TÜ Genel Jeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Okan Tüysüz, Bayındırlık ve İskân Bakanlığı Afet İşleri Genel Müdürlüğü'nün 1996 tarihli "Deprem Bölgeleri Haritası"nın artık geçerliliğinin kalmadığına dikkat çekerek haritanın değiştirilmesi gerektiğini söyledi.
12 Mart Çarşamba akşamı saat 20.53'te meydana gelen Çınarcık merkezli 4.8'lik deprem, İstanbul'u bekleyen ve unutulan büyük tehlikeyi yeniden gündeme getirdi. Prof. Dr. Okan Tüysüz, bugün inşaat yapılırken yer ivme değerinin 1996 tarihli haritaya göre belirlenmesini eleştirerek, "Afet İşleri Genel Müdürlüğü'nün haritası 1996 tarihinde doğruydu ancak bugün doğru değil. Özellikle İstanbul'da çok şey değişti " dedi.
"Deprem Bölgeleri Haritası" nın yapıldığı dönemde Marmara Denizi'nin içindeki fay hatlarının bilinmediğini ifade eden Tüysüz, 17 Ağustos 1999 depreminden sonra bu fayların tespit edildiğini anlattı. Marmara Bölgesi'nin kuzeyinin deprem haritasının fayların yerine bağlı olarak değiştiğini belirten Tüysüz, "Mesela Silivri bugün haritada 2. derece deprem bölgesi olarak görünüyor ama biliyoruz ki Silivri depremde en çok sarsılacak yerlerden biri" dedi. Tüysüz, İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin hazırladığı zemin türünü dikkate alarak sarsıntıyı hesaplayan haritasının yürürlüğe konulması gerektiğine dikkat çekerek, "Harita yapıldı ama belediyede duruyor. İnşaat yaparken isterseniz bu haritayı baz alabilirsiniz ama bu zorunlu değil. Bir müteaahhit de masraflı olduğu için belediyenin haritasını kullanmayı tercih etmiyor " diye konuştu.
Tüysüz, İstanbul'un değişen deprem risk haritasını özetle şöyle anlattı:
"Çekmece'den başlayan Silivri ve Tekirdağ'a kadar giden bölge, 2. derece deprem bölgesi olarak biliniyordu. Bugünkü hesaplara göre faya en yakın bölgelerden biri. Dolayısıyla 1. derece deprem bölgesi olmalı. Ümraniye, bugünkü tahminlere göre 2. derece deprem bölgesinde; oysa mevcut haritada 1. derecede görünüyor. İstanbul'un Anadolu yakasında ise kıyıdan uzaklaştıkça riskin azaldığı görülüyor. Ancak bu durum mevcut haritada yok. Oysa binaların depremde ayakta kalabilmesi için risk derecelerine göre inşa edilmesi büyük önem taşıyor."
|