Didem Arslan Yılmaz tarafından hazırlanan ve Habertürk Kanalı’nda
yayınlanan 'Türkiye’nin Nabzı' programında, dün akşam (9 Şubat 2012) İstanbul’un
altyapısını ve görünümünü 10 yıl içerisinde değiştirecek kentsel projeler, mimar
Prof. Dr. Ahmet Vefik Alp, mimar Dr. Sinan Genim, mimar Hakan Kıran, ŞPO
İstanbul Şubesi Başkanı Tayfun Kahraman ve kent tarihçisi Süleyman Göncüoğlu
tarafından tartışıldı. Bu kapsamda konuşulan kentsel projeler arasında; 3.
Köprü, Taksim Yayalaştırma ve Kanal İstanbul ile birlikte Kentsel Dönüşüm konusu
da yer aldı.
Programın ilk konuşmasını gerçekleştiren mimar Prof. Dr. Ahmet Vefik Alp,
tartışma konusuna küresel ölçekte yaklaşarak, bilişim ve teknolojideki hızlı
gelişim ile büyükşehirlere yaşanan göçün son dönemde kentleri etkileyen temel
konulardan biri olduğunu anlattı. Bu bağlamda gelecekte büyükşehirleri bekleyen
ciddi sıkıntıları sıralayan Alp, çevre kirliliği ve hizmet yoksunluğunun
bunların başında geldiğini ifade etti.
“Her şeyin esasında büyüğü kötü bence” diyen Alp, İstanbul’un hormonlu bir
şehircilik neticesi olduğunu belirtti. Bununla birlikte Alp, büyük projelerin
hepsinin İstanbul’da yer alıyor olmasından duyduğu endişeyi de dile getirdi.
İkinci konuşmacı olan mimar Dr. Sinan Genim ise şehirlerin gelişmesinin
normal olduğunu söyledi. Şehirlerin gelişmeye devam edeceklerini, bütün ütopik
romanlarda nüfusun şehirlerde toplandığını aktaran Genim, ‘hormonlu şehircilik”
diye bir şeyin olmadığını vurguladı. Genim, “Bu şehrin tarihinde İstanbul, 6.
defa yenileniyor” ifadesine yer verdiği konuşmasında komple teorilerinin
toplumun gelişmesine engel olduğunu belirtti. Genim Anadolu’da başka cazibe
merkezleri yaratılabileceğini de sözlerine ekleyerek Finans Merkezi Projesi ile
ilgili endişeleri olduğunu aktardı.
Herkesin İstanbul ile ilgili kafasının karışık olduğunu belirterek sözlerine
başlayan kent tarihçisi Süleyman Göncüoğlu ise, "İstanbul’un bir yönetim
felsefesi yok, olmadığı için de İstanbul’a bütün olarak bakılamıyor" dedi.
Kendisinin İstanbul’un gelenekselliğinin korunmasından yana olduğunu anlatan
Göncüoğlu, modern bir şehir olarak kurulan Ataşehir’de yapılmakta olan camiye
değindi.
"Biz kentsel dönüşüm yaparken sosyal dönüşümde çıkmaza gireceğiz" diyen
Göncüoğlu, bu kentin nasıl gelişeceğinin oturtulamadığını ve kente lokal olarak
bakıldığını ifade etti. Bu anlamda bütüncül bir bakış açısının önemine değinen
Göncüoğlu, "Modern mimariye çok uyacak bir yerde klasik için ısrar ediyorsunuz
ama geleneği, kadim mimarinin savunulacağı bir yerde modern mimarlıkta ısrar
ediyorsunuz ve çatırdamalar başlıyor. Tenkitten teklife gelişecek projeler
sekteye uğruyor" dedi. Bu anlamda, Topçu Kışlasını yeniden inşa edilmesinin de
bir anlamı olmadığını aktaran Göncüoğlu, "duygusal bir bağ kuramıyorum"
dedi.
Mimar Hakan Kıran ise, İstanbul ile ilgili hazırladığı iki projeden kısaca
bahsetti. Mimarların ne düşündüklerini anlatmaktan çok çizmeleri gerektiğini
anlatan Kıran, göç olgusuna odaklanarak kültür konusuna değindi.
"Hangi İstanbul’dan konuştuğumuz çok önemli" diyen Kıran, insanların farklı
bakış açılarıyla İstanbul’u tanımlayabileceğini söyledi. Kafa karışıklığı
konusunda ise geçmişte bir plana, projeksiyona sahip olunmadığı sorununa değinen
Kıran, son 5-6 senedir planlama çalışmalarının yoğunlaştığını aktardı.
ŞPO İstanbul Şubesi Başkanı Tayfun Kahraman ise, "Bugün burada tartıştığımız
projelerin hepsi de İstanbul ile ilgili" ifadesiyle başladığı konuşmasına
günümüzde Türkiye’de yerel seçimler haricinde çok fazla İstanbul haricindeki
kentler için proje önerilmediğine vurgu yaparak devam etti. Kahraman,
"İstanbul’a bu kadar yüklenmenin sonucu ne olacaktır. Bunu iyi tespit etmemiz
gerekiyor" diyerek projeci yaklaşım nedeniyle resmin bütününü kaçırıldığını
anlattı.
İstanbul için son 6 senedir 1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Planı’nın
yapılmakta olduğuna dikkat çeken Kahraman, tartışılmakta olan projelerin
hiçbirinin bu planda yer almadığına vurgu yaptı.
"Plan disiplininden kopmak İstanbul’u büyük bir kafa karışıklığına
sürüklüyor" diyen Kahraman, soylulaştırma projelerine, kentsel dönüşüm konusuna
ve sanayinin kentin dışına taşınmasına yönelik eylemlere dikkat çekerek
"İstanbul’u 'Dubai'leştirmemek gerekiyor" diyerek sözlerini tamamladı.
Taksim Yayalaştırma Projesi ve 3. Köprü gibi 'Yeni İstanbul'u tanımlayan
büyük projelerin tartışıldığı programda ayrıca; İstanbul'un yitirilen yapıları,
silueti olumsuz etkileyen projeler, güncel cami mimarisinin nasıl olması
gerektiği de katılımcı konuşmacılar tarafından gündeme getirildi. Program, yeni
projelerin İstanbul'a ve İstanbullara neler vaadettiği ve kenti gelecekte ne
gibi gelişmelerin beklediği sorusunun konuşmacılar tarafından sırayla
yanıtlanmasıyla son buldu.
|