15.06.2009 tarihinde onaylanan ve kentin anayasası niteliğindeki üst
ölçekli İstanbul Çevre Düzeni Planı ve 2010 Avrupa Kültür
Başkentliği projesi önümüzdeki yıllarda İstanbul’un mekânsal olarak
farklılaşacağını, ekonomisinin kökten dönüşeceğini, nüfus yapısının önemli
biçimde değişeceğini ve sanayisizleşmeyle birlikte birçok İstanbullunun
mahallesini, ilçesini ve kenti terk edeceğini duyuruyor. 1/100.000 ölçekli
Planın raporunda “İstanbul’un kapsamlı bir yapısal dönüşüm sürecinden geçerek
küresel ölçekte güçlenmiş bir kent olması amaçlanmaktadır” denilmektedir.
Planda mevcut nüfus artışının devam etmesi halinde, 2023 yılında İstanbul ili
nüfusunun 22-25 milyon olarak hesaplandığı, ancak plan hedef nüfusunun 16 milyon
kişi olacağı, doğuda Düzce ve Bilecik, batıda Tekirdağ yönüne doğru sanayinin
taşınması sonucu bu hedefin gerçekleştirileceği, belirlenen 16 milyon nüfusun 10
ayrı alt bölgeye sektörel beklentilere uygun olarak dağıtılacağı
belirtilmektedir. 2000 yılı itibariyle, %32’si sanayi, %60’ı hizmet ve %8’i de
tarım olarak görülen istihdam yapısının, %70 hizmet, %25 sanayi ve %5 tarım
olarak değişmesi hedefleniyor. Projeksiyon yılı olarak Cumhuriyetin 100. yılı
olan 2023’ün seçilmesi bilimsel değil sembolik bir anlam taşıyor. 2006-2009
arasında hazırlanan planın 17 ya da 14 yıllık bir kestirimde bulunması planın
genel yaklaşımı için de ciddi bir gösterge olarak.
Sektörel senaryo
Yapılan bölge senaryosunda İstanbul’un hizmet ve karar üreten, Tekirdağ,
Kocaeli, Sakarya, Bursa ve Bilecik’in sanayi, Kırklareli, Edirne, Balıkesir ve
Çanakkale’nin tarıma dayalı sanayi kentleri olması hedeflenmiş, nüfusun da bu
sektörel senaryoya göre şekilleneceği varsayılmış. ÇDP ile doğal ve yapay
eşikler dikkate alınarak belirlenen 10 alt bölge ve bu bölgelerdeki çalışan
nüfus ve sektörel gelişme beklentileri ile mevcut eğilimler ve büyük projeler ve
yatırım kararları bir arada değerlendirildiğinde, planın hedeflerine ulaşmasının
kolay olmadığı görülmektedir.
1 Nolu Alt Bölge; İstanbul’un Anadolu yakasının kuzey
bölümünü, Beykoz, Şile ve Çekmeköy ilçelerinin bir bölümünü kapsamaktadır.
Nüfusun kısmi artacağı, tarım ve sanayiden hizmetlere geçecek olan bölgede
dikkat çeken büyük ölçekli proje ve yatırımlar arasında planda yer almayan
3.köprü güzergâhı ve çevre yolları dikkat çekiyor. Bu devasa yatırımın bölgede
olması en azından nüfus hedeflerinin gerçekleşme olasılığını ortadan
kaldırmaktadır. Bu bölge 2B uygulamaları açısından da en riskli bölgelerden
biridir. Ayrıca Şile ve Ağva’nın gelişme alanı, Riva’nın yat limanı lejantı ile
işlevlendirilmesi, Acaristanbul gibi tartışmalı projeler de bu bölgededir. 3.
Köprü ile ilgili birçok sermaye grubunun arsa topladığı yönünde medyaya yansıyan
haberler de düşünülerek bu bölgenin çok ciddi bir gelişme baskısı yaşayacağı
söylenebilir.
2 Nolu Alt Bölge; Sancaktepe, Çekmeköy, Beykoz, Sultanbeyli,
Pendik ve Tuzla ilçelerini kapsıyor. Bu bölgede yer alan ilçeler, İstanbul’un 80
sonrası aldığı göç ile ve büyük ölçüde yasadışı konut bölgeleri olarak gelişmiş
ve sonradan yasallaşmış yerleşmelerdir. Tarımdan hizmetlere radikal bir geçiş
öngörülen bölgede dikkat çeken büyük ölçekli proje ve yatırımlar arasında
Formula 1, özel üniversiteler ve kapalı siteler yer alıyor. Ayrıca su
havzalarının yakınına bölgesel donatı (D) ve Turizm Merkezi lejantı getirilen bu
bölge de yine 2B uygulamaları açısından en riskli bölgelerden biridir. Bu
bölgenin bir yandan gelişmesini sürdüreceği diğer yandan da sosyal ve mekânsal
olarak dönüşmeye devam edeceği, ancak sektörel ve nüfus hedeflerinin bir arada
gerçekleşmeyeceği, tarımdan hizmetlere doğru böylesi bir dönüşüm olacaksa nüfus
ve yapılaşma baskısının önlenemeyeceği söylenebilir.
3 Nolu Alt Bölge Maltepe, Kartal, Pendik, Tuzla ilçeleri ile
Adalar ilçesini kapsamaktadır. Nüfusun iki kat arttığı, ancak sektörel bir
dönüşümün yaşanmadığı bölgede dikkat çeken büyük ölçekli proje ve yatırımlar
arasında Kartal’ın Bilgi ve Teknoloji temelli alt Merkez olarak belirlenmesi ve
Kruvaziyer Liman önerilmesi, Pendik ve Tuzla tersanelerinin dönüşümü, Maltepe
Vadisinin Kiptaş, TOKİ ve özel sektör lüks konut yatırımları ve özel üniversite
yatırımlarıyla geliştirilmesi, sanayi alanlarının desantralizasyonu, Kartal’da
ünlü starmimar Zaha Hadid’e sipariş edilen dönüşüm projesi, Başıbüyük, Gülsuyu,
Gülensu gibi hukuki durumu netleşmemiş mahallelerin dönüştürülmesi sayılabilir.
Marmara denizine yeni yapay sosyal etkinlik adaları öngörülmesi de son derece
tartışmaya açık bir karar olarak görünüyor. Bu bölgenin mekânsal olarak oldukça
farklılaşacağı ve mülkiyet el değiştirmelerinin en yoğun yaşanacağı yerlerden
biri olacağı ileri sürülebilir.
4 Nolu Alt Bölge Üsküdar ve Kadıköy ilçeleri ile bunların
uzantısı olarak gelişen Ümraniye ve Alaşehir ilçelerini kapsamaktadır. Nüfusun
kısmi arttığı, sanayiden hizmetlere geçen bölgede dikkat çeken büyük ölçekli
proje ve yatırımlar arasında Finans Merkezi’ne dikkat çekmek gerekmektedir.
Toplu konut alanı olarak gelişen Ataşehir’de önemli ofis ve ticaret talebi
yaratacak bu büyük ölçekli yatırım dışında Haydarpaşaport da son derece
tartışmalı bir başka gündemdir. Ümraniye’deki alt merkez kararı orman alanlarını
ve su havzalarını riske etmektedir. Kadıköy’deki Salıpazarı’nın kaldırılması,
Corner Hotel gibi konular da önemli tartışma yaratmıştır. Bu bölge özellikle
yapı ve nüfus yoğunluğu açısından en büyük artışı yaşayacak bölge olarak
değerlendirilebilir.
5 Nolu Alt Bölge İstanbul’un Avrupa yakasının kuzeyi olarak
belirlenmiştir; Sarıyer, Şişli ve Eyüp ilçeleri kısmen bu bölgeye girmektedir.
Nüfusun kısmi olarak arttığı, sanayiden hizmetlere geçen bölgede dikkat çeken
büyük ölçekli proje ve yatırımlar arasında öncelikle planda yer almayan 3.köprü
güzergâhı ve çevre yolları bulunmaktadır. Bu devasa yatırımın bölgede olması en
azından nüfus hedeflerinin gerçekleşme olasılığını ortadan kaldırmaktadır. Bu
bölge 2B uygulamaları açısından da en riskli bölgelerden biridir. Ayrıca Mevcut
MİA işlevlerinin yoğunlaştığı bölge sektörel hedefler tutturulsa bile yapı ve
nüfus yoğunluğu açısından spekülasyona açık olarak yorumlanabilir. 3. Köprü ile
ilgili birçok sermaye grubunun arsa topladığı yönünde medyaya yansıyan haberler
de düşünülerek bu bölgenin çok ciddi bir gelişme baskısı yaşayacağı
söylenebilir.
|