BR> Kara surlarındaki
kapılar İstanbul'un Haliç
kıyısından Marmara kıyısına doğru olan kara surlarındaki kapılar ise şöyle:
- 'Blahernai Kapısı', - 'Porto Regia' veya 'Regia Kapısı', - Adını
eğriliğinden alan 'Eğri Kapı'dan Tekfur Sarayı'na giriliyor. Eğrikapı ile ilgili
olarak tarihe geçen bir vaka da Topkapı Sarayı hazinelerinin en değerli
objelerinden olan Kaşıkçı Elması'nın buradaki çöplükte bulunması. - Eğrikapı
ile Edirnekapı arasında 'Saray Kapısı' ve 'St. Callinique Poternası' adlı
örülmüş ve gömülü kalmış iki küçük kapı bulunuyor. - Bizanslıların 'Pempton
Kapısı' dedikleri 'Sulukule Kapısı' adını mahallede sakalarla yapılan su
kavgalarından aldı. - Bizans dönemindeki adı 'Rhesium Kapısı' olan
'Mevlevihane Kapısı', 'İçeri Yeni Kapı' veya 'Cibali Yeni Kapısı', günümüzde
'Mevlana Kapı' olarak biliniyor. Adı Osmanlı döneminde buradaki Mevlevi
tekkesinden gelen kapı, İstanbul'un fethinden sonra açıldı. - Bizansların
'Porta tou Kalagru' olarak adlandırdıkları 'Kalagru Kapısı', - 'Silivri
Kapısı'na Bizans döneminde 'Pege Kapısı' denilirdi. Kapının Grekçe kitabesinde
'Hayat verici kaynağın tanrıca korunan bu kapısı, dindar imparator İoannis ile
İmparatoriçe Maria Paleologos'un ortak hükümdarlıkları döneminde 1438 (veya
1433) yılının Mayıs ayında Manuel Bryennios Leontari'nin emeği ve harcamaları
ile yapılmıştır' yazılı.
Balıklı Ayazması'nın karşısında bulunması dolayısıyla Bizanslılar zamanında
Silivrikapı'nın ayrı bir önemi vardı. İmparator Mihail Paleologos'un generali
Alexios Stategopulos, 1261 yılında bu kapıyı zorlayarak şehre girmiş ve Latin
İmparatorluğu'na son vermişti. 1422'de 2. Murat İstanbul'u kuşattığı zaman
çadırını bu kapının karşısında, Balıklı Ayazması sahasına kurdu. Fatih'in
kuşatmasında da bu kapı karşısına 3 top yerleştirildi. Silivrikapısı, 1509
depreminde zarar görüp 2. Beyazıt tarafından onarıldı. - Bizans döneminde
'Ksilokerkos Kapısı' olarak bilinen 'Belgrad Kapısı', - Bizanslıların 'Porta
Auera/Güzel Kapı' dedikleri 'Yaldızlı Kapı' veya 'Altın Kapı' bugün Yedikule
Surları'nın içinde ve ayakta duruyor. 'Yaldızlı Kapı', Bizans döneminde seferden
dönen imparatorun şehre büyük bir törenle giriş yaptığı kapı olarak biliniyor.
İstanbul'un fethindeki 2 önemli kapı
Osmanlı padişahı 2. Mehmet'in
İstanbul'un fethi sırasında ordularını konuşlandırdığı 'Topkapısı' ve
'Edirnekapısı', günümüzde de kentin önemli merkezlerini oluşturuyor.
Bizans dönemindeki adıyla 'Porta Charsius' ve
'Porta Myriandron/Mezarlık Kapısı' adlarıyla bilinen 'Edirnekapı', şehrin 7
tepesinin en yükseğinin (86 metre) üzerinde bulunuyor. Osmanlı zamanında Edirne
yönünden gelen sultan, Edirnekapı'dan içeri girer, çarşı meydanından başlayan
uluyol kentin en büyük caddesi olarak Ayasofya Meydanı'na ve sarayın ''Bab-ı
hümayun'' denilen kapısına ulaşırdı. Bizans imparatorları gibi Osmanlı
padişahları da sefere çıkarken askeri ve dini törenlerde zafer alaylarında daima
bu yolu ve bu kapıyı kullanırdı. 2. Mehmet, kuşatma sırasında karargahını
Bizans'taki adı 'Ayios Romanos Kapısı' olan 'Top Kapısı' önüne kurdu. En ağır
top atışları da buradan yapıldı.
'Topkapı' ve 'Edirnekapı', İstanbul'un fethinde önemli rol oynadı.
Yeniçeriler, şehre bu 2 kapı arasında açılan gediklerden girdi. Fetih gününün
şiddetli savaşlarında Edirnekapı yakınındaki Antemiyus surunun son kule
kapısından geçen yeniçeriler, iç surun üzerine çıktı. İç ve dış sur arasındaki
yeri müdafaa eden Bizans askerleri geriye bakıp Türkleri görünce kaçmaya
çalıştı, fakat kalabalıktan Edirnekapı'dan içeriye giremediklerinden
birbirlerini çiğneyip ölü olarak yığıldılar. Son Bizans imparatoru
Konstantin'in de Topkapı'nın iç taraflarında yapılan çarpışmalarda öldüğü
biliniyor. Bu arada, Galata'daki Azapkapı ve
Üsküdar'daki Paşakapısı da İstanbul'un kapılı semtleri olarak hala varlıklarını
koruyor.
|