Foto: Edirnekapı
Bir zamanlar çevresi surlarla çevrili olan
İstanbul'a giriş ve çıkışların yapıldığı yaklaşık 60 kapının
bazıları, zaman içinde bulunduğu semte adını verirken, birçoğu da sadece tarihin
tozlu sayfalarında kaldı. Bizans ve Osmanlı dönemlerinde İstanbul'u çevreleyen
'Marmara', 'Haliç' ve 'kara'
surlarındaki kapılar, sabah saatlerinde açılır, akşam kapatılırdı. Kentte
yıllarca hizmet veren tarihi kapıların birçoğu günümüze kadar ayakta kalamazken,
bazıları bulunduğu bölgeye verdiği isimle yaşamaya devam ediyor. Adı yaşanan bir
olay sonrasında oluşan ve bir dönem yoğun olarak kullanılan, günümüzde ise
sadece tarih kitaplarında anılan kapılar, İstanbul'un görülmesi gereken yerlerin
de başında geliyor. Bizans ve
Osmanlı döneminde açılan Marmara surları üzerindeki kapılar şöyle:
- Yedikule'de sahil yolu üzerindeki 'Mermerkule Kapısı', - Çevresindeki
nar ağaçlarından adını alan 'Debbağ Kapı' da denilen 'Narlı Kapı', -
Bizanslıların 'Porta Psamatia' dedikleri 'Samatya Kapısı', - 'Davutpaşa
Kapısı', - Bizans döneminde 'Blanga veya Vlanga Kapısı', Osmanlı döneminde
önce 'Yeni Langa Kapısı' denilen 'Yenikapı', - Piri Reis'in 'Bab-ı Kum' adını
verdiği, bir iskeleye ve kumluğa açılan ve günümüzde olduğu gibi 18. yüzyılda da
'şen meyhaneler'in yer aldığı 'Kumkapı', - Küçük Ayasofya Kilisesi'ne
gidenlerin kullandığı, Osmanlı zamanında adı 'Kadırga Limanı Kapısı' olarak
değiştirilen 'Sofia Kapısı', - Bizanslıların 'Porta Ferrata' ve 'Porta
Marina' dedikleri, Osmanlı dönemindeki adı 'Çatladısu Kapısı' olan
'Çatladıkapı'. Osmanlı zamanında kapının adı 1532 yılında yaşanan depremde
burçlarından birinin çatlaması üzerine 'Çatladıkapı' olarak değiştirildi.
Kapının önünde Türk cündileri cirit oynar, halk da alanın çevresini hıncahınç
doldurup müsabakaları izlermiş. Evliya Çelebi'nin seyahatnamesinde, Çatladıkapı
civarında Bizanslılar devrinde 4 köşe bir dev sureti olduğunu, Akdeniz'den
düşman gemileri göründüğü zaman bu dev suretinden ateş çıktığını ve düşman
gemilerini yaktığını öğreniyoruz. - Bizans Sarayı'na açılan 'Bukoleon Sarayı
Kapısı', - Topkapı Sarayı'nın ahırlarına açılan 'Ahırkapı'. Burada ahırların
bulunduğu kaynaklarda yer alsa da kimi İstanbullulara göre bu kapının adı 'ahir
(son)' kelimesinden geliyor. - 'Balıkhane Kapısı', - Sepetçiler
Kasrı'nın yanında olduğu var sayılan 'Hasırcılar Kapısı'. Kapının sur
penceresinden sarayda boğdurulanların cesetleri denize atılırmış. - 'Ayia
Maria Hodegetria Kapısı', - Adını Bizans döneminin Mangana Sarayı'ndan alan
ve artık kapalı bulunan 'Mangana Kapısı', - Adını Bizans'ın azizlerinden
Ayios Yeoryios'ten alan 'Aya Yorgi Kapısı', - Osmanlı döneminde açılan
'Demirkapı', - Osmanlı döneminde büyük olasılıkla değirmene açılan 'Değirmen
Kapısı', - Topkapı Sarayı'nı korumak için
yerleştirilen toplardan adını alan 'Top Kapı'. Kapı, Fatih Sultan Mehmet'in
yaptırdığı 'Saray-ı Cedid-i Amire' adlı saraya da ''Topkapı Sarayı'' olarak
adını verdi.''
Foto: Bir Edirnekapı
gravürü
Haliç kapıları
Marmara'dan Haliç'in içine doğru uzanan surlar üzerinde bulunan ve çoğu
günümüze ulaşamayan kapıların isimleri de şunlar:
- (Eugenios Kapısı) ya da 'Kentenarios Kapısı',
- Osmanlı döneminde açılan 'Uğrakkapı', - Fatih Sultan Mehmet'in
açtırdığı ve bir zamanlar kıyıdaki yalıya gidilen 'Yalı Köşkü Kapısı', -
Sirkeci'deki 'Porta Veteris Rectoris' ya da 'Porta Bonu', - Türklerin
'Bahçekapısı' veya 'Cıfıt/Cühut Kapısı' da dedikleri 'Tersane Kapısı'. Bu kapı
mezbahaların bulunduğu alandaydı ve her gün burada yüzlerce hayvan kesiliyordu.
Bahçe Kapısı'nın 1850 yılında yıktırıldığı rivayet edilir.
- 'Yeni Cami Kapısı', - Mısır Çarşısı cümle kapısının tam karşısına düşen
'Balıkpazarı (Perama) Kapısı', - Fetih'ten önceki adı 'Porta Saint Jean de
Cornibus' olan ve yanında borçlarını veremeyenlerin hapsedildiği bir zindan
bulunmasından adını alan 'Zindan Kapısı',
- Osmanlılardan önce işkence yapılan bölgede bulunan 'Odun Kapısı/Porta
Droungarion Viglae', - 'Ayazma (Agisma) Kapısı'. Eskiden, altından kentin
lağım suları Haliç'e aktığından buradaki iskele de 'Bokluk İskele' olarak
adlandırıldı. - Bizanslıların 'Porta Platea' dedikleri 'Unkapanı' veya
'Dakik Kapanı' kapısından kente giren her türlü zahirenin içerideki kapan
denilen toptancı pazarına taşındığı biliniyor. - Osmanlılar zamanında açılan
'Yeni Cami Kapısı', - 'Tüfenkhane Kapısı'. Evliya Çelebi, İstanbul'daki 5
baruthaneden birinin burada olduğunu yazmaktadır. - 'Cibali Kapısı'. Mısır
Sultanı Kladon'un şeyhi olan ve at kılından bir cübbe giydiği için 'Cebe Ali'
olarak adlandırılan kişinin, İstanbul'a saldırdığı kapıdır. Fatih Sultan Mehmet,
ordusu ile İstanbul surlarını sardığı zaman ekmekçi başı olan ve askerlere ekmek
yetiştiren Cebe Ali vefat ettiğinde de kapı civarına gömülür.
- 'Porta İspigas', - 'Aya Kapısı', şehrin fethi sırasında 'Ayadede'
namında birinin 300 Nakşibendi ile buradan kaleye hücum ederken şehit düşmesi ve
kapının civarına gömülmesi nedeniyle bu adla anılır. - 'Profitu Prodorumu
Kilisesi Kapısı', - Bizans döneminde olmayan, Kanuni Sultan Süleyman'ın
açtırdığı 'Ayakapı', - Geride kapısı kalmasa da 'Porta Petrion', 'Porta
Sidera', 'Pili Petriou' adlarını bırakan 'Petri Kapısı'ndan içeride eski
zamanlarda Rum beyzadelerin görkemli konakları bulunuyordu. - 'Porta Faros'
ve 'Porta Fenari' diye adlandırılan 'Fener Kapısı'. Kapının iç ve dış
taraflarında Rum evleri, patrikhanenin ve metropolitlerin ikametgahları vardı.
- 'Diplofaros Kapısı', - Bizans döneminden kalan ve 'İmparatorluk
Kapısı' da denilen 'Basileos Kapısı', - Bizans dönemindeki adı 'Kinegion
Kapısı' olan 'Küngoz Kapısı', - Rumca saray anlamındaki 'palatiyon'
kelimesinin Türkçede 'Balat Kapusu'na dönüşmesinden oluşan 'Balat Kapısı',
Blahernai Sarayı'na açılıyordu. - Adını II. Beyazıt'ın sadrazamlarından olan
ve Yavuz Sultan Selim'in öldürttüğü Atik Mustafa Paşa'dan alan 'Atik Mustafa
Paşa Kapısı', Bizans döneminde 'Ayia Anastasia Kapısı' olarak biliniyor.
- Adını 'Ayvan Saray'dan alan 'Ayvansaray Kapısı'. Osmanlı döneminde Bizans
surlarındaki mahzenlere hayvan konulduğu ve bu yüzden semte 'Hayvan Sarayı'
denildiği söyleniyor. Osmanlı, buradaki Bizans sarayına kemerli yüksek bina
anlamında 'Eyvan' denildiği için 'Eyvan Saray' adı ortaya atılıyor. Kapının
Bizans dönemindeki adı 'Kliomenes Kapısı'. - 'Dideban Kapısı', Bizans
dönemindeki 'Ksiloporta Kapısı'. Haliç surlarının en uç noktasındaki bu kapı bir
ara 'Eyyub el-Ensari Kapısı' adıyla da anılıyor. Osmanlı'nın Farsçadan aldığı
dideban, nöbetçi karakol, bekçi anlamına geliyor.''
Kara surlarındaki
kapılar İstanbul'un Haliç
kıyısından Marmara kıyısına doğru olan kara surlarındaki kapılar ise şöyle:
- 'Blahernai Kapısı', - 'Porto Regia' veya 'Regia Kapısı', - Adını
eğriliğinden alan 'Eğri Kapı'dan Tekfur Sarayı'na giriliyor. Eğrikapı ile ilgili
olarak tarihe geçen bir vaka da Topkapı Sarayı hazinelerinin en değerli
objelerinden olan Kaşıkçı Elması'nın buradaki çöplükte bulunması. - Eğrikapı
ile Edirnekapı arasında 'Saray Kapısı' ve 'St. Callinique Poternası' adlı
örülmüş ve gömülü kalmış iki küçük kapı bulunuyor. - Bizanslıların 'Pempton
Kapısı' dedikleri 'Sulukule Kapısı' adını mahallede sakalarla yapılan su
kavgalarından aldı. - Bizans dönemindeki adı 'Rhesium Kapısı' olan
'Mevlevihane Kapısı', 'İçeri Yeni Kapı' veya 'Cibali Yeni Kapısı', günümüzde
'Mevlana Kapı' olarak biliniyor. Adı Osmanlı döneminde buradaki Mevlevi
tekkesinden gelen kapı, İstanbul'un fethinden sonra açıldı. - Bizansların
'Porta tou Kalagru' olarak adlandırdıkları 'Kalagru Kapısı', - 'Silivri
Kapısı'na Bizans döneminde 'Pege Kapısı' denilirdi. Kapının Grekçe kitabesinde
'Hayat verici kaynağın tanrıca korunan bu kapısı, dindar imparator İoannis ile
İmparatoriçe Maria Paleologos'un ortak hükümdarlıkları döneminde 1438 (veya
1433) yılının Mayıs ayında Manuel Bryennios Leontari'nin emeği ve harcamaları
ile yapılmıştır' yazılı.
Balıklı Ayazması'nın karşısında bulunması dolayısıyla Bizanslılar zamanında
Silivrikapı'nın ayrı bir önemi vardı. İmparator Mihail Paleologos'un generali
Alexios Stategopulos, 1261 yılında bu kapıyı zorlayarak şehre girmiş ve Latin
İmparatorluğu'na son vermişti. 1422'de 2. Murat İstanbul'u kuşattığı zaman
çadırını bu kapının karşısında, Balıklı Ayazması sahasına kurdu. Fatih'in
kuşatmasında da bu kapı karşısına 3 top yerleştirildi. Silivrikapısı, 1509
depreminde zarar görüp 2. Beyazıt tarafından onarıldı. - Bizans döneminde
'Ksilokerkos Kapısı' olarak bilinen 'Belgrad Kapısı', - Bizanslıların 'Porta
Auera/Güzel Kapı' dedikleri 'Yaldızlı Kapı' veya 'Altın Kapı' bugün Yedikule
Surları'nın içinde ve ayakta duruyor. 'Yaldızlı Kapı', Bizans döneminde seferden
dönen imparatorun şehre büyük bir törenle giriş yaptığı kapı olarak biliniyor.
İstanbul'un fethindeki 2 önemli kapı
Osmanlı padişahı 2. Mehmet'in
İstanbul'un fethi sırasında ordularını konuşlandırdığı 'Topkapısı' ve
'Edirnekapısı', günümüzde de kentin önemli merkezlerini oluşturuyor.
Bizans dönemindeki adıyla 'Porta Charsius' ve
'Porta Myriandron/Mezarlık Kapısı' adlarıyla bilinen 'Edirnekapı', şehrin 7
tepesinin en yükseğinin (86 metre) üzerinde bulunuyor. Osmanlı zamanında Edirne
yönünden gelen sultan, Edirnekapı'dan içeri girer, çarşı meydanından başlayan
uluyol kentin en büyük caddesi olarak Ayasofya Meydanı'na ve sarayın ''Bab-ı
hümayun'' denilen kapısına ulaşırdı. Bizans imparatorları gibi Osmanlı
padişahları da sefere çıkarken askeri ve dini törenlerde zafer alaylarında daima
bu yolu ve bu kapıyı kullanırdı. 2. Mehmet, kuşatma sırasında karargahını
Bizans'taki adı 'Ayios Romanos Kapısı' olan 'Top Kapısı' önüne kurdu. En ağır
top atışları da buradan yapıldı.
'Topkapı' ve 'Edirnekapı', İstanbul'un fethinde önemli rol oynadı.
Yeniçeriler, şehre bu 2 kapı arasında açılan gediklerden girdi. Fetih gününün
şiddetli savaşlarında Edirnekapı yakınındaki Antemiyus surunun son kule
kapısından geçen yeniçeriler, iç surun üzerine çıktı. İç ve dış sur arasındaki
yeri müdafaa eden Bizans askerleri geriye bakıp Türkleri görünce kaçmaya
çalıştı, fakat kalabalıktan Edirnekapı'dan içeriye giremediklerinden
birbirlerini çiğneyip ölü olarak yığıldılar. Son Bizans imparatoru
Konstantin'in de Topkapı'nın iç taraflarında yapılan çarpışmalarda öldüğü
biliniyor. Bu arada, Galata'daki Azapkapı ve
Üsküdar'daki Paşakapısı da İstanbul'un kapılı semtleri olarak hala varlıklarını
koruyor.
|