AKM'nin Son Hali Görüntülendi
“AKM'de Taammüden Suç İşlenmektedir”
AKM'ye İlk Kazma Vuruldu
AKM'nin Makus Talihi
AKM Neden Yıkılamaz?
AKM mi Yıkılacak Olan Yoksa...
Erdoğan'ın AKM Restine TMMOB'den Yanıt
Erdoğan'dan AKM Resti
"AKM’yi Yıkıma Terk Etmek...
Mimarlar Yeni AKM Projesi'ni...
'Yeni AKM'nin Tanıtım Filmi Yayınlandı
Yeni AKM İşte Böyle Olacak!
AKM'nin Proje Tanıtım Lansmanı...
AKM'nin Yıkılması Cumhuriyet’in...
Erdoğan Açıkladı: AKM Yıkılıyor,...
Geleceğe Dünden Bakmak: Mimarlıkta...
Kaderine Terk Edilen AKM
"Dünya Kültür Miras Listesinde yer alan ve İstanbul’ da mimarlık tarihi için önem arz eden kültür varlıkları, geçmişleriyle var olma çabasını hala sürdürmekle birlikte çoğu anıt da yok olma tehlikesiyle karşı karşıya ne yazık ki. Tarihi eseri korumak, onu eskisine benzeterek inşa etmek demek değildir, bunu idrak edebilmeliyiz öncelikle."
Zaman yorar her şeyi, Yıpranır onlar da gün be gün… Ama hiç şikâyet etmeden saklarlar anılarımızı dilsiz ve sağır… Son günlerde gündem yine AKM’nin yıkılacağı haberleriyle meşgul olmuşken, yapının politik geçmişine bir göz atmakta fayda var. AKM, 1939' da İstanbul Opera Binası olarak projelendirilmişti aslında… II. Dünya Savaşı nedeniyle yapım süreci durdurulan ve DP- CHP iktidarlarının da yapının inşasını askıya almaları sebebi ile 1956 senesinde mimar Hayati Tabanlıoğlu ile yeni macerasına başlayan yapı nihayet 1969 yılında açılarak kültürel faaliyetlerine başlamıştır. 1 yıl sonrasında her nasılsa yeni açılan binanın onarımı gerekir ve bu süreç de koca bir sekiz sene sürer. Yapı 1978' de tekrar açılır ve yıllarca konser, film gösterimi, opera, tiyatro, dans gibi gösterilere ev sahipliği yapar. Sadece Batı müziği değil Anadolu ezgilerinin de melodileri yankılanır duvarlarında. Yapı, 1999'da 1.Grup Tescil Kültür Varlığı olarak onaylanır ve koruma altına alınır. Ancak 2005 senesinde bir anda tamamen ortadan kaldırılması / yıkılması gündeme gelir. Bu görüş medyada büyük bir tepki ile karşılanır ve böylelikle gelen tepkiler sayesinde binanın yıkımı önlenir. Ancak AKM' deki tüm etkinliklere de son verilir ve bina güvenlik sebebi öne sürülerek boşaltılır. Binanın restore edilmesi beklenirken yargı yoluyla bu karar da iptal edilir. Sonraki süreçte binanın güçlendirilmesi ve organik halinin korunup yenilenmesi 2009' da yeniden gündeme gelir ve bunun üzerine taraflar mutabık olurlar. Sabancı Vakfı' nın desteğiyle binanın güçlendirme çalışmaları başlar ancak 2013' de çalışmalar Kültür Turizm Bakanlığı kararı ile durdurulur, çünkü Gezi Direnişi başlamıştır. Bu direnişin bir simgesi haline gelen binanın yıkılıp, yerine barok tarzda bir opera binasının yapılacağını söyler dönemin başbakanı konuşmasında. 2017 yılına gediğimizde, hala bu kararsızlıklarla çürüme noktasında bekleyen yapı için, Hayati Tabanlıoğlu’nun oğlu mimar Murat Tabanlıoğlu’nun yeni projesi sunulur halka; cephede orijinal bina ile benzerlikler taşıyan fakat aslında bambaşka bir proje… İşte AKM' nin talihsiz geçmişi… Elbette 23 yılda vücut bulmuş bir eserin, birçok duygu ve hatıraya eşlik etmiş bir yapının yıkımına sessiz kalmak, kabul edilebilir değil. Fakat yapıya gerekli hiçbir müdahalede bulunmadan onu kendi kaderine terk etmek de, o binanın sessizce ölümü demek. Bu noktada Mimarlar odasının AKM' yi koruyan bir restorasyon projesini hayata geçirme fikrini daha doğru buluyorum. Fakat ülkemizde ne yazık ki restorasyon-restitüsyon çalışmaları bürokratik prosedürlerden ibaret bir sürece dönüşmüştür. Şehirde el atılan hemen her yer değişim/ dönüşüm / yok olma tehlikeleriyle karşı karşıya kalmıştır. Dünya Kültür Miras Listesinde yer alan ve İstanbul’ da mimarlık tarihi için önem arz eden kültür varlıkları, geçmişleriyle var olma çabasını hala sürdürmekle birlikte çoğu anıt da yok olma tehlikesiyle karşı karşıya ne yazık ki. Tarihi eseri korumak, onu eskisine benzeterek inşa etmek demek değildir, bunu idrak edebilmeliyiz öncelikle. Korumak ve yıkmak birbirlerine tamamen iki zıt fiildir. Belki de insanlara şu bilinç sunulabilir; kültürel mirasın korunması yalnızca elit insanlar veya seçkinler tarafından temsil edilen bir olgu değildir. Kamusal yapılar halk içindir mimarlık dilinde. Koruma ve yaşatmanın önemini anlayan, geçmişine saygı gösteren toplumların daha aydın ve refah olacağı / olduğu aşikârdır. Umuyorum ki, AKM'nin talihi bu son açıklanan projeden sonra değişir ve en azından içinde bulunduğu belirsizlikten kurtularak geçmişin bir tekrarı yaşanmadan ve en önemlisi yine aynı lokasyonda "opera binası" işlevini devam ettirecek bir bina olarak kent siluetindeki yerini alır. Bu yazı; Msgsü Mimarlık Tarihi Yüksek Lisans Programı “Mimarlıkta Çağdaş Tartışmalar” Dersi Kapsamında Hazırlanmıştır. Zemzem Ece Msgsü Mimarlık Tarihi Yüksek Lisans Öğrencisi Kaynaklar http://newsturk.ru/2017/11/06/predstavlen-grandioznyiy-proekt-kulturnogo-tsentra-akm/ Yrd. Doç. Dr. Hayri Fehmi Yılmaz “Tarihi Çevre” ders notları |