Anadolu yakasında Çekmeköy ve Sancaktepe, Avrupa yakasında Arnavutköy ve
Başakşehir İstanbul’un önemli yerleşim merkezleri konumuna geldi. Üçüncü köprü
ile birlikte; Kurtköy, Çekmeköy, Beykoz, Maslak, Kemerburgaz, Ayazağa,
Arnavutköy, Çatalca şehrin yeni ulaşım aksını oluşturacak. Her iki yakanın
kanatlarında yer alan; Kartal-Tuzla ve Küçükçekmece-Silivri-Çerkezköy bölgeleri
de son dönemlerde kayda değer gelişimler gösteriyor.
Tüm Mühendisler ve Mimarlar Birliği Platformu Genel Başkanı Remzi
Kozal, İstanbul’un merkezinden irtibatla bu bölgelere ulaşım
sağlanmasının kolay olmayacağı görüşünde... “Her ne kadar metro da devreye
sokulsa yeterli olmayacak” diyor.
“Lineer olarak yatay bir hat üzerinde karşılıklı olarak konuşlandırılan
ulaşım sistemi bu kanat bölgelerinin merkezle olan entegrasyonunu yeterince
sağlayamayacak. Kanatlar ancak, ikinci ve üçüncü köprülerle irtibatlı olarak
kuzeyden sağlanacak bağlantılarla hem merkeze ve hem de birbirlerine sağlıklı
olarak bağlanabilecekler. Zaten kanatlarda da gelişim daha ziyade kuzeye doğru
bir hareketlenme gösterecek. Bütün bu gelişmeler gayrimenkul alıcıları için de
tercih önceliklerini beraberinde getiriyor.”
‘Kredi kullanacaklar beklemesin'
Bankaların genel olarak kredi faizlerini aylık yüzde 1’in altına çekmesi ve
vadelerin 140 aya kadar uzatılması tüketicilerin ilgisini çekti. Merkez
Bankası’nın faizlerdeki son 0,25 puanlık indirimi, bankaların faiz indirimleri
üzerindeki olumlu etkiyi sürdürecek. Kozal, bu dönemi konut almak isteyenler
için (hem fiyat hem de kredi faiz ve vadeleri açısından) bir fırsat olarak
değerlendiriyor.
Emlak piyasalarında başlayacak canlanma, satılık konut sayısı azaldıkça
kredi maliyetleri düşse dahi fiyatları yükselteceini söyleyen Kozal, “Kredi
kullanacaklar için beklemek, konut fiyatlarında oluşacak artış nedeniyle
dezavantaj oluşturacak. Genel olarak, ekonomik kriz nedeniyle; son 2 yıl
içerisinde inşaat yapımı büyük ölçüde hız kesti. İkinci el konutlarda ise;
özellikle 2000 yılı öncesi inşa edilen konutlar; gerek deprem açısından riskli
olması gerekse günün modernliğini yeterince karşılayamaması nedeniyle daha az
talep alacak ve fiyatları da pek bir artış gösteremeyecek. Özellikle yeni deprem
yönetmeliğine göre inşa edilen konutlar nispeten daha fazla talep alacaklar.”
diyor.
Öte yandan modern anlayışla tasarlanmış, sosyal ve teknik altyapısı yüksek
nitelikli siteler içerisinde yer alan konutlar - yatırım ve yerleşim olarak -
daha fazla tercih ediliyor.
Acıbadem ve Nişantaşı'nda talep yüksek... Peki ya diğer
semtler?
Talepler semte göre değişiyor. Kozal, Anadolu yakasında Acıbadem’in; Avrupa
yakasında ise Nişantaşı’nın birinciliği koruduğunu söylüyor ve ekliyor:
“Özellikle, belli seviyedeki seçkin ailelerin, belli ölçüde yabancıların
tercih ettiği bu semtlerde arsa bulunmadığı için sıfır bina pek mümkün
değil. Çok sınırlı sayıdaki sıfır binada yer alan konutlar ise İstanbul’da en
fazla fiyat artışı yaşanan konutlar arasında yer alırken, böyle bir konut bulup
satın alabilmekte ayrıca şans işi… Eski ağırlığını kaybeden Bağdat Caddesi, bir
ölçüde Acıbadem Caddesi’nin canlanmasını sağlamış durumda. Ancak, Acıbadem ve
Koşuyolu semtlerinde arsa olmadığı için yeni bina inşa edilemiyor, sınırlı inşa
edilenlerin de çok pahalı olması nedeniyle; aileler Çekmeköy bölgesindeki modern
sitelere doğru kayıyor. Nişantaşı ve Etiler’de de durum değişmiyor. Gelir durumu
daha yüksek kişilerin tercih ettiği bu iki semtte de boş arsa bulmak çok zor.
Yeşilyurt, Florya ve Ataköy’de oturanlar ise depremden sonra tercihlerini
Kemerburgaz’dan yana kullanmaya başladı. Yine Bahçeşehir belli kesimlerce tercih
edilen bir başka bölge konumunu taşıyor.”
Mayıs ayında artış başlıyor
Emlak piyasalarına bakıldığında; Türkiye’de emlak yatırımı yapmak isteyen
yabancılar ve ucuza ev almak isteyenler için kârlı bir dönem. Ancak 2010 yılının
Nisan-Mayıs-Haziran aylarındaki mevsimsel artışlarla birlikte fiyatlar ivme
kazanacak. Kozal, bunun bazı yatırımcılar için büyük bir fırsat olduğunu
vurguluyor.
“Hatta bugün için, talebi yüksek semt ve projelerden uygun fiyattan konut
alanlar Mayıs-Haziran aylarında satıp iyi para da kazanabilirler.”
Üçüncü köprü İstanbul'un ve Türkiye'nin marka değerini
artıracak
“Kültür başkenti olmaya hazırlanan İstanbul ve son yıllarda dünya
konjoktüründeki gelişmeler neticesinde adeta bir çekim merkezine dönüşen
Türkiye’nin; sıradan projelerin ötesinde, marka değeri oluşturacak simgesel
projelere yönelmesi bir ihtiyaç olarak ortaya çıktı. Bundan sonra gerek
ülkemizin marka değerini ve bilinirliğini arttıracak; bununşa beraber turizmden
daha fazla pay almasını, yatırım çekmesini ve emlak değerini arttırmasını
sağlayacak projeleri hayata geçirmek bir zorunluluk haline geldi.
Bunun aksini düşünmek, ne kültür başkenti olmaya hazırlanan İstanbul’a ve ne
de dünya devletlerinin ön saflarında yer almak için yürüyen Türkiye’ye yakışmaz.
Mutlaka ki, bu projeleri hazırlamak ve uygulamak için de işi yabancılara ihale
ve havale ederek değil; dünya çapında başarılara imza atan mimarlarımıza,
mühendislerimize ve müteahhitlerimize ihale ederek sonuçlandırmalıyız. Bu
konudaki en önemli projelerden birisi, belki de ilki, üçüncü boğaz köprüsü
olacak. Bu proje, İstanbul’un ve Türkiye’nin marka değerini arttıracak
projelerin çok önemli bir göstergesi...
|