek, kabul ettim; kendi ekibimi kurdum ve çalışmalara başladım. Çok büyük bir otel zincirinin işi ile birlikte 5 büyük proje almışlardı. Ben orada proje müdürü olarak, ancak işin ortaklığını alarak çalışmaya başladım. 2008-2009 krizinde yaşanan bir takım ekonomik sıkıntılar nedeni ile şirketle yollarımı ayırdım ve kendi şirketimi kurma kararı aldım.
Şirketi kurup telefonu bağlattıktan bir gün sonra gelen telefon ile birlikte Rusya’da büyük bir otel projesini ve şirketimin ilk işini almış oldum. 1 sene içinde ofisimi ve ekibi tam anlamı ile kurmuş, ekibim ile Türkiye’de ve dünyada pek çok işe imza atmıştık. Bizim işimizde yaptığınız projeler referansınız oluyor. Geçmişte yaptığım çalışmalardan dolayı beni bilen kişilerle çalışmalarıma halen devam ediyorum. Örneğin Türkiye’nin sayılı mimarlık firmalarından Tekeli Sisa Mimarlık ile Irak’da AVM, Çanakkale’de özel bir arap fabrikası ve okul gibi pek çok proje yaptık.
|