BR> Kartal
Mimar Zaha
Hadid'in hazırladığı Kartal Kentsel Dönüşüm Projesi, Pendik ve Kartal sahil,
Kartal Merkez ve E-5'ten sahile inen, taş ocağını da içine alan 555 hektarlık
bir alanı kapsıyor. Projede, ağırlıklı iş kuleleri, az sayıda konut, kültürel
alan, opera evi, park, oteller, restoranlar, yat limanı ve marina
olacak.
Kartal, kentsel dönüşüm projeleri ile İstanbul'un en önemli
merkezi iş alanları bölgesi ve kültür-sanat merkezi olacak.
Bu arada,
Kadıköy Fikirtepe, Bağcılar, Sarıyer Derbent, Armutlu ve Karanfilköy,
Gaziosmanpaşa Malkoçoğlu, Üsküdar, Ümraniye, Sultanbeyli, Tuzla'nın da bazı
bölgelerinde kentsel dönüşüm gerçekleştirilmesi için çalışmaların sürdüğü
öğrenildi.
Fatih ve Beyoğlu
Tarihi tescilli
kültür varlıklarının yoğun olarak bulunduğu Fatih ve Beyoğlu belediyeleri, 8
ayrı bölgede yenileme projesi yürütüyor.
Fatih Belediye Başkanı Mustafa
Demir, 5366 sayılı Yıpranan Tarihi ve Kültürel Taşınmaz Varlıkların Yenilenerek
Korunması ve Yaşatılarak Kullanılması Hakkında Kanun kapsamında Neslişah ve
Hatice Sultan Mahalleleri (Sulukule), Fener-Balat, Ayvansaray Türk Mahallesi,
Yalı Mahallesi, Süleymaniye, Yedikule-Gazhane-Yenikapı, Nişanca ve Sultanahmet
bölgelerinde yürütülen yenileme çalışmaları anlattı.
Demir, 2005 yılında
başlatılan Sulukule Projesi'nin 90 bin metrekarelik alanda 620 daire, 45 dükkan,
bir butik otel ve bir de kültür merkezini kapsadığını belirterek, yapılacak 620
dairenin 620 mülk sahibine verileceğini, 430 kiracıya da uygun ödeme
koşullarıyla Taşoluk'ta ev verildiğini kaydetti.
Mülk sahiplerinin yüzde
98'i ile uzlaştıklarını, uzlaşılamayan yüzde 2'sini de mülkiyetin intikalinde
sıkıntı olanlar, kayyuma düşenlerin oluşturduğunu ifade eden Demir,
''Sulukule'de bir tane bile mal sahibinin açtığı dava ile karşılaşmadık. Dünyada
bunun örneği yok'' dedi.
Demir, evlerin ilk değerinin peşinat olarak
kabul edildiğini, bina bittikten sonraki inşaat maliyetini de ev sahibinin 180
ayda ödeyeceğini belirterek, ''Bu arada ev sahiplerine ayda 400, kiracılara ayda
300 lira kira yardımında bulunuyoruz. Onların iş sahibi olmaları için kurslar
açtık. Proje sadece evlerin yıkılıp yeniden yapılması değil, Türkiye'de dönüşüm
ve sosyal proje adına örnek olacak. Üniversitelerde okutulacak örnek bir proje
olacak'' diye konuştu.
Çalışmaların başladığını ve projenin 2012 yılının
ilk çeyreğinde tamamlanmasının planlandığını bildiren Demir, yapılan dairelerin
söylendiği gibi villa değil, 60-120 metrekare arasında değişen evler olduğunu
söyledi.
Demir, ''Mimari tarzları Osmanlı-Türk mimarisi çizgileri olacak.
Ne sokak siluetlerini, ne ada yapılarını bozduk. Yenilemeyi tarihten geldiği
gibi koruyarak yaptık. İnanılmaz renkli bir proje'' dedi.
Sulukule'de
koruma kurulu tarafından onaylanan imar planları kayıtlarına göre 22 olan
tescilli korunması gereken bina sayısını yaptıkları çalışmalar sonucunda 46'ya
çıkardıklarını vurgulayan Demir, orada tarihe saygılı bir yapı oluşmasını
istediklerini kaydetti.
Demir, Sulukule'de 2005 yılında çalışmalara
başlamadan önce eğlence evi olarak çalışan 3 ev olduğunu tespit ettiklerini
belirterek, şöyle konuştu: ''Roman kültürünün devam
ettirilmesi için bütün çizgileri koruduk. Evlerin önünde taşlıkları, sohbet
edecekleri alanları vardı. Evin arkasında herkesin ortak kullanacağı mekanlar
vardı. Bunları aynen koruduk. Yeni yapılan evlerde de Romanların kültürlerini
devam ettirebilecekleri mimari ve fiziki alt yapı var. Oradaki halkın asimile
edildiği konusu çok tartışıldı ama bu süreçte Romanlar kendilerini muhafaza
edebildiler mi? Çalışmalara başlamadan önce üniversiteyle yaptığımız bir anket
vardı. Buna göre, Sulukule'de 'Ben romanım' diyenlerin oranı yüzde
17'ydi''.
''Satmamaları için tapuya şerh bile koydurduk''
Proje
öncesinde 100 metrekarelik bir evin değeri 10 bin lirayken şimdi bunun 100, 150
bin liraya çıktığını ifade eden Demir, ''Böylesine iki mahalleye proje
yapıyorsunuz. Burada muhakkak ciddi bir rant oluşacaktır. Proje başlamadan
herkesi çağırdık, tek tek konuştuk. 'Ben mülkünüzün garantisiyim, burada bu
kadar cefa çektiniz, sizden ricam mülkünüzü satmayın' dedim. Onların mülklerini
satmamaları için tapuya şerh de koydurduk. Fakat buna rağmen mülk satılabiliyor.
Ne yaparsanız yapın, mülk satışının önüne geçemiyorsunuz ama hala bize
güvenenler var''.
Sulukule'deki kiracılara, TOKİ'nin Taşoluk'ta yaptığı
binalarda peşinatsız, KDV'siz, damga vergisiz, ayda 250 lira 180 ay ödemeli ev
sahibi olabileceklerini anlattıklarını belirten Demir, ''Herkes güle oynaya
kabul etti. 250 lirayı ödeyemeyenlere 100 lira daha katkıda bulunduk. Dayanıp
orada duran, evlerini muhafaza edenlere gidip gelmelerini kolaylaştırmak için
servis koyduk. Taşoluk'a giden kiracıların evlerini 20-30 bin liraya
devrettiklerini duyuyorum, üzülüyorum. Bu çok kötü bir şey. Çocuklarına miras
bırakabilecekleri evlerini satıyorlar'' dedi.
Fener –
Balat
Demir, Fener Rum Patrikhanesinden başlayan ve Ayvansaray'a
kadar sur kenarındaki 534 binayı ilgilendiren 80 bin metrekarelik Fener-Balat
yenileme projesinin koruma kurulları tarafından onaylandığını ve ihalesinin
yapıldığını belirterek, projenin uygulama aşamasına geldiğini
söyledi.
Projenin 2007 yılında ihalesinin gerçekleştirildiğini belirten
Demir, belediyenin mülk sahipleri ve kiracıların haklarını koruma noktasında
devreye girdiğini, inşaatı ihaleyi kazanan firmanın yapacağını
kaydetti.
Dairelerin kat karşılığı mantığı üzerinden yapılacağını ifade
eden Demir, şu bilgileri verdi: ''Örneğin 150 metrekarelik bir
yeriniz var. Bittikten sonra '75 metrekare yer alacaksın' diyoruz. İnsanlar
tepki gösteriyor. 'Benim 150 metrekare yerim vardı, şimdi bana 75-80 metrekare
yer veriyorsunuz' diyor. Sulukule ve diğerlerinde şunu gördük; bir yeri yenileme
alanı ilan ettiğiniz zaman insanların beklentileri birden yükseliyor.
Beklentilerin 10 katına çıktığını gördüm. 150 metrekare yerine 75 öneriyoruz,
ama buralar yıkılıp yeniden yapılıyor, bir inşaat maliyeti var. Proje sonunda
150 metrekarelik bir dairenin değeri 100 bin lirayken 80 metrekarenin değeri 300
bin lira olacak. Ciddi bir rant oluşacak ama insanlar mülklerinin artı değerine
değil metrekareye bakarlar''.
Demir, Fener-Balat
projesinde örneğin 150 metrekare dairesi olanlara ilave 25 metrekarenin inşaat
maliyetini ödeyerek, 75 yerine 100 metrekare almalarını sağlayabileceklerini
belirtti. Eyüp'ten Haliç'e sahil kesimindeki görüntünün çok kötü olduğunu, terk
edilmiş gibi göründüğünü ifade eden Demir, ''Her an yıkılmaya yüz tutan binalar
İstanbul'a yakışmıyor. Fener-Balat'ta kendi mülkünüz olabilir ama burası şehrin
ortak kültürel değeri. 'Burada bir yerim var, kalsın' diyemezsiniz. Biz belediye
olarak bunlara müdahale etmek zorundayız ama mülk sahibinin hakkını gözetiyoruz.
Bunları gerçekleştirmek, insanları memnun etmek, kurduğunuz hayali vatandaşa da
kurdurmak gerçekten çok önemli. Proje sonunda burası İstanbul'un prestij mekanı
olacak'' diye konuştu.
Fener-Balat'taki 256 tescilli kültür varlığını
324'e çıkardıklarını bildiren Demir, şöyle devam etti: ''Buradaki binalar 50
metrekare üzerine kurulu 3 katlı binalar. 150 yıl önce bir evde, bir aile
oturuyordu. Giriş katta ıslak zeminler, üst katlarda oturma ve yatak odaları
vardı. Şimdi her katta bir aile oturuyor ve her kata ıslak zeminli mahaller
oluşturulmaya çalışılmış. Sonuçta izolasyon yapmak mümkün değil. Bu binalar
İstanbul'un sanayi döneminde yapıldığı için yönleri de Haliç'e değil, karaya
bakıyor. Binaların hepsinin sırtları Haliç'e, yüzleri şehre bakıyor. Bunun da
yönünü değiştireceğiz. Çok heyecanlıyız. Projeyi 2014 yılından önce
bitireceğiz''.
|