Marmara için Korkutan Uyarı:...
Prof. Dr. Naci Görür'den Marmara...
Elazığ Depremiyle İlgili 8...
Bakan Kurum: “Kentsel Dönüşümle...
İlhan Kesici: “Deprem Bakanlığı...
AFAD Elazığ’daki Son Durumu Paylaştı
TBMM'de Deprem Araştırma Önergeleri...
Kentsel Dönüşüm için Seferberlik Çağrısı
Deprem Tedbirleri Hayat Kurtarıyor
"Güvenli Yapılar Konusunda...
Yapı Denetim Hizmeti Almış...
İmar Affından Yararlanan...
"Yaşanan Felaketlere Rağmen...
Fay Hatlarını Değil, Depreme...
"Depreme Fiziksel Olduğu Kadar...
Elazığ Depremi Uyardı: Riski...
Meslek Odaları'ndan Deprem Açıklaması
İMSAD ve GYODER'den Deprem Açıklaması
Elazığ'da 6.8 Büyüklüğünde Deprem
İstanbul için Felaket Deprem Senaryosu
Bilim insanları beklenen İstanbul depreminin yaşatacağı insani ve ekonomik yıkıma dikkat çekerek uyardı: “Bir an önce önlem alınsın. İstanbul gibi büyük bir kentte facia yaşanır.”
Türkiye, günlerdir depremi konuşuyor. Elazığ’da meydana gelen deprem sonrasında herkesin aklında tek bir soru var. Depreme hazır mıyız? İstanbul için olası bir deprem senaryosunda, 48 bin binanın çökeceği ve depremin büyüklüğünün 7,5 büyüklüğünde olacağı konuşuluyor. Peki, 1999 Marmara depremini acı bir şekilde yaşayan İstanbullular, geçen 20 yılda ne gibi önlemler aldı? Sözcü’den Sibel Gülersöyler ve Özlem Güvemli’nin haberinde; soruyu TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası İstanbul Şube Başkanı Nusret Suna yanıtladı. Suna, 1999 depreminde Avcılar ilçesi ile deprem merkezi arasının 100 kilometre olduğunu belirterek, “O dönem Avcılar, Pendik ve Tuzla ilçelerindeki binaların çoğu ağır hasar almış ve çökmüştü. 3 binden fazla yapımız ağır hasar gördü, 50 bin yapı tamamen yıkıldı, 30 bin yapı az ve orta hasara uğradı. Bine yakın İstanbullu vatandaşımız da hayatını kaybetti. O günden bu yana baktığımızda, çöken binaların enkazları kaldırıldı. Peki az ve orta hasarlı binalara ne yapıldı biliyor musunuz? O binalar sıvandı, boyandı ve kiralandı ya da satıldı. Vatandaşlarımız da mağdur oldukları için, bile bile o deprem güvenliği olmayan binalarda oturmaya başladılar ve hala oturmaya devam ediyorlar.” dedi. Suna, “Eski Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki, 2018 yılında İstanbul’da 600 bin hasarlı binanın yer aldığını açıklamıştı. 2018 yılındaki imar barışından sonra da yeni Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, Türkiye’de 7 milyondan fazla yapının deprem güvenliği olmadığını, kaçak olduğunu belirtmişti. 2 milyon yapı stoğu varsa İstanbul’da bunun da yarısının kaçak, iskansız olduğu anlaşılıyor” diye konuştu. “48 bin binanın yıkılması lazım” Suna, İstanbul’un sadece bir ilçesi kadar yer kaplayan Elazığ depreminde 72 binanın yıkıldığını belirterek, “Şu an 5-10 bina üzerinde enkaz kaldırma çalışmaları sürüyor. İstanbul’da dar sokaklardaki çöken binalara ekipler nasıl ulaşacak? 48 bin bina çökmesi durumunda kimden, nasıl yardım gelecek? Depremde 72 saat denilen ve hayati önem taşıyan altın saatler içerisinde çöken binalarda mahsur kalan İstanbullulara nasıl ulaşılacak? Her bina başına 10 kişi koyduğunuzda oluşacak rakamı düşünebiliyor musunuz? Bizim riski azaltmamız lazım ki az hasar olsun ve deprem anında her binaya yetişebilelim. Elazığ’daki olay İstanbul’daki bir mahalle büyüklüğünde olmasına rağmen, hala enkazların altında kalan ulaşılamayan vatandaşlar var. 72 saat içinde 48 bin çöken binaya ulaşacak ekibimiz var mı? Hayır, yok maalesef” dedi. “Avcılar’da 10 bin bina yenilenmeli” Hançerli, Büyükşehir Belediye Meclisi’nde kalan imar planı değişikliği kararları için oturma eylemi başlattığını ve karar meclisten geçene kadar bu eylemini sürdüreceğini de sözlerine ekledi. “Deprem olduğu zaman sorgulamaya başlıyoruz” Köymen,”Buralardan elde edilecek gelirin, kentleri afete hazır hale getirmek için kullanılacağı açıklanmıştı. Ama elde edilen gelir bu alanlarda kullanılmadı. En son eylül ayında Silivri açıkların meydana gelen depremden sonra bütün bunları sorguladığımızda paraların alt yapı projelerinde kullanıldığına ilişkin bakanlık açıklama yaptı. Ne zaman deprem oluyor, halk olarak o zaman sorgulamaya başlıyoruz.” diye konuştu. Köymen, Kanal İstanbul projesinin maliyetinden daha düşük rakama İstanbul’u afete karşı hazırlamanın mümkün olduğunu dile getirerek, “Onun yerine Kanal İstanbul projesi yapıp etrafına yeni nüfus çekmeyi önerebiliyorlar. Bilim insanları hem Doğu Anadolu fay hattı, hem Kuzey Anadolu fay hattında risklerin nerelerde olduğunu açıklıkla dile getirmişlerdi. O bölgelerde eski binaları, sağlam olmayan binaların yıkılması ya da güçlendirilmesi için uyarılarda bulunmuştu ancak bunların hiçbiri dinlenmiyor. Bunun üstüne üstlük 2018’de Türkiye genelinde imar affı düzenlemesi yapıldı. Yöneticiler afeti bir risk olarak görmüyor, gereken önemi ve özeni göstermiyor.” dedi. Haberin tamamına linkten ulaşılabilir. |