Ekonominin önde gelen isimleri, Türkiye
İstatistik Kurumu (TÜİK) Hanehalkı İşgücü Araştırması '2012 Mayıs Dönemi
Sonuçları'nı yorumladı; genel hava olumlu oldu.
Bakan Çağlayan: Önümüzdeki dönemde daha düşük işsizlik oranları
göreceğiz
Yazılı bir açıklama yapan Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan,
Mayıs dönemi işsizlik verilerini değerlendirdi. Cari açık ve
uluslararası doğrudan yatırım gelişmelerinden sonra istihdamdaki artışın ekonomi
alanındaki sevindirici gelişmelere bir yenisini eklediğini ifade eden Çağlayan,
şunları kaydetti: ''İşsizlik oranında görülen
yüzde 8,2'lik seviye 2012 Orta Vadeli Program'da (OVP) belirtilen yüzde 10,4'lük
orandan yüzde 2,2 puan daha düşük. 2012'in ilk 5 aylık döneminde işsizlik oranı
ortalama yüzde 9,5 oldu. Bu ortalama seviye dahi OVP hedeflerinin bu ay
itibariyle altında. Gelecek aylarda açıklanacak işsizlik verilerinin geçen yılki
seviyesini koruması durumunda dahi yıllık işsizlik oranı yüzde 9,4 seviyesinde
gerçekleşebilecek. Diğer taraftan, işsizlik oranında yakalanan bu iyileşme, 2014
yılı OVP hedeflerimizin de (yüzde 9,9) altında. Önümüzdeki günlerde
hükümetimizin Ulusal İstihdam stratejisi ile kalıcı bir iyileşmenin
sağlanabilmesi mümkün olabilecek.''
Bakan Çağlayan, geçen yılın ilk 5 ayında işsizlik ortalamasının yüzde 10,7
seviyesindeyken bu yılın aynı döneminde yüzde 9,5 olduğunu anımsatarak, şöyle
devam etti:
''Avro Bölgesi'nde işsizlik yüzde 11,2, İspanya'da yüzde 24,8, Fransa yüzde
10,1, İngiltere'de yüzde 8,1, ABD'de yüzde 8,2 düzeyinde. Net ihracat ile
büyüyen ülkemizde, yatırım teşviklerinin de etkisinin görülmesiyle birlikte
önümüzdeki dönemde daha düşük işsizlik oranları göreceğiz. İlk defa, istihdam
hacmimiz 25 milyon kişiyi aştı. Mayıs ayındaki bu oran, 2001 yılı 3'üncü
çeyreğinden bu yana görülen en düşük işsizlik oranı.''
TESK Başkanı Palandöken: Rakamlarının bu düzeyde kalması için
şimdiden önlem alınmalı
Türkiye Esnaf ve Sanatkarları Konfederasyonu (TESK) Genel
Başkanı Bendevi Palandöken, yaptığı yazılı açıklamada, işsiz
sayısının geçen yılın aynı dönemine göre 278 bin kişi azalarak yüzde 8,2
seviyesinde gerçekleşmesinin sevindirici bir gelişme olduğunu ifade ederek,
şunları kaydetti: ''İşsizlik rakamlarının bu
düzeyde kalması için şimdiden önlem alınmalı. Yeni teşvik sistemi büyük ve
teknoloji odaklı yatırımları destekliyor. Bu yönüyle istihdam artışına yeterli
katkısı olmayacak. İşsizliğin önlenmesi ve istihdam artışına yönelik ayrıca bir
istihdamı teşvik paketi hazırlanmalı. Paket içinde istihdamın yüzde 80'ini
barındıran Küçük ve Orta Ölçekli İşletmelere (KOBİ) öncelik verilmesi
gerekiyor.''
TİM Başkanı Büyükekşi: Rakamlar Türkiye ekonomisinin gücünü çok iyi
bir şekilde yansıtıyor
Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mehmet
Büyükekşi, Nisan ayında yüzde 9'a gerileyen işsizliğin, Mayıs ayında
0,8 puan daha düşerek yüzde 8,2'ye inmesinin dünyadaki yaşanan kriz ortamına
rağmen Türkiye ekonomisinin gücünü çok iyi bir şekilde yansıttığını ve ülke
ekonomisinin daha iyi olacağının işaretini verdiğini söyledi. Küresel ekonomik
durgunluk ve Avrupa'daki krizin dünya genelinde işsizliği önemli bir sorun
olarak öne çıkarırken, Türkiye'de işsizliğin son 11 yılın en düşük seviyesine
gerilemesini büyük bir başarı olarak değerlendiren Büyükekşi, ''Euro Bölgesi'nde
işsizlik oranı Mayıs ayında yüzde 11,1 oranındaydı. Euro Bölgesi'nde işsizlik
oranının en yüksek olduğu İspanya'da ise yüzde 25'lere ulaştı. Yani bu ülkede
her dört kişiden bir işsiz. İşsizlik dünya genelinde büyürken, Euro Bölgesi'nde
de yüksek oranlarda gerçekleşirken, Türkiye'nin işsizliği yüzde 8,2'ye düşürmesi
büyük bir başarıdır'' dedi. İstihdam rakamlarındaki
gelişmelerin TİM'in hafta başında açıkladığı İhracatçı Eğilim Anketi'nin 2.
Çeyrek sonuçları ve 3. Çeyrek beklentileri ile son derece uyumlu olduğunun
altını çizen Büyükekşi, şunları kaydetti:
''Eğilim anketimizin sonuçlarına göre yılın üçüncü çeyreğinde ihracatçı
firmalarımızın yüzde 35'i yeni mavi yakalı, yüzde 28,7'si yeni beyaz yakalı,
yüzde 10'u da yeni Ar-Ge çalışanını bünyesine katmayı hedefliyor. Aynı firmalar,
2012'de 6 yeni eleman almayı planlıyor. Bu rakamlar da 2012 yıl sonu için
belirlenen 180 bin istihdam hedefinin aşılacağına, ve istihdam edilen kişilerin
200 bine ulaşılacağına işaret ediyor. Dünyadaki durgunluğa ve AB'deki krize
rağmen ihracatımız bu yılın ilk 7 ayı itibariyle yüzde 10 yükseldi.
İhracatçılarımız, hız kesmeden üretmeye, ihracat yapmaya ve de istihdam
yaratmaya devam ediyorlar. İhracatçılarımız önümüzdeki dönemde de istihdam
artışı sağlamaya devam edecekler.''
MÜSİAD Genel Başkanı Olpak: İstihdamı hizmet sektörü
sırtlıyor
Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) Genel
Başkanı Nail Olpak, istihdamı hizmet sektörünün sırtladığını
ifade etti. Mayıs 2012 işsizlik oranlarının Mayıs ayında açıklanan Sanayi
Üretimi Endeksi ve İhracat rakamları ile de paralellik gösterdiğini kaydeden
Olpak, ''Zira, sanayi üretim endeksi mayıs ayında son yılların en yüksek Mayıs
ayı değerine ulaşmış, ihracat rakamları da 2012 yılının aylık olarak en yüksek
seviyesine çıkmıştır'' dedi. ''Sanayi üretimindeki canlılığın yanı sıra,
istihdam üzerinde hizmet sektörünün payını giderek artırması, işsizlik oranında
görülen bu gerilemeye büyük katkı sağlamıştır'' diyen Olpak, ''Sanayi üretimi ve
ihracatta yakalanan ivme hizmet sektörünü olumlu yönde etkilemekte, bu durum da
hizmet sektörünün istihdamı sürükleyici bir rol oynamasına imkan vermektedir.
Mevsimsel etkiler de göz önünde bulundurulduğunda, 4. Çeyreğe kadar işsizlikte
benzer oranları görmek mümkündür. Son olarak, 2008 krizinden sonra istihdam
artışına yönelik olarak yapılan düzenlemelerin de etkisini göz önünde
bulundurmak gerekir'' ifadelerini kullandı.
BETAM Direktörü Gürsel: İşsizlik verilerinde ciddi mevsimsel etki
var
Bahçeşehir Üniversitesi Ekonomik ve Toplumsal Araştırmalar Merkezi
(BETAM) Direktörü Seyfettin Gürsel, ''Verilerde ciddi
bir mevsimsel etki var. Yaz aylarına doğru doğal olarak istihdam artar işsizlik
düşer. Esas mevsim etkisinden arındırılmış veriye bakmamız gerekir. Orada da
yatay bir seyir var ve işsizlik aslında yaklaşık yüzde 9 oranında''
dedi. Gürsel, veriler üzerindeki mevsimsel etkilere rağmen, Türkiye
ekonomisinin hala istihdam yaratmaya devam ettiğini kaydederek, sözlerine şöyle
devam etti: ''Geçen yıla kıyasla ekonominin
büyümesinin düştüğü kesin, ama büyümede düşüş olsa bile bunun ekonomik verilere
olan yansıması gecikmeli olacaktır. Aslında oran sürpriz değil. Mevsimsellikten
arındırılmış verilere baktığımız zaman, sanayide az da olsa bir büyüme var.
Fakat bu daha çok ağırlıklı olarak verimlilik artışlarından kaynaklanıyor. En
çok inşaat ve hizmet sektörleri istihdam yaratmaya devam ediyor. İkinci çeyrekte
iç talepte de bir canlanma var. Ekonomideki yavaşlamanın etkileri daha sonraları
görülecektir.'' OYAK Yatırım Ekonomisti Gülay
Elif Girgin: 2005'den beri gördüğümüz en düşük seviye
OYAK Yatırım Ekonomisti Gülay Elif Girgin
de, ''Yeni hesaplama yöntemlerine göre 2005 yılından beri işsizlikte gördüğümüz
en düşük seviye. Bu anlamda olumlu. İşsizliğin düşük seviyede ilerliyor olması,
tüm dünyadaki belirsizliklere rağmen Türkiye'de böyle bir görünümde olması çok
iyi. Önemli olan bunun sürdürülebilir olması. Çünkü biliyoruz ki daha önce
krizde işsizlik bir anda yüzde 16 gibi çok ciddi seviyelere sıçramıştı. O
anlamda bu istihdamın devam etmesi ve istihdam oluşturulması bizim için en
önemli konu'' ifadelerini kullandı. Dünya ekonomisinde belirsizliklerin devam
ettiğini dile getiren Girgin, şöyle devam etti:
''Türkiye de dünyaya entegre bir ekonomi olduğu için dünyadaki gelişmelerden
çok ciddi etkileniyoruz. Bu anlamda belirsizlikler karşısında en büyük başarı
tabii ki bu seviyelerin sürdürülebilmesi. Sürdürülebilir büyüme, sürdürülebilir
istihdam bizim için en önemli hedef olmalı. Bunun devam ettirilmesine yönelik
adımlar atılmalı. Çünkü küresel ekonomide bir ilerleme kaydedilmiş değil. Hatta
belirsizlikler daha da katılaşıyor. Özellikle de Avrupa. Belirsizlik ne kadar
fazla olursa durum o kadar çabuk değişir. Kırılgan bir ortamda sorunları
bertaraf etmeye çalışmak en önemli hedef olmalı diye düşünüyorum.''
Emre Alkin: Memnuniyet verici, ancak sürdürülebilir
olmalı
Ekonomist Emre Alkin, ''Ben böyle bir oranın kalıcı olmasını
isterim. İşsizlik rakamının yüzde 7 seviyesine düşmesi için kalıcı, büyük çaplı
yapısal değişikliklerin olması lazım. Yüzde 8,2 oranı bana sürpriz oldu,
memnuniyet verici. Bu iktisadi faaliyetlerin halen zirve seviyesinde olduğunu
gösterir'' dedi. Senenin ilk üç ayının hem perakende hem de ticaret için
çok iyi geçmediğini dile getiren Alkin, ''Nisan, mayıs, haziran aylarındaysa
direkt olarak işverenlerle yaptığım görüşmelerde, işlerinin düzeldiğini, ilk üç
ayın olumsuzluğunu üzerlerinden attıklarını ifade ettiler'' diye
konuştu. İşsizlik oranının sürdürülebilir olması
gerektiğini vurgulayan Alkin, şöyle devam etti:
''Böyle bir rakam kalıcı olur, düşüş istikrar içerisinde sürerse ters bir
durum gerçekleşecek. Hem büyüme yavaşlıyor, bunun en büyük kanıtı cari işlemler
açığının da yavaşlaması hem sanayi üretimi ve ciro rakamlarından iyi sesler
gelmiyor hem bir yandan kapasite kullanım oranları düşüyor, ama diğer bir yandan
da işsizlik düşüyor. Bu biraz paradoks oluyor. Ben mevsimsel etkilerden
kaynaklandığını düşünüyorum.''
ING Bank Başekonomisti
Dağdeviren: Türkiye'de işsizlik yapısal olarak hala yüksek
ING Bank Başekonomisti Sengül Dağdeviren,
2009 sonrasında istihdam artışının güçlü ve olumlu gerçekleşse de, Türkiye'de
işsizliğin yapısal olarak hala yüksek olduğunu belirtti. Son üç dönemdir
sanayide istihdamın düştüğüne dikkat çeken Dağdeviren, her ne kadar hizmet
sektöründeki istihdam artışının gücünü Mayıs dönemi itibarıyla korusa ve orta ve
uzun vadede hizmetlerin toplam istihdam içindeki payının artması öngörülüyor
olsa da, sanayi istihdamındaki düşüşün önümüzdeki dönemde de izlenmesi
gerektiğini kaydetti. Hizmetlerin toplam istihdama oranının Dünya Bankası
verilerine göre 2010'da Avro Bölgesi'nde yüzde 70, AB'de yüzde 68, Türkiye'de
yüzde 51, Polonya'da ise yüzde 56 olduğunu hatırlatan Dağdeviren, ''Mayıs dönemi
itibarıyla sanayinin istihdamdaki payı önceki yıla göre 0,7 puan düşerek yüzde
18,8'e geriledi. Kısa dönemde dalgalanmalar normal olmakla birlikte ileriye
yönelik olarak bakıldığında istihdamda hizmetlerdeki pay artışının sanayiden
değil (verimlilik artışları ile birlikte) tarımdan gelmesi tercih edilecektir''
şeklinde görüş bildirdi. Dağdeviren
değerlendirmesini şöyle sürdürdü:
''Dünya Bankası'nın aynı veri setine göre sanayinin istihdam içindeki payı
2010 itibarıyla Avro Bölgesi ve AB'de yüzde 26, Türkiye'de yüzde 25, Polonya'da
ise yüzde 31 düzeyinde idi. Her ne kadar 2009 sonrasında istihdam artışı güçlü
ve olumlu gerçekleşse de, Türkiye'de işsizlik yapısal olarak hala yüksek,
dolayısıyla önümüzdeki dönemde orta uzun vadeli reformların istihdama etkisi
önemli.''
|