İskoçya, rüzgâr, dalga ve akıntılardan yararlanarak yenilenebilir
enerji üretimine büyük yatırım yapıyor. Ülke, 2050 yılına kadar Avrupa'nın
toplam enerji ihtiyacının yüzde 10'unu tek başına karşılamayı
hedefliyor.
Deutsche Welle Türkçe'nin internet sitesinde bu konuda yer
alan haber şöyle:
Şiddetli rüzgâr, büyük ve hırçın dalgalar, kuvvetli deniz akıntısı ve bol
yağmur... İskoçya, kendine has bu tipik özellikleriyle belki ideal bir tatil
ülkesi olmayabilir. Ancak bu küçük ülke, Avrupalılar için güvenili bir enerji
tedarikçisi olma yolunda hızla ilerliyor. İklim ve coğrafî özelliklerinin
sunduğu koşulları külfet değil, büyük bir nimet olarak gören İskoçya, rüzgâr,
dalga ve akıntılardan yararlanarak yenilenebilir enerji üretimine büyük yatırım
yapıyor.
İskoçya Parlamentosu'nda temsil edilen partiler arasında en büyük grubu
oluşturan İskoçya Milliyetçi Partisi'ne mensup Enerji, Ekonomi ve Turizm Bakanı
Jim Mather, İngiltere'nin üzerinde ısrarla durduğu nükleer
enerji stratejisini kesin bir şekilde reddediyor. Bakan Mather, bunun yerine
ülkesinin, büyük oranda yenilenebilir enerjilere yapmaya devam etmesi
gerektiğine inanıyor. Zira İskoçya'nın doğal enerji kaynakları, komşu ülkelerin
enerji ihtiyacını bile karşılayabilecek kadar fazla. "İskoçya, enerji konusunda
âdeta sayısal lotoda altı tutturup büyük ikramiyeyi kazanmış gibi" benzetmesini
yapan Jim Mather sözlerini şöyle sürdürüyor: "Geçmiş yıllarda kömür ve
hidrolik enerjinin yanı sıra Kuzey Denizi'nden elde ettiğimiz petrol ve doğal
gazdan fazlasıyla yararlandık. Şimdilerdeyse yenilenebilir enerjilere yöneldik
ve bu sayede büyük oranda kâr elde ediyoruz. Tüm Avrupa'daki rüzgâr
potansiyelinin yaklaşık dörtte birine sahibiz. Aynı şekilde akıntı ve dalga
kapasitesinin de dörtte biri bizde. Uzun yaz günlerimiz sayesinde güneş
enerjisini bile verimli şekilde kullanabiliyoruz. Anlayacağınız elimizde çok
çeşitli seçeneklerler var ve bu imkânların tümünü daha da geliştermeye
çalışıyoruz."
Peki İskoçya Enerji, Ekonomi ve Turizm Bakanı'nın bu sözleri sadece abartılı
politik söylemlerden mi ibaret, yoksa somut gerçeklik payı da var mı? Bu
konudaki şüpheleri "Friends of the Eearth / Dünyanın Dostları"
adlı bağımsız çevre örgütünün başkanı Duncan McLaren gideriyor:
"İskoçya gerçekten de eşsiz bir konumda. Ulusal çaptaki enerji ihtiyacımızı
katbekat giderebilecek düzeyde yenilenebilir enerji kaynaklarımız var. İskoçya,
elektrik ihtiyacını tümüyle yenilenebilir enerji kaynaklarından karşılayabilecek
ilk ülke olma yolunda ilerliyor ve bu konuda uygulanabilir bir eylem planı
geliştirdi. 2020 yılı için yenilenebilir enerjinin toplam enerji içindeki payı
yüzde 55 olarak öngörülmüştü. Ama görünen o ki, bu hedefin bile çok üzerine
çıkılacak."
Hedef 2050
İskoçya artık kısa ve orta vadeli değil, uzun vadeli planlar yapıyor.
Hükümetin enerji pazarlarından sorumlu yetkilisi Colin Imrie,
daha şimdiden 2050 yılına dair hedefler ortaya koyuyor: "Bu yeni teknolojilere
yapılacak yatırımların, Avrupa'nın geleceğine ne gibi katkılar sağlayabileceğini
de ortaya koymak istiyoruz. Bu hesapları yaparken sadece 2020 yılını değil,
2030, 2040 hatta 2050'yi de dâhil ediyoruz. Bu yatırımlar sayesinde İskoçya'nın
enerji ihtiyacının tamamı, üstelik çok kısa vadede karşılanabilir. Uzun vadede
ise Avrupa'nın toplam enerji ihtiyacının yüzde 10'unu karşılayabiliriz."
Bu noktada insanın aklına hemen şöyle bir soru geliyor: İskoçya'nın küçük bir
ülke olması, bu hedefleri gerçekleştirmek için bir dezavantaj teşkil etmiyor
mu? Enerji, Ekonomi ve Turizm Bakanı Jim Mather'e göre bu
durum, tam tersine büyük bir avantaj haline dönüşebilir. Zira İskoçya,
yenilenebilir enerji teknolojilerinde bir laboratuar işlevi üstlenebilir ve bu
sayede yeni teknolojiler hem mikro hem makro düzeyde denenebilir.
Bakan Mether, sözlerini şöyle sürdürüyor: "Hedefimiz, İskoçya'yı tüm dünyaya
bir enerji ağıyla bağlamak. Doğru yoldayız. Nitekim pek çok ülke, bizim bu
alanda iyi bir örnek teşkil ettiğimizin farkına vardı. Belki çoğu ülke bizim
kadar hızlı adımlar atamayacak. Ama biz öncü rolümüzü sürdürmek istiyoruz. Çünkü
yenilenebilir enerjinin yanı sıra bu alandaki teknoloji ve bilgi birikimimizi
ihraç etmek suretiyle büyük avantajlar elde edebileceğimizi düşünüyoruz.
İskoçya, ev ödevlerini eksiksiz yaptı ve bu alanda çok iyi bir konuma geldi.
Şimdi bu konumumuzu uluslararası düzeye taşımak istiyoruz."
|